Ressam ve heykeltıraş Doğu Çankaya’nın, yaşadığı yer olan Bodrum’u ve Bodrum’un ev sahipliği yaptığı bir dünya kültür mirası olan Mausoleion’u onurlandırmak için ürettiği “Mausoleion’un Askerleri” heykel serisi 22 Ekim’e kadar Bodrum Kalesi’nde sergilenmeye devam ediyor.
Muğla Bodrum‘da, 16-22 Ekim tarihleri arasında düzenlenmekte olan 34. The Bodrum Cup‘ta, Bodrum Art Melek‘in organize ettiği sanat etkinlikleri kapsamında sanatçı Doğu Çankaya, “Mausoleion’un Askerleri” serisiyle yer alıyor. Bodrum Kalesi Kuzey hendeğinde sergilenen seride, gövdeleri sedir ağacından yontulmuş, üst bölümleri sanatçının üretim pratiğinde sıklıkla kullandığı farklı malzemelerle forma sokulmuş yedi heykel bulunuyor.
Çankaya’nın heykellerinde kullandığı sedir ağacının hikayesi Bodrum’a ilk taşındığı 2015 yılına dayanıyor. Sanatçı o tarihte Bodrum’un en eski yerleşim bölgelerinden olan Mausoleion’a oldukça yakın, yıkılmak üzere olan tarihi bir taş eve çıkmış, evin restorasyonu sırasında çürüdüğü iddiasıyla çıkartılan bir sedir ağacınınsa parçalarını saklamıştır. Daha sonra bu parçaları heykellerinde kullanan Çankaya, o tarihten bu yana tarihi taş evde kurduğu atölyesinde çalışmakta.
“Mausoleion’un Askerleri işlerini liyakatle yapan herkes.”
Halikarnas Mozolesi olarak da bilinen Mausoleion‘un tarihi milattan önce 300’lere dayanıyor. Çağının en önemli yöneticilerinden olan Karya Kralı Mausolos‘un, kendi ölümsüzlüğünü simgeleştirmek için inşasına karar verdiği yapı, aynı zamanda antik dünyanın yedi harikasından biri. Halikarnassos‘un merkezinde yer alan ve 14. yüzyılda gerçekleşen bir deprem sonrası yıkılan mozolenin taşlarıysa, o dönem Saint John şövalyeleri tarafından Bodrum Kalesi‘nin yapımında kullanılıyor.
Hikayesi kısmi olarak buraya yaslanan heykellerinin sembolizmi şu cümlelerle anlatılmış:
“Mausoleion’un Askerleri isimleri anılmayan ya da bilinmeyen ve işlerini liyakatle yapan herkestir. Bulundukları yere sadıktırlar, hizmet eder ve korurlar. Kamusal alanda ilk sergilendikleri yer olan Bodrum Kalesi’nin önünde nöbet tutarlarken, tarihleri iç içe geçmiş üç şeyi: Bugünün Bodrum’unda sanat üretilen bir ev/atölyeyi, bir kenti koruyan simgesel bir Kaleyi ve geçmiş bir uygarlığın tarihini temsil eden bir anıt yapıyı mütevazi duruşlarında buluştururlar.”
Bodrum Cup bünyesinde gerçekleştirilen bu sürecin eser için bir başlangıç olmasını ve Bodrum’un kültür tarihine saygı ve sanatsal bir yanıt olarak ürettiği heykellerin kamusal alandaki yolculuğunun sürmesini uman Çankaya’nın, Mausoleion’un Askerleri için beyanın bu sözlerle dile getiriyor;
“Umursanacak kadar çok görüldüler
Gölgelerde yaşayabilecek kadar onurluydular
Unutulmayacak kadar çok duyuldular
Kentin karmaşasında, karanlıkta ve güneşte
Her zaman
Yaşamın tüm basamaklarında yeterince yaşadılar
Uğultular arasında gizli gölgeleriyle
Şimdi: Yeni ses ve yeni görüntüleriyle: YOLA ÇIKIŞ
Yeniden”