A password will be e-mailed to you.

 

Westworld’ün en çok heyecan yaratan bölümlerinden biri Akane No Mai, sonunda bizlere Shogun dünyasını tanıttı. Shogun dünyasının en ilgi çekici yanı Westworld dünyası ile kurduğu paralellikler oldu. Bu benzerlikleri Jonathan Nolan HBO’ya verdiği röportajında, Akira Kurosawa ve Sergio Leone üzerinden anlattı. Kurosawa’nın yazıp yönettiği Yojimbo’da, efendisini terk eden ronin Sanjuro, iki mafya arasında kalan kasabayı kurtarmak için akıl dolu bir plan yapar ve iki mafya örgütünü birbirine düşürür. Sergio Leone, bu senaryoyu birebir olarak, başrolünde Clint Eastwood’un olduğu Fistful of Dollars filmine uyarlar. Hollywood’un The Magnificent Seven olarak uyarladığı bir başka Kurosawa klasiği de Seven Samurai’dır. Kurosawa, batı kültürünü etkilediği kadar, batı kültüründen de etkilenir hatta en iyi Lady Macbeth uyarlamasını beyaz perdeye yansıtan Throne of Blood ile Kurosawa’dır. Sinema tarihindeki bu aynalama örgüsünün devamını Shogun dünyasında görüyoruz.

Bu aynalama, Sweetwater kasabasının, yolu ve dükkânlarının ötesine de gidiyor. Shogun dünyasında ki karakterlerin hikâyeleri bile aynı. Meave, kendi Shogun dünyasındaki karşılığı Akane ile, Hector, Musashi ile, Armistice, Hanaryo ile karşılaşıyor. Bu karşılaşma, birebir olarak Westworld’deki genel ev soygunu akışını izliyor, hatta tüm kamera açıları, hareketler ve ritim bile birebir akıyor. Karakterlerin birbirinin kopyası ile karşılaşması farklı sonuçlar da doğuruyor. Hector, Musashi’ye karşı bir nefret duyarken, Armistice, Hanaryo’ya karşı bir ilgi duyuyor. Meave ise kendisi gibi kızını korumaya çalışan Akane’ye duygusal bir bağ ile bağlanıyor. Bu sezon bir gay aşk hikâyesi izleyeceğimizi biliyoruz ve bu hikâye, kopyaların kendi arasında yaşadığı bir aşk hikâyesi olabilir. Nolan’ların bu kopyalar üzerinden kurmaya çalıştığı anlatının sonu nereye gidecek henüz bilmiyoruz. Fakat bildiğimiz bir şey var o da hem Westworld’deki Meave, hem de Shogunworld’deki Akane ile ters düşmemekte fayda var.

Meave = Neo

Geçtiğimiz sezondan beri Dolores ve Meave arasında olan çekişmede daha çok sempati duyduğum taraf Meave oldu. Dolayısıyla Meave’in sezonun en iyi bölümünde, en karizmatik hareketlerden biriyle, konuşmaya dahi gerek duymadan diğer robotlara hâkim olabildiği sahneden çok etkilendim. Meave’e artık resmi olarak Westworld’ün Neo’su diyebiliriz. Hatta öyle ki, Meave etarfında olup biteni hissedebilmeye başladığı sahnede bir anda duvarlardan kodlar aksa kimse bu durumu yadırgamazdı. Bu sezonun ilk bölümünde yazdığım gibi umarım gerçek kurtarıcı Meave olur. Meave’in, Akane ile kurduğu bağ da bir kahramanlık hikâyesi için uygun bir akışa sahip. Meave, Akane’ye özgürlüğünü vermek istediğinde, Akane, özgür olmak yerine, kızını gerçek kızı gibi tanımayı seçti. Meave, bu seçimi ona bırakırken ve bu seçimine saygı duyarken, Dolores, Teddy’e herhangi bir seçim hakkı dahi tanımadı ve onun yerine, yüce adaletini dağıtmayı tercih etti.

Dolores bu sezonun Siyah Şapkalı Adamı mı?

Bu sezonun asıl bulmacasının kahramanı geçen sezonun kötü adamı William olduğunu biliyoruz. William, kapıyı bulma yolunda muhtemelen daha sempatik bir karaktere dönüşecek ve Siyah Şapkalı Adam karakterinden uzaklaşacak. Geçtiğimiz bölümde de bunun yavaş yavaş başladığını gözlemledik. Bu durumda ortaya antagonist boşluğu çıkıyor, bu boşluğu doldurmak için en kusursuz aday ise Dolores. The Dark Knight’tan sonra hikâyeler anlatarak düşmanlarına korku salan kötü adamlar serisine Dolores’de bu bölümde katılıyor ve Teddy’e ‘hastalık bulaşan inekleri nasıl kurtarırsın?’ diye soruyor. Teddy, iyi kalpli bir kovboy olduğunu tekrar ortaya koyunca da Dolores, Teddy’i valley beyond’a gitmeyi hakkeden robotlar listesinden çıkarıyor. Dolores’in Teddy’nin hafızasını sıfırlatması ve tüm datayı yok etmesi ise Dr.Ford’un hala işin içinde olduğunun sinyallerini veriyor. Dr.Ford, Delos’un, robotlarda yüklü datalara ulaşmasını istemediği için, Dolores’in kişiliğine bu kadar radikal hareket etmesi için bir kod yazmış olabilir.

Dışarıda neler oluyor? (Haftalık çılgın tahmin)

Sezon başında izlediğimiz ve 35 sene öncesine ait olduğunu düşündüğümüz Dolores, Arnold konuşmasının aslında Bernard ve Dolores arasında geçtiğini görüyoruz. Bu konuşmanın hangi tarihte geçtiği belli değil fakat bu konuşmanın neden yapıldığı hakkında bir teorim var. Bu konuşma bana nedense geçtiğimiz hafta izlediğimiz The Riddle of the Sphinx bölümünü hatırlattı. O bölümde William ve Jim Delos bir test konuşması yapıyorlardı, konuşmanın sonunda ise William, bu konuşmanın birebir yazılmış şeklini Jim Delos ile paylaşıyordu. Bu testin işleyiş biçimi şöyle oluyor, William, Jim Delos ile yaptığı konuşmayı birebir tekrarlıyor, böylece, robotun içine yüklenen bilincin çalışıp çalışmadığı, gerçek Jim Delos ile aynı cevapları verip vermediği test ediliyor. William’ın her seferinde içkiyi reddetmesinin nedeni de bu. Dolores, Bernard konuşmasında ise testi yapan taraf Dolores. Bernard muhtemelen tahmin ettiğimiz gibi Arnold’a ait hafıza topunu kendisine takacak ve Dolores ile karşılaştığında kendisinin Arnold olduğuna Dolores’i ikna etmeye çalışacak. Durumun bu noktaya geldiğini düşünürsek, bu sahnenin bir flash back değil de bir flash forward olduğunu varsayabiliriz. Bakalım önümüzdeki bölümler ne gibi gelişmeleri de beraberinde getirecek?

İLGİLİ HABERLER

Westworld 1. Sezon 1. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 2. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 3. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 4. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 5. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 6. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 7. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 8. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 9. Bölüm İncelemesi

Westworld 1. Sezon 10. Bölüm İncelemesi

Westworld 2. Sezon 1. Bölüm İncelemesi

Westworld 2. Sezon 2. Bölüm İncelemesi

Westworld 2. Sezon 3. Bölüm İncelemesi

Westworld 2. Sezon 4. Bölüm İncelemesi

Daha fazla yazı yok
2024-11-22 01:14:40