Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’nın sahibi Gianfranco Rosi’nin yönetmenliğini yaptığı belgesel “Fuocoammare”nin oldu. Festivalin Generation Kplus bölümünde gösterilen Mete Gümürhan’ın “Genç Pehlivanlar”ı ise Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
66. Berlin Film Festivali’nde Cumartesi akşamı Berlinale Palast’da düzenlenen törenle ödüller sahiplerini buldu. Ünlü Amerikalı aktris Meryl Streep’in başkanlığını yaptığı Uluslararası Jüri, En İyi Film Ödülü’ne İtalyan yönetmen Gianfranco Rosi’nin “Fuocoammare”sini (Fire at Sea) layık gördü. Böylelikle, Berlin Film Festivali’nde ilk kez bir belgesele Altın Ayı verildi. “Fuocoammare” deniz yoluyla Avrupa’ya gelmek isteyen birçok mültecinin Avrupa’da ilk ayak bastığı yer olan İtalya’nın Lampedusa Adası’ndaki sığınmacıların yanı sıra orada yaşayan halkı anlatıyor.
Meryl Streep, festivalin başında “insanlığımıza dair filmler” görmek istediğini söylemişti, insanlığı anlatan bir filme ödülü verirken de “Fuocoammare”yi “festivalin kalbi” olarak nitelendirdi. Altın Ayı’yı Meryl Streep’in elinden alan Rosi, ödülü yıllardır Lampedusa’ya gelenlere kalplerini açan insanlara adadığını söyledi. Avrupa’nın gündemindeki en önemli konulardan biri olan mülteci meselesini ele alan bir filme Altın Ayı verilmesi siyasi bir mesaj oldu.
Berlinale’nin favori filmlerinden “Fuocoammare”nin Altın Ayı alması hiç de süpriz olmadı. Zira film festivalin bağımsız jürileri tarafından da beğeni toplamıştı. Ekümenik Jüri ile Uluslararası Af Örgütü Film Ödülleri’nde “Fuocoammare” en iyi film ödülüne değer bulundu. Filmin yönetmeni Rosi, 2013 yılında Venedik Film Festivali’nde “Sacro GRA” adlı filmle Altın Arslan’ı evine götüren ilk belgesel yönetmeni olmuştu.
Jüri Büyük Ödülü, Alfred Bauer Ödülü, En İyi Yönetmen
Berlin Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü yani Gümüş Ayı ise “Smrt u Sarajevu/Mort à Sarajevo” (Death in Sarajevo) ile Bosna-Hersekli yönetmen Danis Tanović’in oldu. Film, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına yol açan suikastı günümüz bakış açısıyla sorgulayan bir taşlama.
Sinemada yeni perspektifler sunan filmlere verilen Alfred Bauer Ödülü’nü ise bu yıl festivalde bir rekor kıran 485 dakikalık “Hele Sa Hiwagang Hapis” (A Lullaby to the Sorrowful Mystery) adlı filmle Lav Diaz aldı. Film Filipinler’de günümüzdeki bile devrimin babası olarak nitelendirilen Andrés Bonifacio y de Castro’nun 19’uncu yüzyılın sonunda Filipinlerdeki İspanyol sömürgeciliğine karşı verdiği mücadeleyi işliyor. Diaz ödülünü alırken yaptığı konuşmada sinemanın dünyayı değiştireceğine inanan bütün yönetmenlere adadığını söyledi.
En İyi Yönetmen Ödülü ise festivale L’ avenir (Things to Come) adlı filmle katılan Fransız kadın yönetmen Mia Hansen-Løve’un oldu. Başrolünde Isabella Huppert’in oynadığı film, eşinin terk etmesi sonucu hayatına yeni bir yön vermek zorunda kalan bir felsefe öğretmenin hikâyesini anlatıyor.
En iyi kadın, en iyi erkek oyuncu
Berlin Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne Danimarkalı aktris Trine Dyrholm layık görüldü. Yönetmenliğini Thomas Vinterberg’in yaptığı “Kollektivet”de (The Commune) Anna rolünü canlandıran Dyrholm, Meryl Streep’in elinden Gümüş Ayı’yı alırken, Streep’in en büyük hayranı olduğunu da gizlemedi. “Kollektivet” 70’li yıllarda bir komün kurarak mutluluğu arayan bir ailenin trajikomik hikâyesini ele alıyor.
En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ise Tunuslu yönetmen Muhammed Ben Attia’nın “Inhebbek Hedi” (Hedi) filminde başrolü oynayan Majd Mastour’un oldu. Film, evlenmeden kısa bir süre başka bir kadına aşık olan Hedi’nin gelenekler ile aşkı arasında kalışını anlatırken, Arap Baharı’nı yaşayan Tunus toplumuna da ışık tutuyor. Mastour da, ödülünü Yasemin Devrimi’nde yaşamını yitirenlere adadı. “Inhebbek Hedi”nin yönetmeni Muhammed Ben Attia, 50 bin euro tutarındaki En İyi İlk Film Ödülü’nün de sahibi oldu.
En İyi Senaryo, Olağanüstü Sanatsal Performans
Uluslararası Jüri, En İyi Senaryo dalında ise Zjednoczone stany miłości’nın (United States of Love) senaristi ve yönetmeni Tomasz Wasilewski’yi Gümüş Ayı’ya layık gördü. Olağanüstü Sanatsal Performans dalında ise ödül, yönetmenliğini Yang Chao’nun yaptığı “Chang Jiang Tu” (Crosscurrent) filmindeki şiirsel görüntülerin kameramanı Mark Lee Ping-Bing’e verildi.
Başkanlığını Meryl Streep’in yaptığı Uluslararası Jüri’nin üyelerini İngiliz oyuncu Cliwe Owen, İngiliz film eleştirmeni Nick James, Fransız fotoğrafçı Brigitte Lacombe, İtalyan aktris Alba Rohrwacher, Alman oyuncu Lars Edinger ve Polonyalı yönetmen Malgorzata Szumowka oluşturuyordu.
“Genç Pehlivanlar” ödülle dönüyor
66. Berlin Film Festivali’nin yarışmalı bölümünde Türk filmi yoktu. Ahu Öztürk imzalı “Toz Bezi” Forum bölümünde gösterildi. Soner Caner ve Barış Kaya’nın “Rauf,” Ümit Köreken’in “Mavi Bisiklet,” ve Mete Gümürhan’ın “Genç Pehlivanlar”ı ise gençlik ve çocuk filmlerine yer veren Generation Kplus bölümünde Kristal Ayı için yarıştı. “Genç Pehlivanlar,” 7 bin 500 euro tutaraındaki Generation Kplus Jüri Büyük Ödülü’ne layık görüldü. “Genç Pehlivanlar” güreşçi olmak isteyen gençleri anlatan bir belgesel.