Sofokles’in ünlü tragedyasının benzersiz kahramanı Antigone, baskının olduğu her yerde ve her dönemde güncelliğini yitirmemiş ve pek çok çağdaş yazar Antigone mitinden yararlanarak bireysel direnişi öne çıkaran yapıtlar yazmıştır. Bunların içinde Jean Anouilh‘in Nazi işgali sırasında 1943’te yazdığı Antigone’nin özel bir önemi vardır. Naziler Paris’i işgal ettiklerinde güncel konularda siyasi olayların işlenmesini de yasaklamışlardı. Paris sahnelerinde sadece komediler, vodviller ve tarihi oyunlar oynanıyordu. Anouilh’in Sofokles’ten uyarladığı Antigone’nin Nazi subaylarının önünde oynanması direniş hareketini çağrıştırır. Olay Antik Yunan’da Tebai kentinde geçmese oyun oynanamazdı o günkü koşullarda.
Antigone, birbirini öldüren iki kardeşinden Polinikes’in gömülmesinin yasaklanmasına karşın ölüyü gömmek için harekete geçer. Çünkü bir inanışa göre gerektiği gibi gömülmeyen ölüler sonsuza kadar boşlukta dolanırlar. Dayısı Kreon’un emri kesindir, ölüyü gömmeye kalkışan kişi ölümle cezalandırılacaktır. Kreon, düzeni sağlamaya çalıştığını düşünmektedir. Antigone görev bildiği eylemini gerçekleştirmek için iktidara başkaldırmayı seçen ve ölümü göze alan kahramandır. Genç, idealist ve taviz vermeyen bir kahraman inancını ancak ölümü seçerek sürdürebilir. Antigone ahlaki olarak en idealist trajedi kahramanının modelidir. Kızkardeşi İsmene, iktidarla uzlaşmayı ve yaşamayı tercih eder.
Kreon, oğlu Haymon’un nişanlısı olan yeğeni Antigone’yi kararından vazgeçirmeye uğraşır. Anouilh’in oyunu, iktidarın çelişik ve çürük yapısını Kreon’un ezik ve zayıf kişiliğinde gözler önüne serer. Anouilh, antik Yunan mitini kullanarak Nazi işgalini örtük biçimde protesto edebilmiştir. Antik maske, çağdaş olanı sergileme olanağı verir. Anouilh, İsmene ile iktidarla uzlaşmayı seçen pragmatist ve yaşamayı seçen tarafın düşünce biçiminin de anlaşılabilir olduğunu vurgular. Nitekim kendisi de kesin tutum almadığı için bazıları tarafından işbirlikçilikle suçlanmıştı.
Nasıl mutlu olabilir küçük Antigone?
Anouilh’in Antigone’si bugün oynandığında ölümü göze alarak etik değerlerini savunan trajedi kahramanını yücelten anlamı öne çıkmaktadır. Antigone, kardeşine görevini yerine getirmek için otoriteye başkaldırmış, seçiminin sorumluluğunu üstlenmiştir. Oyunun sonunda kaçınılmaz ölümüyle savunduğu değeri yüceltmiştir. Oyun boyunca Kreon’un sıkça vurguladığı gibi herkes kendi rolünü oynamak zorunda. Kreon kendisinin de on beş yaşındayken bir idealist olduğunu söylediğinde Antigone ona inanmaz ve güler: “Ah, görüyorum seni birdenbire on beş yaşında görüyorum da, ondan gülüyorum, o yaşta da böyleydin herhalde, her istediğini yapabileceğini sanıyordun. Halbuki bugünkü kadar iktidarsızdın. Yıllar sana sadece yüzündeki kırışıkları ve vücudundaki yağları eklemiş.” Kreon’un hayatı ve mutluluğu seçmesini önermesine karşı, Antigone, “Nasıl olacak benim mutluluğum?” der. Düzenin empoze ettiği mutluluk fikrinden tiksindiğini söyler. “Ne olursa olsun sevmekten vazgeçmeyeceğiniz hayat yüzünden her bulduğunu yalamaya kalkan köpeklere benziyorsunuz.” Antigone için bu koşullarda mutlu olmak imkansızdır. Mutlu olmak için kimlerin ölmesine izin vermesi gerekecektir?
