Donald Trump’a yakışır bir heykel
Tabloda böyle bir Ortadoğu ve Kafkasya varken buna bir de Donald Trump'lı Amerika eklenir mi? Bu ihtimal ABD'li sanatçıları şimdiden harekete geçirdi.
için arama sonuçları
Tabloda böyle bir Ortadoğu ve Kafkasya varken buna bir de Donald Trump'lı Amerika eklenir mi? Bu ihtimal ABD'li sanatçıları şimdiden harekete geçirdi.
İtalyan animasyoncu Luca Agnani, 13 Van Gogh tablosuna üç boyutla hayat vererek eserleri bir kısa filmde bir araya getirdi.
Bu gece sabaha karşı izlediğimiz Oscarlarda ufak bir-iki seçim dışında pek sürpriz yoktu fakat sürpriz olmaması doğru muydu? Akademinin kararlarına kendi puanlarımı dağıttım, siz de benim puanlarıma puan vererek Inception'ı tamamlayabilirsiniz.
Başak Şenova, Eylül 2015 tarihinde küratör olarak davet edildiği 4. Land Art Mongolia 360˚/ 4. Arazi Sanata Moğolistan Bienali’nden istifa ettiğini açıkladı. İlk defa bir projeden çekilen Şenova istifasını websitesinde ve sosyal medya kanallarından duyururken “düzenleyenlerle olan görüş ayrılıkları yüzünden” ifadesini kullandı ve bienale iyi dileklerle hoşçakal dedi. Şenova daha önce 53. Venedik Bienali’nde Türkiye Pavyonu’nun 56. Venedik Bienali’nde ise Makedonya Pavyonu’nun küratörlüğünü yaptı. Kıbrıs’ta geliştirilen “UNCOVERED” projesinin ve 2013’te Bosna-Hersek’te yer alan D-0 ARK Underground 2. Çağdaş Sanat Bienali’nin eşküratörlüğünü yürüttü. ibraaz.org ve Flash Art International’ın sürekli editörlerinden olan Şenova ACM tarafından Vancouver’da düzenlenen “SIGGRAPH 2014”ün sanat galerisi başkanı, Kudüs Jerusalem 7 Show ve Helsinki Fotoğraf Bienali 2014’ün küratörüdür. Halen Bilkent Üniversitesi’nde ders vermektedir. Şenova'nın istifasıyla gündeme gelen Moğolistan bienali akla hem genel yayın yönetmenimiz Ayşegül Sönmez'in IWSA'da geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği "Bütün Yollar Çağdaş Sanata Çıkar konuşmasında eleştirdiği Moğolistan ve Antarktika bienalleri girişimini hem de sanatçı ve yazar Hito Steyerl'in "nerede bir adaletsizlik var hemen dikin oraya bir Guggenheim müzesi" sözlerini getirdi.
Gezi parkındaki ağaçların kuruduğuna dikkat çeken Cumhuriyet'in internet sitesindeki haber üzerine Korhan Gümüş ve Cem Tüzün olay yerinde inceleme yaparak görüş bildirdi.
Gezi Parkı'ndaki ağaçlar neden kuruyordu?
Mimar ve aktivist Korhan Gümüş'e göre bunun nedeni tuz.
Evet, bir zamanlar otopark için dökülen tuzun hala temizlenmemiş olması:
"Taksim Gezisi'nin Trafik Vakfı tarafından otopark olarak kullanılmasını biz engellemeden önce (2000), her gün binlerce araç park ediyordu. yaya köprüsü dahi araçlarla doluyordu. Bu nedenle her kış zemine en az 60 ton tuz seriliyordu. Bu tuz temizlenmedi. Bu yüzden gönüllüler olarak hazırladığımız yönetim planının bir ögesi de "ekolojik onarım"dı. Hyatt Regency mücadelesinde kesilen ağaçları tek tek fotoğraflayıp, yerine tekrar diktirmiştik. Park ve Bahçeler Daire Başkanı İhsan Şimşek ağaç nasıl kurutulur, bunun ihtisasını yapmış bir kişidir. Dolayısı ile Gezi'ye yeniden sahip çıkmaktan başka çare yok.Kamuoyuna gönüllüler tarafından hazırlanan yönetim planını tekrar tekrar sunmak lazım."
