1954’den beri geniş içerik yelpazesiyle yayın hayatına devam eden Le Monde diplomatique, 2009’da Kürtçe edisyon ile Kürt aydınlarını okurlarla buluşturmaya karar verdi. Aralıklarla yayınlanmaya devam eden Le Monde diplomatique Kurdî, 2022’de yeni yazar kadrosunu belirledi. Pek çok dilde yayın yapan gazetenin Kürtçe edisyonu dijital olanaklarını geliştirdiği bir döneme hazırlanıyor. Biz de kendilerinin bu heyecanını paylaşarak Le Monde diplomatique Kurdî’nin Genel Koordinatörlüğünü yürüten Bilal Ata Aktaş’a yeni dönemle ilgili hedeflerini sorduk.
Hem Literatüre Katkı Hem Teselli
Aktaş, Le Monde diplomatique Gazetesi’nin dünyada en fazla farklı dilde yayın yapan gazetelerden biri olduğunun öncelikle altını çiziyor. İlk olarak Paris’te kurulan gazete 30 ülkede okurlara ulaşan 24 farklı edisyona sahip. Günlük haberler yerine, aylık analizlere yer veren gazetedeki yazılar çeşitli mecralarda referans olarak gösteriliyor. Aktaş, dünyada olup bitenleri titizlikle okuyucunun karşısına getiren bir gazetenin Kürtçe dilinde de ulaşılabilir hale gelmesinin hem Kürtçe literatüre katkı vereceğini hem de Kürtçenin kamusal alana farklı bir yerden giriş yapacağını söylüyor. Aktaş, bunun aynı zamanda direnen bir dil için ‘teselli kaynağı’ olduğunu da ekliyor.
Edisyondaki değişimle ilgili sorularımızı yanıtlayan Le Monde diplomatique Kurdî’nin Genel Koordinatörü Bilal Aktaş, gazeteyi yeniden çıkarmaya başladıkları 2023’ten itibaren altyapı çalışmalarına yoğun bir mesai harcadıklarını, internet sitelerini ve sosyal medya hesaplarını yenilediklerini ifade ediyor. Format gereği gazetede çıkan yazıların birçoğu ana edisyonda çıkanların çevirisi olmak zorunda ise de geri kalan yazılar her edisyonun kendi editöryal tercihiyle belirleniyor.
Farklı Coğrafyalardan Kürtçe Bilen Okurlara Hitap
Le Monde Diplomatique sadece politik analizler yapan bir gazete de değil. Kitap tanıtımları, film kritikleri, felsefi yazılar da içeriyor. Kürtçe edisyonda yer alan Her Meh Hunemendek bölümü, Phikir platformunun kurucusu ve sanat direktörü Jasmin Eda Tigil ve Bilal Ata Aktaş küratörlüğünde gerçekleşiyor. Aktaş, bu bölümde sadece sanatçıyı tanıtmadıklarını, onun sanatsal yolculuğuna da eleştirel bir gözle bakmaya çalıştıklarını söylüyor. Sanatçılar ise çok farklı coğrafyalardan Kürtçe bilen okurlara hitap edecek şekilde seçiliyor. Aktaş şöyle devam ediyor:
“Küratöryal çerçeveye uygun düşecek işleri seçmeyi planlıyoruz. O ay seçtiğimiz sanatçının eserlerini de aynı zamanda diğer makalelerin görsellerinin arasına serpiştiriyoruz. Tabii bunu yaparken, bu tarz kurumsal ve görece kökleşmiş kurumlarda alan açıcı olmanın önemini de göz önünde bulundurmak gerek. Hâlihazırda kendini ispatlamış sanatçıların yanı sıra, yetenekli ve başarılı ama sanatsal networkü yeni yeni oluşan isimlere de yer vermek istiyoruz.”
‘Kürtçe Yayıncılık Evden Kovulan Ama Geri Dönen Kırılgan Figür’
Aktaş, Le Monde diplomatique Kurdî’nin yeni dönemini anlatırken Kürtçe yayıncılıkla ilgili görüşlerini de paylaştı:
“Kürtçe yayıncılık, mütemadiyen evden kovulan ama dışarda farklı ortamlarla etkileşime girdikten sonra bir şekilde eve geri dönen kırılgan bir figür. Evdeki son kararları kendisi alamıyor, ama sürekli evin farklı yerlerinde kendine küçük alanlar inşa edip bir şekilde hayatta kalmayı başarıyor. Onun direniş repertuvarını oluşturan şey de bu inatçılığı. Kürtçe yayıncılığı mevcut politik ve sosyolojik iklimde bu şekilde değerlendirmek gerek diye düşünüyorum”.
Le Monde diplomatique Kurdî okurlarının çoğunun genç üniversite öğrencileri olduğunu da söyleyen Aktaş, Kürtçe okuyup yazmayı öğrenmenin gençler için daha erişilebilir bir uğraş olduğunu da ekliyor. İleride dijitalleşmeye daha fazla ağırlık verecek olan edisyon, podcastler, sesli makaleler, tüm çalışmaların toplanacağı bir aplikasyon, sponsorluk ve partnerlikler, akademik konferanslar gibi bir dizi hedefe sahip. Aktaş, “Amacımız Kürtçe okuyup yazan kesim arasındaki fikrî sirkülasyonu güçlendirmek ve ana endişe kaynağı iyi argümante edilmiş yazılar olan bağımsız bir platform oluşturmak” diyor.