Üçüncü sezonuna ilgi çekici bir başlangıç yapan Westworld, “Crisis Theory” (Kriz Teorisi) ile sezon finali yaptı. Bu sezon birçok sorunla devam etti, karakter motivasyonları inandırıcılıktan uzaktı, Caleb seyirciye son bölüme kadar tanıtılmadı, yönetmenlik ve kurgu alanında şaşırtıcı derecede zayıflıklar vardı. Fakat Dolores’in de dediği gibi “Ben güzellikleri görmeyi seçiyorum”.
Westworld III’ün olumlu yanları
Westworld gibi insanların hareketlerini arkalarında bıraktıkları data izlerinden yola çıkarak tahmin etmeyi inceleyen diziler var. Buna örnek olarak yakın zamandan Devs, geçmişten de Person of Interest’i ve Minority Report‘un dizi adaptasyonunu gösterebiliriz. Geleceği en gerçekçi şekilde tahmin eden ve dünyayı buna uygun bir biçimde yeniden inşa edebilense hep Westworld… Devs, sekiz bölümünü, böyle bir cihazın felsefesini anlatmak üzerine kurarken, Westworld, bu felsefeyi özümsemiş bir şekilde, dünyaya etkilerini inceliyor.
İnandırıcı bir dünya kurma konusunda Westworld’ün başarısı tasarımlarda da kendisini gösteriyor. Drone araçlar, isyan bastırmak için tasarlanmış Riot Bot, araba ve motorlar, her anlamda tüm tasarımlar gelecekte karşımıza çıkabilecek şekilde dizayn edilmiş.
Dizinin en başarılı olduğu konulardan birini bu bölümde gördük. Dolores’in Rehoboam’a bağlandığı sahnede, Maeve ile konuşması ve ardından virüsü yükleyerek, son hatırasını da kaybetmesi, dizinin en etkileyici sahnelerinden biriydi. Bu yazıyı yazmak için iki kez izlediğim bu sahnede, iki seferde de gözlerimin dolduğunu itiraf etmem gerekir. Diyalog yazımı, Maeve’in Dolores’e yardım etmeye karar vermesi, bu diziyi neden hâlâ sevdiğimizi özetliyor. Keşke Nolan ve Joy bu kalitede bir yazımı sezonun tamamına yaymayı başarabilselerdi.
Westworld III’ün olumsuz yanları
Maeve’in Serac’ın yanında yer alması bu sezonun en kafa karıştırıcı kararlarından biri. Maeve, ikinci sezonda kızını isteyerek robot cennetine gönderdi ve kızının annesi olarak tanıdığı robotla beraber yaşamasını sağlamak için kendi canını feda etti. Dolores’in karşısındaki ana güç olan Maeve’in, böylesi zayıf bir motivasyona sahip olması, sezonun izlenebilirliğini azalttı.
Maeve gibi inandırıcılıktan uzak olan bir diğer karakter ise William oldu. Decoherence bölümünde, harika bir terapi sahnesi izlememize neden olan William’ın, sezonun geri kalanında ise etkisiz bir karaktere dönüştüğünü gördük. William’ı bu sezondan çıkardığınızda, bunun hikâyeye bir etkisi olmuyor. Nolan ve Joy’un, Ed Harris’i bir sonraki sezona taşıma amacı dışında, seyircinin bağlantı kurabileceği bir motivasyon bulmak mümkün görünmüyor.
William gibi, ana hikâyeye hiçbir etkisi olmayan bir başka karakter de Bernard Lowe oluyor. Bu sezon bir şekilde Bernard’ın ana hikâyeye bir etkisi olmasını bekledik fakat bu beklentimiz karşılık bulmadı. Bernard’ın, sadece sezon finalindeki sahnelerini görmemiz yeterli olurdu, eski karısı ile olan sahnesi ve robot cennetinin anahtarını bulması, tüm sezon yaptığı hareketlerin tamamından daha etkili ve anlamlıydı. Bernard konusunda da Nolan ve Joy’un Jeffrey Wright’ı dizinin dünyasında tutma motivasyonu, dizinin dünyasında Bernard’ın var olma motivasyonunun önüne geçiyor.
Caleb, için de aynı sorunlar geçerli, Caleb’i karakter olarak tanımamız, dizinin finalini saklamak için engelleniyor. Dolayısıyla karaktere bir bağlılık oluşturmamız imkânsız hale geliyor. Caleb’in insan olduğunu, Dolores tarafından, seçim yapabildiği için seçildiğini, Westworld’e daha önce gittiğini ve orada diğer insanlardan farklı bir tutum sergilediğini daha önce görebilseydik, bu karakter ile daha kolay özdeşlik kurabilirdik. Son bölüme kadar Caleb’in nasıl bir insan olduğunun saklanması, seyirciyi meraktan çok, ilgisizliğe doğru götürdü.
