A password will be e-mailed to you.

Gerçek bir Fransız müzikali, Notre Dame de Paris, canlı canlı, şöhretli oyuncuları, dansçılarıyla İstanbulluları 15 gün boyunca Paris’e götürüyor. Üç saate yakın üç erkeğin imkansız bir aşkla ve şehvetle kavruluşunu ve öte yanda evsiz ve vatansız göçmenlerin yardım isteyen yakarışlarını dinliyoruz.

Müzikal dünyasının yıldızı Brodway denilince akla nasıl Cats geliyorsa, Paris denilince de Notre Dame de Paris gelir ve tabii ki ünlü Belle şarkısı. Çünkü Notre Dame de Paris, Paris’in ilk kurulduğu İle-Saint-Louis’de, kentin simgesi olarak bilinen katedralidir. Ve de edebiyat dünyasına imkansız aşkın sembolü olarak girmiştir. İmkansız aşk; katedralin önünde dans eden Çingene güzeli Esmeralda’ya aşık olan kambur, sağır ve çirkinlik sembolü zangoç Quasimodo! Esmeralda’nın aşık olduğu sarayın askeri Phoebus. Bir papaz olarak dua etmekten başka bir şeye ağzını açmayan ama Esmeralda’yı gördüğü an şehvetin ateşlerinde yanan rahip Frollo! Bu aşkların hiçbiri mümkün değil…

İmkansız aşkın romanını 19. YY’da Victor Hugo Notre Dame’ın Kamburu’nda yazdı. 20. YY’da defalarca filme çekilen eserin en son olarak da müzikali İtalyan yazar ve kompozitör Richard Cocciante ve Fransız besteci Luc Plamondon uyarlamasıyla gerçekleşti. Şarkıları, özellikle üç erkeğin imkansız aşkını anlatan Belle o kadar ünlendi ki popüler bir müzik parçasına dönüştü. Mayıs ayının armağanı olarak Zorlu PSM’de izlenebilecek müzikalin özelliği ise Fransızca, yani kendi dilinde olması ve Gilles Maheu’nün rejisi, Martino Müller’in koreografisiyle sahneye koyulurken günümüze, özgürlük, eşitlik, sınıfların kalkması gibi evrensel değerlere gönderme yapması. 1998 yılından beri sahnelenen Notre Dame de Paris, ilk sergilenişinden bu yana, 20’yi aşkın ülkede de oynanarak en çok izlenen müzikaller arasında yer aldı. Üç şarkısı Vivre, Belle ve Le Temps des Cathedrales, popüler müzik haline geldi.

Canlı canlı sahnede!

İzlediğimiz ve meraklısına izlemeyi önereceğim müzikale gelince biri hayli uzun, biri kısa iki perdeden oluşuyor ve iki saati aşıyor. Otuz kişilik kadronun başrollerindeki oyuncuların hepsinin sesi ve performansı tartışılmaz. Hele Belle’de üç erkeğin aşklarını haykırışları yüreğimizden bir şeyler koparttı. Kostüm ve dekor da günümüze uyarlanmış, çağdaş çizgiler taşıyor. Evsizlerin günümüzün en büyük sorunlarından biri olan “göçmenler”e çevrilmesi çok etkileyici. Bu ve bunun gibi metaforlarla olay üç erkeğin güzel bir kadına duydukları şehvet ve aşk etrafında dönmekten çıkıp sosyal ve siyasal bir içerik kazanıyor.

Oyuncular yıllardır oynuyor

Eserin en önemli iki oyuncusu elbette kambur zangoç Quasimodo ve çingene güzeli Esmeralda. Quasimodo’yu İtalyan oyuncu Angelo Del Vecchio 2011’den beri üç dilde oynuyor sahnede. Esmeralda’ya ise pek çok yarışmada ödül alarak şöhret olan Arnavut Elhaida Dani hayat veriyor.

Koreografi tartışılır

Müzikalin bir özelliği de elbette danslarıdır. İlk perdede dansların ve koreografinin aşırıya kaçtığını düşündüren çok sahne oldu: dansçılar için çizilen koreografi zaman zaman sirke dönüştü. Trapezci mi izliyoruz, akrobat mı, Las Vegas gösterisi mi, yoksa bir Fransız müzikali mi diye düşündüren atlamalı zıplamalı, duvarda asılı sahneler, üstelik te konuya ve oyuna katkısı olmayınca, en azından beni şaşırttı. Dansçıların mükemmelliği değil, eleştirdiğim, koreografinin tasarlanış biçimi.

Buna karşın ikinci perdede danslar çok daha konuyu güçlendiren ve katkı sunan bir koreografideydi; hele çanlara asılı üç kadının çan çalma sahnesi olağanüstüydü! Ama Esmeralda’nın asılarak idam edilmesinin neredeyse geçiştirilmesi, şiddetin üstünün kapatılmasıydı sanki, tıpkı işkence sahnesi gibi. Bir Fransız müzikalini, Fransızca izlemek bu dili bilenler için hiç kuşkusuz çok keyifliydi ama bilmeyenler için çeviri sanki daha özenli olabilirdi.

Bu seçim atmosferinde sanatla ilgilenmekten vazgeçmeyenlerin 21 Mayıs’a kadar izleyebilecekleri kaçırılmaması gereken bir gösteri, her zaman bulunmaz!

Daha fazla yazı yok
2024-12-02 08:51:37