Gezi Parkı'nda özel olarak bir inceleme yapan Cem Tüzün'e göre, İBB bir süre önce Gezi Parkı'nda kuruyan ağaçları kesmek için Koruma kuruluna başvurmuş. Ya da Gezi Parkı'nda kuruyan ağaçlar konusu bir şekilde kurul gündemine gelmiş. Koruma Kurulu İBB'ye bir yazı yazarak, kuruyan ağaçların yerlerini gösteren bir röleve hazırlanmasını, ağaçların neden kuruduğunun belirlenmesini, kuruyan ağaçların yerine ne yapılacağının belirtilmesini istemiş. Bunlar yapılana kadar kuruyan dal/ağaçlarla ilgili güvenlik önlemlerinin alınmasını istemiş. Geçtiğimiz günlerde yağan yoğun kar kuru dalların kırılmasına neden olmuş. Dün ve bugün İBB'nin yolladığı ekipler kırılan dallardan başlayarak kuruyan ağaçlarla ilgili derin budama çalışması yapmış.
Tüzün, görebildiği kadarıyla 15 kadar ağacın yalnızca ana gövdeleri kaldığını, belki 1-2 tanesinin yeniden canlanabilir olduğunu ifade ediyor, üzülürek ve üzerek ekliyor:
"Çoğunluğu tamamen kurumuş. Ağaçların altına yararlı olacağını düşündüğüm volkan köpüğü (tüf) serilmiş. Ancak asıl sorun, Gezi Parkı'ndaki ağaçların neden kurumakta olduğudur. 2,5 yıl önce Park'a yurttaşlar olarak sahip çıkabildiğimiz dönemde bu ağaçların hepsi yemyeşildi."
sanatatak.com genel yayın yönetmeni Ayşegül Sönmez, Güncel Barış çağrısı metnini imzalamıyorum diyerek sosyal medyada çağrı metnini ve anlayışını Selahattin Demirtaş'ın şu sözlerinden hareketle eleştirdi:
"Kürtlerle ve Kürdistan'ın geleceğiyle ilgili söz söyleme hakkına sahip olmayan sadece Kürtlerdir. Bizim dışımızda herkesler konuşabilir. Emekli generaller, yenilmiş paşalar, stratejistler, analistler, her akşam bizim adımıza konuşabiliyorlar televizyonda. Kürt'e şunu verin, Kürt'e bunu verin, Kürt'e şunu alın... Bir tek biz konuşamayız. Biz konuşmak istediğimizde "Hayır, iradenizi kırarız, sizi pişman ederiz" diyorlar. Bizim dışımızda herkes bizim statümüzle, geleceğimizle ilgili konuşuyor, konuşabiliyor. Ama kırk milyonluk Kürt halkı Türkiye'de hangi statüyle yaşayacağını konuşamıyor."
Sönmez, Selahattin Demirtaş'ın bu sözlerini alıntılayarak yaptığı eleştirisinde, güncel barış çağrısını vicdan rahatlatmaya bir çağrı olarak gördüğünü ve metni imzalamayacağını belirtti:
"Sanatçıların, Didem Yazıcı ve Hakan Topal'ın öncülük ettiği barış çağrısında Kürt halkı diye bir ibare niye yok? Doğu, Doğu ve savaş var dediğimiz ve Batı Batı dediğimiz de hakikaten neresidir? Dilek Doğan nerede öldürülmüştür? Ülkenin Doğu'sunda mı Batı'sında mı? Ve devlet Doğu Batı fark etmeden kimleri öldürmektedir? Kusura bakmayın! Bu bildiriye de, vitrinleri de işin içine katmaya, vicdanları bir güzel görünerek ve göstererek rahatlatmaya karşıyım. İmzalamıyorum da... War is Over yazınca savaş bitmiş olmuyor: Imagine söyleyince hiç!"
Türkiye’nin ilk elektronik-kitap yayınevi altKitap'ın 10 yıldır düzenlediği Öykü Ödülü’nün 2016 yılı başvuruları başlıyor.
Bu pazardan itibaren Sanatatak'ta yeni bir bölüm başlıyor. Her pazar bu sayfalarda Sanatatak Fiction bölümünde yeni bir hikaye yer alacak. İlk haftanın konuğu Yaz Tatili Kazası ile Hürehni Fırat Öncü.
“Mukadderat”'ın cam fanuslar içine yerleştirilmiş karikarutize edilmiş bembeyaz, dua eden beyaz yakalı çalışan heykelleri bir nevi empatiye izin vermeyen ucube gösterisi...
Racing Extinction isimli belgeselde J. Ralph ile bir araya gelerek “Manta Ray”i seslendiren Antony Hegarty trans bir birey olmasından dolayı akademinin ayrımcılığına uğradığını açıkladığı bir mektupla bu yılki Oscar törenine katılmayacağını duyurdu.