Antigone Tatavla’da
Tatavla Tiyatro’nun Antigone yapımı, küçük salonun kendiliğinden etkileyici atmosferini ustalıkla bir avantaja çevirerek seyirciyi salona girer girmez oyunun havasına sokuyor. Tatavla Sahne’nin doğal ve loş ortamında kurulu sahne tasarımı o denli başarılı ki, Antigone’nin üzerindeki baskıyı seyirciye hissettiriyor. Kumla çevrelenmiş sahnedeki büyük masa, iktidarın güç alanını simgeliyor. Kimi zaman Antigone’nin hapsedildiği mağaraya, kimi zaman iktidarın toplumun kaderi üzerine kumar oynadığı bir masaya dönüşebiliyor. Aslında hepsi büyük bir mezarın içinde yaşıyorlar. Bir biçimde iktidar değişse de, Kreon ölüp yerine İsmene hükümdar olsa da düzen değişmiyor.
Eraslan Sağlam, oyunu yorumlarken, tüm karakterlerin içinde hapsolduğu bir düzen çemberini çok çarpıcı bir biçimde betimlemiş. Bu çemberin somutlaşmasında Cihan Aşar‘ın başarılı sahne tasarımının, Ekremcan Arslandağ’ın ışık tasarımının ve Hüseyin Özay’ın giysi tasarımının da payı büyük. Sahnedeki her obje, oyunun mesajını güçlendirmeye hizmet ediyor. Antik Yunan kostümlerinden, çağdaş kostümlere geçiş oyunun güncel anlamını vurguluyor. Lili Marlen şarkısı eşliğinde izlediğimiz Nazi askerlerinin çemberin etrafında dolandığı sahneler, işgal dönemini gözlerimizin önünde canlandırıyor.
Oyuncular dinamik performanslarıyla yönetmenin tempolu ve hareketli yorumunu destekliyorlar. Antigone’de Ayça Bildik ve İsmene’de Tuba Sağlam birbirine zıt iki kızkardeşi başarıyla canlandırıyorlar. Ayça Bildik tempolu oyunculuğuyla, Antigone’nin inatçı ve isyancı kişiliğini tutkuyla yansıtıyor. Tuba Sağlam İsmene’nin değişken karakterini ince çizgilerle ayırmayı başarıyor. Kurallara uyan, sevecen ve sevimli kızkardeşten iktidarın yeni sahibi acımasız tirana inandırıcı bir jestle geçiyor. Dadı’da Aysan Sümercan, etkileyici fiziği ve güçlü oyunculuğuyla oyunun etkisini güçlendiriyor. Kreon’da Erhan Tuna, tiranı bütün çelişkileriyle, zaman zaman ezik ve güçsüz, zaman zaman acımasız ve gaddar kimliğiyle ustalıkla canlandırıyor. Eraslan Sağlam ince ayrıntıları vurgulayan mizansenlerle, söze olduğu kadar aksiyona öncelik veren sahneleme düzeniyle çağdaş Antigone’ye hayat veriyor. Antigone, hiçbir zaman eskimeyen anlamı ve onu yenileyen çarpıcı, modern yorumuyla Tatavla Sahne’ye yakışıyor.
Antigone
Yazan: Jean Anouilh
Çeviren: Yaşar Avunç
Yöneten: Eraslan Sağlam
Oyuncular: Aysan Sümercan, Erhan Tuna, Tuba Z. Sağlam, Ayça Bildik, Oğuzalp Kutlu, Sadettin Okumuş, Ekremcan Aslandağ, Gökçe Taş
Sahne Tasarım: Cihan Aşar
Giysi Tasarım: Hüseyin Özay
Işık Tasarım: Ekremcan Arslandağ
19-26 Kasım, 10-24 Aralık Cumartesi Tatavla Sahne‘de izlenebilir.