Amerikalı ressam Margaret Ross Tolbert öncülüğünde, Likya’daki su kaynaklarının izini sürmek üzere farklı disiplinlerden alanının uzman isimlerinin katkısıyla hazırlanan “Proje Su” (Water Project: Leto Joins The Springs) kitabı Amerika, Türkiye ve Avrupa’da aynı anda okurla buluştu. Kitap Türkiye’deki ve Türkçe’deki su kültürünü ortaya koyarken, yanı sıra bölge coğrafyasının tarımda kimyasal madde kullanımı, artan nüfus, madenler, imar projeleri ve küresel ısınma ile uğradığı yıkıma ve doğa talanına da dikkat çekiyor.
Biz suyuz. Çoğunluğumuz sudan oluşuyor, suda doğuyoruz. Var olmak ve yaşamak için suya ihtiyacımız var. Çünkü yaşamak ancak su varsa mümkün.
Peki ya suyun kaynaklardan doğan ve yaşam alanlarımıza ulaşan yolunu takip ettiğimiz bir yolculuğa çıksak ne görürüz? Ya suyun tarihi aslında insanın tarihi ise… İşte Amerikalı ressam Margaret Ross Tolbert öncülüğünde, alanının uzmanı pek çok ismin katkılarıyla hazırlanan “Proje Su” (Water Project: Leto Joins The Springs) kitabı okuru böyle bir yolculuğa çıkarıyor.
Amerikalı ressam Margaret Ross Tolbert, Türkiye’yi ilk kez 1980 yılında ziyaret etmiş. Sanat tarihi derslerinde İstanbul’daki Ayasofya’yı incelemiş, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarının ihtişamına aşina olmuş biri ve aynı zamanda Türk müziğini bilen, geleneksel danslarını icra edebilen bir halk dansçısı olarak, Türkiye’yi sayısız ziyaretinde suyun Türk bilincinin ve kültürünün derin bir parçası olduğunu fark ediyor. Türkçedeki “Su gibi git, su gibi gel” veya “Su gibi aziz ol” gibi pek çok söz ile dilde suya verilen önemin emarelerini fark edip, su kaynaklarını ziyaret eden insanların kavanozları şifalı sularla doldurmalarını izliyor. Tarih, mitler ve ritüellerde suyun izlerini araştırmaya ve sanatına suyun yansımasını taşımaya böylece başlıyor. Resimlerinde de tıpkı su kaynaklarına yaptığı dalışlar gibi, gerilmiş büyük tuvallerin içine dalarak ışık oyunları saklı suların içinde yüzdüğü bir sanatsal evren yaratmaya başlıyor.
Kitapta Tolbert’in yanı sıra pek çok ismin katkısı bulunuyor. Türkiye’deki kaynakların keşfedilmesine, pek çok doğa ve kültür araştırmasına öncülük eden Gökhan Türe, projeye erken dönemde katılarak Tolbert‘e Likya’daki birçok antik su alanını gösterdi. Türkiye ve Florida’daki kaynaklar ve karst özellikleri üzerinde çalışan hidrojeolog Prof. Can Denizman, bölgede gözlemlediği yeraltı – yüzey suyu ilişkileri ve karstik yer şekilleri için arazi notları yazdı. Kültür ve doğa yazarı Yusuf Yavuz ise su kültürüne ilişkin antik ve çağdaş dönem bilgilerini okurlarla paylaştığı makalelerle projeyi zenginleştirdi.
Amerika, Avrupa ve Türkiye’de aynı anda yayında
Kitabın su yolu rotaları Kaş, Elmalı, Finike, Tekkeköy, Arycanda, Zemuri (Lymra), Yanartaş, İslamlar, Patara, İnpınar, Xanthos, Letoon, Pınara, Pydnai, Sura, Aperlae, Andriake, Demre, Dereağzı, Hıdırellez Mağarası, Saklıkent, Tlos, Finike, Kırkgöz. Kitapta yer alan kaynaklar ve nehirler Antalya, Köprüçay ve baraj suları altında kalan Isparta’daki Darıbükü köyünden geçiyor. Bu rotalar, suya tanrısal özellikler atfedilen zamanlardan, suyun Aziz bilindiği zamanlara coğrafyanın ve kültürün izlerini barındırırken; içinden geçtiğimiz suya yas tutulan zamanların tanıklığını da yapıyor.
Kitapta ayrıca yeraltı su yollarını ve antik kaynakları takip eden bu ziyaretlerden alınan ilhamla üretilmiş Margaret Ross Tolbert’in resimleri, Aidan Koch’un illüstrasyonları, Neriman Polat’ın fotoğrafları, Anna Lowdin’in heykeli, Jarrod Ryhal’ın fotoğrafları ve katkıda bulunanların bölgede ürettiği yüzlerce çizim de yer alıyor.
Akdeniz doğasının yıkımını gözler önüne seriyor
“Proje Su”, eski ve antik çağ uygarlıklarının filizlenip bütün Akdeniz havzasına yayıldığı coğrafyalardan birinde, Anadolu’da yaşamın kaynağı olan suyun binlerce yıllık izini sürüyor. Aynı zamanda yoğun şehirleşme, Toroslarda hızla artan kireç taşı madenciliği, gübre ve pestisit kullanılan tarımsal faaliyetler, artan nüfus ve tarımsal faaliyetler nedeniyle yeraltı sularına olan talebin hızla artması ile kirlenen ve küresel ısınma etkisi ile kuruyan, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan su kaynakları, kaybolan sedir ormanları gibi bölgenin tarihi ekosisteminin uğradığı yıkımı da gözler önüne seriyor.
ABD ve Türkiye sergileri yolda
Proje kapsamında üretilen su kaynaklarına ve su kültürüne ilişkin sanatsal işlerin yer aldığı karma sergiler de düzenlenecek. Tolbert, Amerika ve Türkiye’de ziyarete açılacak sergiler için çoktan hazırlıklara başlandığını, Avrupa’da düzenlenecek sergiler için de mekanları değerlendirmekte olduklarını belirtiyor. İngilizce yayımlanan ve metinlerin büyük kısmının Türkçe çevirilerini de içeren “Proje Su”, Minoa Kitabevi şubelerinden ve online mağazasından edinilebilir.