Kazım Öz’ün İstanbul Film Festivali‘nde de gösterilen filmi Zer’in bazı sahneleri Kültür Bakanlığı tarafından sansüre uğramıştı. Sansürün ardından yönetmen filmde sansür edilen sahneleri kararttı ancak bakanlık karartılan sahnelerin de filmden çıkarılmasını isteyerek filmin eser işletme belgesini iptal etti.
Karartılan sahnelerin çıkartılmasının ardından film vizyona girmesine rağmen, belgenin iptaline ilişkin yazı salonlara gönderildiği için, film birçok salonda gösterime giremedi. Kültür Bakanlığı‘ndan destek alınarak çekilen Zer’in, İstanbul Film Festivali kapsamındaki ilk gösteriminde söz konusu sahnelerde perde karartılarak “Bu sahne T.C. Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü Üst Denetim Kurulu tarafından sakıncalı bulunduğu için izleyemiyorsunuz” ifadesine yer verilmişti.
Sahneler kesildi ancak karar salonlara gittiği için gösterilemiyor
Konuyla ilgili olarak Evrensel’e konuşan Öz şunları söyledi: “Bu film Kültür Bakanlığı tarafından desteklendi. Bakanlıktan onaylandı. Filmin ticari vizyona girmesi için Eser İşletme Belgesi’ne başvurduk, başvurumuz filmin yaklaşık üç buçuk dakikasına sansür uygulandı. Ben de bu sansürlenen sahneyi karartarak deşifre etmek istedim. Referandum sonrasında harekete geçildi Bakanlık tarafından. Kurul yeniden toplanmış, işletme belgesi iptal edilmiş. Karartılan sahneler çıkartılırsa ancak belgeyi alabileceğim söyleniyor. Biz de çıkardık ve vizyona girdik. Sonra bakanlığın bu iptal kararı salonlara iletildiği için salonların birçoğunda gösterilmedi. 100 kopya olarak çıkacaktık. 11 salonda girdik vizyona. Ankara galası bile iptal oldu. Başka bir salona almak durumunda kaldık. ”
Yönetmen filmde sansürlenen kısımda 1938’de on binlerce Alevi ve Kürdün katledildiğine dair yazılar yer aldığını ancak başbakanın da Dersim’e gittiğinde bu durumu dile getirdiğini, kararın çelişkili olduğunu da sözlerine ekledi.
Bir yol hikayesi
Başrollerini Nik Xhelilaj, Güler Ökten ve Levent Özdilek’in paylaştığı Zer’in kadrosunda Füsun Demirel ve Tomris İncer de yer alıyor. Filmde kanser tedavisi için New York’a getirilen babaannesi Zarife ile bu süreçte daha da yakınlaşan genç müzisyen Jan’ın, babaannesinin kendisine söylediği bir şarkının peşinden köklerine, anavatanına ve bastırılmış toplumsal travmaların izine doğru çıktığı yolculuğun hikâyesi anlatılıyor.