26 Nisan 1986 günü saat 1:23’te dünya tarihinin en büyük nükleer faciası yaşandı. Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Santrali’ndeki patlama yüz binlerce insanın canına ve yıllarca izi sürecek çevre felaketlerine mal oldu. Ukrayna Kültür ve Enformasyon Politikaları Bakanı Oleksandr Tkaçenko’nun açıklamasına göre, facianın 35’inci yıldönümü gelmeden Çernobil’deki tesislerin, UNESCO Dünya Mirası ön listesine alınması için hazırlık yapılıyor.
Geçtiğimiz hafta Ukrayna’da Çernobil Nükleer Santrali’ndeki Felaketin Tasfiyesinde Yer Alan Kişileri Anma Günü’tdü. Sosyal medya üzerinden konu ile ilgili açıklama yapan Ukrayna Kültür ve Enformasyon Politikaları Bakanı Oleksandr Tkaçenko, Çernobil felaketinin tasfiyesinde çalışan kişileri saygıyla andığını belirterek, “Bu insanların özveri ve kahramanlığı sayesinde daha büyük bir felaket önlendi. Ve şüphesiz ki sadece Ukrayna’yı değil tüm dünyayı korumayı başardılar” dedi.
Ukraynalı Bakan, anma sırasında Çernobil ile ilgili ilginç bir gelişmeyi de açıkladı. Çernobil’deki bazı tesislerin korunmasını sağlamak ve restorasyonunu yapmak için Çernobil’in UNESCO Dünya Mirası ön listesine alınması için çalışmaya başladıklarını bildirdi.
Bakan Tkaçenko, “Ukrayna Kültür ve Enformasyon Politikaları Bakanı ekibi 31 Mart 2021 tarihine kadar Çernobil kompleksini UNESCO Dünya Mirası ön listesine dahil ettirmeyi planlıyor. Amaç; bu hatıra alanındaki bazı tesislerin korunmasını sağlamak ve restorasyonunu yapabilmek. Gelecek nesillerin Nisan 1986’da yaşanan trajedinin büyüklüğünü kendi gözleriyle görmeleri ve Pripyat‘ın bir gecede nasıl hayalet kente dönüştüğüne şahitlik etmeleri isteniyor.
Resmi başvurunun ardından UNESCO uzmanları, yaz aylarında Çernobil’i ziyaret edecek. Çernobil’in UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi ise en erken 2023 yılından mümkün olacak. Covid-19 salgını öncesi 2019 yılında 125 binin üzerinde turist, Çernobil’i ziyaret etti. Çernobil’in UNESCO listesine girmesiyle burayı ziyaret edenlerin sayısının yılda 1 milyonu aşabileceği umuluyor.
Yüz binlerce kişi hayatını kaybetti
26 Nisan 1986 tarihinde, bugün Ukrayna sınırları içerisinde bulunan Pripyat şehrinin 14.5 km kuzeybatısında bulunan Çernobil Nükleer Santrali‘nin 4 numaralı reaktöründe yapılan bir güvenlik testi sırasında yangın çıktı. Bir dizi patlama sonucu yangın büyüdü ve radyoaktif buhar atmosfere yükseldi.
Asya, Avrupa ve Afrika’da çok geniş bir alanda hissedilen patlama sonrası ortaya çıkan nükleer dalga dünyanın çevresini en az bir kez dolaştı. Kazadan 36 saat sonra, insanlar Çernobil’den uzaklaştırılmaya başladı. Bir ay içinde 30 km’lik çember içinde yaşayan alandaki 116 bin kişi tahliye edildi ve bunlara ülke genelinde yeni evler verildi.
Patlamadan sonra çoğu gönüllü olan 600 bin işçi, onarım ve temizleme çalışmalarına katıldı. Bu kişilerin önemli bir bölümü ya kısa sürede yaşamını yitirerek, çinko kaplı tabutların içinde kalın beton mezarlara gömüldü ya da çocuklarına geçecek gen bozukluklarına maruz kaldı. Yayılan radyoaktif serpinti Ukrayna ve Belarus başta olmak üzere Türkiye, Rusya, ve Avrupa ülkelerinde çevre felaketine yol açtı.
Zaman içerisinde bu ülkelerde yaşayan milyonlarca kişi tiroit, lenf ve akciğer kanseri başta olmak üzere yoğun radyasyonun yol açtığı çeşitli hastalıklara yakalanarak hayatını kaybetti. Bu ülkelerde sakat doğum oranı 1986 sonrası gözle görülür bir şekilde arttı. Ukrayna, her yıl bütçesinin yüzde 5’ine, Belarus ise yüzde 6’sına tekabül eden bir tutarı, felaketin etkilerinden kurtulmak için harcıyor.
Çernobil‘de yaşananlar geçtiğimiz yıl HBO’nun “Chernobyl” dizisinde de anlatılmış ve oldukça ilgi çekmişti.