Bilim kurgunun kraliçesi Ursula K. Le Guin’den 20 hikaye geldi.
“30 Ağustos… Dr. Nades çalışmalarım hakkında bir günlük tutmamı salık veriyor. Günlüğü özenle tutarsan, diyor, tekrar okuduğunda yaptığın gözlemleri hatırlayabilir, hatalarını görüp ders alır ve olumlu düşünüşteki ilerlemeleri ya da sapmaları gözlemleyebilir ve bu geri besleme süreciyle çalışmaların seyrini düzeltebilirsin,” diye başlar, Ursula K. Le Guin’in müthiş hikayesi “Gülün Günlüğü”. Rosa, Dr. Nades’in Doğal Psik. Bürosu için otistik çocuklar başta olmak üzere patolojik rahatsızlıkları olan kişilerle çalışan genç, çiçeği burnunda bir psikopoşçudur. Rosa çok değil günlüğüne başlamasından iki gün sonra onu bütün bildikleri ve sistemi sorgulamaya itecek olan mühendis Flores Sorde’la tanışacak, psikoskopi tekniğiyle bu zeki paranoyağın zihnini taramaya koyulacaktır. Bilenler bilir ama biz bilmeyenler için söylersek, 1990’ların başında işte bu hikayeyle, “Gülün Günlüğü’yle keşfettik Ursula K. Le Guin’i. Ki, henüz ne “Mülksüzler” çevrilmişti Türkçeye ne de “Karanlığın Sol Eli”. Ve şimdi yıllardan sonra “Gülün Günlüğü” bir kez daha okurun karşısına çıkıyor. Ama bu kez, “Rüzgargülü” başlığı altında. Bu arada, hemen söyleyelim: “Rüzgargülü”, “Dip”, “Kuzey””Doğu”, “Tepe”, “Batı” ve “Güney” başlığı altında altı ana bölümde toplanmış, efsanevi “Gülün Günlüğü” başta olmak üzere 20 hikayeden oluşuyor. Her biri kısa roman tadı ve kıvamında olan 20 hikayede bir örüntü, bir tutarlılık algılıyorsunuz. Sanki Ursula K. Le Guin, zihinsel bir harita çiziyor ve siz de hikayeleri okudukça izleri takip ederek o zihni dolaşmaya çıkıyorsunuz. Bu arada, hemen söyleyelim: “Schrödinger’in Kedisi”, “Arzunun Patikaları”, “Labirentler”, “Gwilan’ın Arpı”, “Kadın Kocasını Anlatıyor”, “Yelcho’nun Antartika Seferi”, “Gülün Günlüğü’ kadar en etkili hikayelerden.