Amerikalı model, Mick Jagger’ın büyük aşkı Jerry Hall, The Times gazetesine Andy Warhol’u anlattı: “Çok gülüp dedikodu yapardık – dedikoduyu severdi! Herkesin ne yaptığını, kimin kimle yattığını ve tüm bunun gibi şeyleri duymak isterdi. Her sanatçı gibi biraz röntgenciydi.”
Antonio Lopez tarafından tanıştırıldık. Metroya gittik ve bir kabinde vesikalık fotoğraf çektik. Gece kulübü Le Sept’e gittik ve yemek yedikten sonra alt kattaki diskoda dans ettik. Paris’te ve bir yıl sonra NY’de bit pazarlarına gittik. İkimiz de güzel şekillere sahip Fiestaware seramikleri, parlak renkli çinileri topladık. Ve ikimiz de mücevherleri severdik.
Stüdyo 54, korkunçtu ve harikaydı!
Andy benim altı portremi yaptı. Birkaç tanesi Pittsburgh’daki Andy Warhol Müzesi’nde bulunan milyonlarca fotoğrafımı çekti ve konuşmalarımızı teybe kaydetti. Güney aksanımı severdi. Bana her zaman Mick Jagger’dan ayrılıp zengin bir adamla evlenmemi söylerdi. 1987’deki ölümüne kadar çok yakın arkadaştık. Çoğu gece Studio 54’e birlikte giderdik ve bu çok eğlenceliydi. Studio 54, Caligulan’dı, korkunçtu. Yani harikaydı, harikaydı ve biliyordunuz çünkü tüm ünlü insanları, dünyanın her yerinden insanları gördünüz ve çok, çok çekici ve çok, çok yozlaşmıştı.
Truman Capote ile Tennessee Williams birbirlerinden nefret ederdi
Ben bodruma(Basement) hiç gitmedim, Andy de gitmedi ama aşağıda korkunç şeyler oldu. Herkesin kokain alması çok sıkıcıydı. Ben hiç almadım, Andy de almadı. Orada yaşlı bayanlarla birlikte izlerdik! Andy ve ben üst kattaki balkonda yaşlı kalabalıkla takılmayı severdik – Diana Vreeland, Truman Capote, Tennessee Williams (birbirlerinden nefret ediyorlardı – Tennessee yazdığı bir oyunda bana bir rol yazıyordu), Martha Graham – ve aşağıdaki çılgın dansı izlerdik. Mick, kalabalıkla bodruma doğru kaybolurdu ve Andy bana eşlik ederdi.
Soldan sağa Jerry Hall, Andy Warhol, Debbie Harry, Truman Capote ve Paloma Picasso, Studio 54.
Annemin temizlik sırlarına ve güzellik bakımlarını anlatmasına bayılırdı
Mick uzaktayken, Andy genellikle etkinliklerde bana eşlik ederdi. Andy partileri severdi. İnsanlar onun bir yerde olmasını istiyorsa, o da gitmesi gerektiğini hissederdi. Evdeki tüm yemeklerimize geldi – hatta onun 12 yıllık sevgilisi olan iç mimar ve film yönetmeni Jed Johnson’dan ayrıldığı gece bile. Andy bu olaydan sonra hiç bu kadar mutlu olmamıştı. Andy, annemin doğal ev temizliği ipuçlarını ve güzellik bakımlarını duymaya bayılırdı. Çok gülüp dedikodu yapardık – dedikoduyu severdi! Herkesin ne yaptığını, kimin kimle yattığını ve tüm bunun gibi şeyleri duymak isterdi. Andy’nin şöhret sevgisinin bir kısmı da ahlaksızlıktı, bilirsiniz. Ünlü olduğun zaman sonsuza kadar ölmeyeceğini biliyorsun ve Andy bu ölümsüzlüğü sanatı için istedi.
Mick Jagger, Andy Warhol, Jerry Hall
Noel’de bana eserlerinden hediye ederdi, cömertti
Kızım Elizabeth doğduğunda ona gümüş bir Tiffany kaşığı hediye etti. Andy çok cömertti ve doğum günümde ve Noel’de bana eserlerinden verdi. Andy’nin çalışmalarını seviyorum ve hala topluyorum. Harika bir arkadaştı ve onu çok özlüyorum ve sık sık düşünüyorum. Çok eğlenceliydi, çok yazık, bu kadar genç ölmesine gerek yoktu.
“Andy Warhol’un eserleri dışında her şey yok edilse dahi Amerika hakkında hala çok iyi bir fikre sahip olabiliriz”
Birçok sanatçı gibi o da bir röntgenciydi. Onu manipüle edici ve kötü biri olarak göstermeye çalışan insanlardan rahatsız oluyorum. Bu doğru değil: özgürlüğe inanıyordu ve aşırıya kaçan arkadaşları için endişeleniyordu. Çok çalışkandı ve her zaman eve resim yapmaya giderdi. Birisi bir gün şöyle demişti, Amerika’da bir gün bir bomba patlasa ve Andy Warhol’un eserleri dışında her şey yok edilse dahi Amerika hakkında hala çok iyi bir fikre sahip olabiliriz. Bence bu doğru. Sanırım iyi bir fikir edinirsin. İnsanları izlemeyi severdi ve sana ışık tutarken gösterdiği yakın ilgi gurur vericiydi. Çocuksu bir masumiyeti vardı. Dindar bir Katolikti ve annesini severdi. Hep tatlı olduğunu düşündüm. Keşke dört çocuğum da onu tanıyabilseydi.
Andy Warhol’un Polaroidlerinden Jerry Hall