HBO müdahalesinin hissedilmesi de bu sezonun, ilkine kıyasla daha zayıf düşmesine neden olan etkenlerden. İkinci sezonun seyirciler tarafından fazla karışık bulunması (ki ben o sezonun da incelemesini yapmış biri olarak katılıyorum, fazla karışık bir yapıya sahipti), bu sezon, her karakterin, diyalog ile açıklama yapmasına neden oldu. Seyirciye güvenmeyen bir yapıda, Westworld gibi karmaşık konseptler işleyen bir dizinin başarılı olması mümkün olmadı.
Son olarak yönetmenliğe de değinmemiz gerekiyor. Genre bölümünde, tür değişimlerinin ve aksiyon sahnesinin zayıflığı bir Hollywood yapımına yakışmıyordu. Sezon finalinde de isyan sahnelerinin bir o kadar zayıf kalması hayal kırıklığı yarattı.
Neden hâlâ Westworld?
Bahsettiğimiz bunca eksiye rağmen neden hâlâ Westworld’ü seviyoruz? Bu sorunun en büyük cevabı benim için oyunculuklar. Evan Rachel Wood’un Dolores performansını izlemek, Federer’i tenis oynarken, Timberlake’i konser verirken izlemek kadar keyif veriyor. Bir robotun ölümüne bu kadar üzülmemize neden olan da Wood’un performansı… Aksiyon sahnelerinde de Wood’un varlığı aynı şekilde Joy ve Nolan’a yardımcı oluyor. Wood’un karatede siyah kuşak sahibi olması, bu sahnelerin kalitesini bir üst seviyeye çıkarıyor. Genre bölümü hariç, Passed Pawn ve sezon finalindeki tüm aksiyon sahneleri neredeyse kusursuz bir şekilde işleniyor. Hatta Dolores’in köprü üzerindeki sahnelerinin John Wick’i hatırlattığını söylemek bile mümkün.
Her ne kadar senaryoda sorunlar olsa da Wood gibi, Ed Harris, Tessa Thompson ve hatta Breaking Bad dışında oyunculuğundan çok bahsedilmeyen Aaron Paul’ün bile oyunculukları, güncel dizilerdeki en iyi oyunculuklar arasında yer almayı başarıyor. Yazının başında bahsettiğimiz Devs’de, bu seviyede oyunculukların olmamasının eksikliği net bir şekilde görülüyor.
Rehoboam ve özgür irade konusu dışında, Sahte Hale’in, Gerçek Hale’e dönüşmesi de bu sezonu ilginç kılan konseptlerden… Bir insanın, birden fazla insana bölünmesi (William’ın terapi seasında da bunu gördük) ve daha sonra yapay zekanın bedenini ve hafızasını taşıdığı insana dönüşmesi çok fazla rastlamadığımız bir konsept. Tabii Nolan ve Joy, sezon finalinde bu konsepti bir sonraki sezonu inşa etmek için camdan aşağı atıyor.
Önümüzdeki sezonlarda ne olacak?
Üç sezon ve yirmi sekiz bölümün ardından bu yazı benim son Westworld yazım olacak fakat Westworld, en az iki sezon daha devam edecek. Bölümün sonunda gördüğümüz üzere, Robot William, Gerçek William’ı öldürüyor ve Charlotte Hale ile beraber, insanlığın sonunu getirmek için yola çıkıyor. Hale’in, Dolores’in bildiği her şeyi bildiğini son bölümde öğrendik. Hale bu bilgileri, kendisine bir robot ordusu kurmak için kullanıyor. Maeve, Clementine, Haronaya ve Caleb ise, yeni bir düzen inşa etmek için yola çıkıyor.
Hale’in ordusuna karşı, Caleb ve Maeve’in isyan ordusunun savaş açacağını öngörebiliriz, hikâye bu bağlamda biraz daha Star Wars anlatısına yaklaşabilir. Bu sezon senaryoya hiçbir etkisi olmayan Bernard, gelecek sezon robot cennetindeki robotlar dünyaya geri getirerek, Hale’e karşı ordu kurulmasında yardımcı olabilir. Kısaca Rehoboam’ın yarattığı güç vakumunu ele geçirme savaşları izleyeceğiz. Bu noktada, Serac’ın öldüğünü görmediğimizi ve Solomon’un tekrar aktive edilme şansı olduğunu da hatırlatalım.
Serac, ağabeyi ile beraber, kaosu tekrar kontrol altına almak için, Solomon’u kullanmaya çalışabilir. Evan Rachel Wood, mutlaka bir şekilde diziye tekrar dahil olacaktır. Bu bölümden önce, Hale’in gelecek sezon Dolores vücudu inşa edip, kendi hafızasını ‘hakkettiği’ vücuda takmasını bekliyordum fakat bu bölümden sonra, Hale’in kendi görüntüsünü koruyacağını söyleyebiliriz. Dolores’in hafızasının, Berlin’e gönderilen çantanın içerisinde olması en büyük ihtimal, umarım gelecek sezon bir şekilde kendisini izlemeye devam edebiliriz.