Yılın ilk yarısı biterken, dönüp bakınca İzmirli sanat severlerin rapertuvarlardan, sıradan yapımlardan bıktığını söylemeye pek hakkı yok gibi görünüyor.
Sezon bugünlerde kimi sahne insanları için bitmekte. Kah yola düşüp değişik seyirci kitleleriyle buluşacakları, kah birkaç ay sözde dinlenecek ve yeni eserlerin gelecek sezondaki performansların provalarıyla uğraşacakları tatil başladı. Sahne için bir tatil mümkün olabilir mi tartışılır. Yılın ilk yarısı biterken, dönüp bakınca İzmirli sanat severlerin rapertuvarlardan, sıradan yapımlardan bıktığını söylemeye pek hakkı yok gibi görünüyor. Şu günlerde peşpeşe sıralanan bir düzine kültür sanat etkinliği bu savı doğrular nitelikte.
Usta gitarcı Akın Eldes besteleri, çılgın tınıları, alçak gönüllü tavırlarıyla, önce tek tüfek sonra da yanına bizim yerlileri alarak karşımıza çıktı. 18 ve 19 Mayıs’ta Pinhani ve Bulutsuzluk Özlemi ile sahne alan müzisyenin İzmir çıkarması 17 Mayıs pazar akşamı Tato Bar’da solo sahne aldığı samimi konser ile başladı. Uçarı bestelerinden seslendirirken nazik tavırları ile dikkat çeken Eldes, Bulutsuzluk Özlemi’nden ve istek üzerine ilk albümü Kafi’den (2002) bestelere yer verdi. Programın diğer yarısında gitarcı, İzmir’li Forfeit grubundan genç müzisyenlerle beraber, haftasonu programının ün kazanmış rock klasiklerinden Smoke On The Water ve Roadhouse Blues gibi parçalar icra ederek izleyenleri müthiş keyiflendirdi. Deneysel ve sınırları zorlayan, sıradışı bestelerinin yeri oldukça ayrı fakat, ne kadar olsa Türkiye’nin ilk solo bas gitar albümü olarak bilinen, Gürol Ağırbaş’ın “Bas Şarkıları” albümünün ikincisi gibi hayli özel projelerle Türk çağdaş müzik tarihinde yer tutan bir virtüözden bunları dinlemek bir başka.
Bir diğer deneysel müzik ziyafeti Fuar İzmir Sanat Sahnesi’nde dinleyiciyle buluşan Gevende konserinde yaşandı. Dünyalı müzik olarak nitelendirebileceğimiz, delilikle dinginliğin anlamlarını bir araya getiren grup adeta memleketimizin gururu. Nayu, Sanki, Kadıbostan, Sustum gibi birbirinden özel şarkılarını seslendirerek uçsuz bucaksız dünyalarına hayallerimizi davet etti. Hikaye anlatıcısı olarak sanatçının olanaklarının aslında nasılda sınırsız olduğunun sıkı bir örneği. Keşke Korsika tv kanalı Mezzo Voce’den öte, uluslararası bir arenada Türkiye’yi yine temsil etseler. Örneğin trompetleri ile İbrahim Maalouf’un modern, melez, yurtsuz tonlarını anımsattığı buna karşılık vokalle gitarın hüzünlü, anlaşılmaz, derinlikli dolantıları düşünülürse, enfes bateriler ve elektroniğin temkinli dokunuşları da karışıma eklenince ortaya eşsiz Gevende çıkıyor. Birleştirdiği renkler sayesinde çağın zamansız ve mekansız müziği bu olmalı demekten başka çare yok. Saykodelik, etnik, progresif rock, caz ve elektronik Gevende’de aranabilir.
Bu iki kaçık ve kıymetli müzik karşılaşmasının yanında, türlerin ve yeniliklerin, ilerlemenin yanında olan iki sahne sanatları notu daha düşmek gerek. Şubatta İzmir’de hayata gözlerini yuman Türk müziğinin efsane kadın sanatçısı Müzeyyen Senar, Modern Dans Lab topluluğunun çeşitli mesleklerden oluşan ekibi sayesinde modern dans temsiliyle bir defa daha anılıyor. 1 Haziran’da yakın tarihin sayfalarından, çağdaş sanat marifetiyle canlanan “Müzeyyen” Fuar İzmir Sanat’da ücretsiz olarak sahne alıyor.
Er Woyzeck, komutanları, yansımaları ve kadını ile karşınızda! 3 Haziran Çarşamba ise genç Tiyatro Terminal’den, öne çıkan güçlü dokusu ve anlatımıyla “Woyzeck” yine Fuar İzmir Sanat’da izlenebilir. İnsanın içine bakarken, zaafiyet, hekimlik, askerlik, kadınlık, erkeklik, iyilik, sadakat gibi kavramları yoklayan oyun dekor tasarımı ile kesinlikle etkileyici. Muşambanın üstüne düşen her şeyi yadırgayan, kabullenmeyen, sargı bezi veya rahat kıyafetler gibi sizi sarmayan, asla ısınmayan, kurumayan hem de ıslanmayan, lekelenmeyen bir kumaş gibi ve buna paralel militarizm eleştirisiyle bizlere ayna tutmaya ne kadar müsayit… Hele gerçekten açılan bir konserve bezelyenin salona yayılan kokusunu gibi ufak ayrıntılarla aklımızı anlatıya çekiyor. İnsanın karanlık yüzünü seçmeye çalışmak için oyunu çıkaran ekip sıkı bir işe emek veriyor.
