Duayen hattat ve cilt sanatçısı Prof. Emin Barın’ın geleneğin ötesine geçerek modernle buluşan özgün yaklaşımıyla ürettiği eserlerinden oluşan Emin Barın: “Ne Senden Rükû Ne Benden Kıyam” sergisi, Artİstanbul Feshane’de devam ediyor. Sergi bağlamında düzenlenen söyleşiler kapsamında şair ve yazar Beşir Ayvazoğlu, 13 Haziran Perşembe akşamı Artİstanbul Feshane’de İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın moderatörlüğünde “Aşk Estetiği” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.
İslam sanatlarının estetiği üzerine konuştukları söyleşide Ayvazoğlu ve Polat, Doğu ve Batı’nın sanatların arasındaki ayrım ve benzerlikleri, bu iki dünya arasında gidip gelen Barın’ın hat ve modern sanatı buluşturmasının hem önemli hem de cesur bir hamle olduğuna da değindiler.
Yaklaşık 50 yıldır medeniyetimizin temel meseleleri hakkında yazılar yazan Beşir Ayvazoğlu’nun, Mahir Polat moderatörlüğünde gerçekleştirdiği “Aşk Estetiği”başlıklı söyleşi, İslam sanatlarının estetiğini derinlemesineele aldı. Doğu’nun kendi coğrafi, felsefi ve dinsel ikliminin içinden yarattığı estetik medeniyetin ortaya koyduğu sanatların nasıl anlaşılması gerektiği, temel prensiplerinin neler olduğu konusunda yeterli terminolojiden bugün hâlâ yoksun olduğumuz görüşünden yola çıkan söyleşide Ayvazoğlu ve Polat, Doğu ve Batı’nın sanatlarına yansıyan gerçeklik algılarına bakıldığında iki dünya arasında keskin bir ayrım olup olmadığını, bu ayrımın hat sanatındaki yansımalarını ele aldılar. İki dünyanın zaman zaman yaklaştığı, zaman zaman ayrıldığı yerlerin bulunduğunu ve Doğu ile Batı sanatlarının birbirinin türevi olduğunu konuşan ikili, İslam’ın estetik güzellik anlayışının, putperestlikten uzaklaşmak için soyuta vardığına da değindi.
Türkiye’de yaşanan medeniyet kırılmasının, sanıldığı gibi iki keskin çizgiden gitmediğine değinen Ayvazoğlu ve Polat, Abidin Dino’nun hat sanatında gelenekten yararlanması, Rıfkı Melül Meriç’in Güzel Sanatlar Akademisi mecmualarında Türk Tezyinî Sanatları’nı yayımlaması gibi örnekler üzerinden, Türkiye’de iki dünya arasındaki ayrımın çok sonraları olduğunu gösterdiler.
Beşir Ayvazoğlu, Mahir Polat’ın “Emin Barın hakkında ne dersiniz?” sorusunu “Vefatında ardından yazı yazdım. Kendi yaptıklarının dışında muhteşem bir hat koleksiyonu vardı, birlikte gezmiştik. Çok farklı biriydi. Batı sanatlarına vakıf olması ve içinden gelen duyguları hayatımızda olmayan bu harflerle grafikle buluşturduğu için çok kıymetli. Hat ve modern sanatı buluşturması önemli bir hamleydi. Önemli öğrenciler yetiştirdi. Emin Barın bunları yaptığında birçok hattat hayattaydı. Bu bakımdan dönemine göre çok cesur bir hamleydi,” sözleriyle yanıtladı.
Mahir Polat “Sadece Emin Barın örneği bile Türkiye’de her şeyin politik referanslarla bozulduğu bir çağda, bu sınırları çoktan aşmış bir sanatçının bize söyleyebileceği çok şey olduğunu gösteriyor,” derken Beşir Ayvazoğlu da “Geçmiş geçmiş değildir. Geçmişi yok gibi taşımak değil, onu imkân olarak kullanmak zorundayız,” diyerek geçmişe sahip çıkmanın önemine vurgu yaptı.
EMİN BARIN: “NE SENDEN RÜKÛ NE BENDEN KIYAM” SERGİSİ
Prof. Emin Barın’ın çalışmalarını bir bütün olarak koleksiyonuna dahil ederek hem eserlerin korunmasını sağlayan hem de serginin hayata geçirilmesini mümkün kılan Zafer Yıldırım’ın katkılarıyla; Z. Yıldırım Aile Koleksiyonu ve Barın Han aile arşivinden bir seçkiyle hazırlanan Emin Barın: “Ne Senden Rükû Ne Benden Kıyam” sergisi, Barın’ın Türk grafik sanatındaki ustalığını, hattatlık ve cilt restorasyonundaki bilgisini yansıtan yaklaşık 230 eserinden oluşuyor. İstanbul’un kamusal alandaki en büyük kültür sanat mekânı Artİstanbul Feshane’de, İBB Kültür ve İBB Miras’ın katkılarıyla düzenlenen serginin küratörlüğünü, sanat tarihçisi Ali Kayaalp üstleniyor.
İstanbul’da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde ve Almanya’da aldığı eğitimlerin ardından uzun süre kendini grafiker olarak tanımlayan Emin Barın, 1940’lı yıllarda Latin harfli yazılar üzerine çalışmalar yürüttü.1960’ların başlarında, uzun süredir ilgi duyduğu hat sanatı ve Arap alfabesi üzerine çalışmalar yapmaya başlayan Barın’ın Arap harfli yazı çalışmaları, birbiriyle yakın bağlantı içinde icra ettiği üç alanda belirginleşir: Celî Divanî yazıları, Kûfi yazıları ve kendisinin “Serbest Yorumlar” olarak adlandırdığı, Batı’daysa daha sonradan “Kaligrafik Modernizm” olarak adlandırılan ifade biçimi… Usta sanatçının bu üç alanda icra ettiği, hem klasik hat estetiğini gelenekten fazla uzaklaştırmadan ürettiği hem de bahsedilen estetiğin dışına çıkarak geometrik formların evrimiyle grafik bir anlam kazandırdığı eserlerinden oluşan geniş bir seçki, Emin Barın: “Ne Senden Rükû Ne Benden Kıyam” sergisinde ziyaretçilerle buluşuyor.
Emin Barın: “Ne Senden Rükû Ne Benden Kıyam” sergisi, 31 Temmuz 2024 tarihine kadar pazartesi hariç her gün 10.00-19.30 saatleri arasında ücretsiz olarak Artİstanbul Feshane’de ziyaret edilebilir.