Karikatür yapmak tehlikeli olunca gemi resimlerini yapmaya devam ediyor Haslet Soyöz. Rahmi Koç Müzesi’nde 26 gemi resminden oluşan sergisi Aralık ayına kadar görülebilir.
Denizi severim. Gemileri de severim. Hatta denizcileri de! Denizle ilgili her şeyi severim kısacası! Haslet Soyöz de gemiler çizmiş yine, Rahmi Koç Müzesi’nde sergileniyor. Açılıştan önce gidip gezdim ama araya Cumhuriyet Bayramı’nın 100. yıl kutlamaları girdi, bir türlü yazamadım. Haslet Soyöz, karikatürleriyle tanınan bir sanatçı. Karikatür giderek daha az yapılıyor, daha az yayınlanıyor ülkemde. Oysa çok ciddi bir karikatür geleneğimiz ve çok değerli karikatüristlerimiz vardır. Gel gör ki karikatür dediğin, özellikle bizim gibi ülkelerde daha çok siyasidir. Siyasi hiciv ve mizahtır, gülümsetirken düşündüren mizahtır. Turgut Özal, en çok karikatürü yapılan siyasetçilerden biriydi, ama hoşgörülüydü, kendi karikatürlerinden oluşan bir sergiyi bile açmıştı. Şimdikiler o kadar şişik egolu, narsist ki, bırakın kendi karikatürlerini, herhangi bir siyasi karikatüre, eleştiriye, farklı sese tahammülleri olmadığından karikatür de bitti! Medyayı ele geçirdikleri için siyasi karikatür yapılamıyor artık. Yapılabilen bir iki yerde de olsa olsa soyut karikatürler. Haslet Soyöz de yapamadığı karikatürleri yerine gemi resimleri yapıyor. Kalemi ve fırçası da kuvvetli, üstelik gemi resimleri yapmayı seviyor.
Daha önce de yapmıştı
“Karanın Bittiği Mavi” isimli sergisinde denizcilik tarihine de değinmiş oluyor. Sergide en dikkat çekici resimlerden biri Karadeniz’e ait. Karadeniz, dünyanın ilk halkla ilişkiler vapuru. 1926’da 86 gün süren yolculukta 16 liman ziyareti yapan gemide antika eşyalardan lokuma kadar Türkiye’yi yansıtan eşyalar varmış. Sergide yolcu gemilerinden balıkçı teknelerine, modern transatlantiklerden yük gemilerine uzanan çeşitlilikte 26 yağlı boya eser sergileniyor. Haslet Soyöz, 20 yıl önce de, kendisi gibi deniz ve gemi sevdalısı olan Rahmi Koç’un müzesinde ilk gemi resimleri sergisini açmış ve kitabı da büyük beğeni kazanmıştı. O zaman da kendisiyle konuşmuş ve yazmıştım. Haslet, gemi resimlerini yapmadan önce uzun bir araştırma dönemi geçiriyor, resimlerini belgelere dayanarak yapıyor.
Gülcemal
1874 yılında İrlanda’da transatlantik olarak yapılan Germanic, Osmanlı Donanma Cemiyeti tarafından satın alınarak Mehmet Reşat’ın genç yaşta kaybettiği annesinin adıyla 1920’de Türk bayrağıyla ABD’ye kadar giden ilk gemimiz. Gelin de dövünmeyin. 1920’de ABD’ye kadar giden transatlantik gemimiz var ama şimdi Anadolu’nun etrafını çevreleyen 4 deniz varken İstanbul’dan gemiye binip İzmir’e bile gidemezsiniz! Bir tek yolcu gemimiz yok! Karaköy’den Cuma akşamı kalkıp Cumartesi sabahı İzmir’de demirleyen feribotumuzla iki gün gezip tozup Pazartesi sabahı Karaköy Limanı’nda uyandığımız günleri o kadar özlüyorum ki! Galataport’a gelen yolcu gemilerinin biri bile Türk bayrağı taşımıyor, yazıklar olsun! Kendi gemilerimizle en uzak Adalara gidebiliyoruz, Büyükada’ya! Bir de Kabotaj Bayramı yok mu? Senin yolcu gemin bile yok, ne kabotajı? İBB Şehir Hatları dünyanın en eskilerinden Kasımpaşa tersanesini hayata geçirmeseydi, şehir hatları gemileri bile azalıyordu! Şimdi yenilenip tekrar sefere çıkıyorlar, hiç olmazsa şehir ulaşımında gemi trafiği arttı.
Rahmi Koç Müzesi
Rahmi Koç Müzesi ise bir masal müzesi. Rahmi Koç’un sanayie olan ilgi ve sevgisinin oyuncak haline dönüşmesi. Haslet’in sergisini gezmeye gittiğinizde müzeyi de bir kez daha gezersiniz. Aralık ayına kadar gezilebiliyor. 26 gemi resminden bir teki hayali olanın adı Deniz. Dalgalarla baş etmeye çalışan geminin hayalindeki gemi olduğunu anlatan Haslet, denizin de sevecen ve aynı zamanda şakaya gelmeyen yanını da resmetmiş. Denize can vermiş denizcilerimizin anısına!
