Psikanaliz kendi ideolojisini dayatıp akışkan bir öznenin yeni bir tarzda politika üretmesini sınırlandırıp engeller. Fakat onlara göre, bilinçaltı baskı altında tutulmuş anılar ve fanteziler değildir. Onlara göre bilinçaltı, üretilmesi ve akışkan hale getirilmesi gereken bir madde, fethedilmesi gereken toplumsal ve politik bir alandır. Nicola Constantino da kendi akışkan benleriyle yeni bir yaşam biçimini mi fethediyor acaba?