“’Bennifer’dan bu yana takma ismi olmayan Affleck’in yeni takma ismi ‘Batleck’ oldu. Saygı duyulan yönetmen statüsünden tekrar magazinin alay konusu statüsüne geri döndü.”
Ben Affleck, Matt Damon ile birlikte yazdığı Good Will Hunting ile Oscar alarak dikkatleri üzerine çekti. Fakat genel kanı filmin çoğunu yazanın Matt Damon olduğu ve Ben Affleck’in senaryoda pek payı olmadığı yönündeydi. Bu filmden sonra medyanın daha çok dikkatini çekmeye başlayan Affleck, Jennifer Lopez’le beraber olarak, Hollywood yıldızındansa, magazin yıldızı olarak anılmaya başladı, yeni adı ‘Bennifer’ oldu. 2003 yılında ise Affleck, zaten pek parlak olmayan kariyerini sonlandıracak düzeyde kötü iki filmde rol aldı. Jennifer Lopez ile başrolü paylaştığı Gigli o kadar kötüydü ki “Gigli kadar kötü” cümlesi global düzeyde kullanılmaya başlandı. O sene rol aldığı bir diğer film ise DareDevil oldu. DareDevil, Catwoman ve Batman & Robin ile beraber çekilmiş en kötü çizgi roman uyarlamalarından biri olarak tarihe geçti.
Kâbus gibi geçen 2003 senesinden sonra kimse onun büyükler ligine terfi edeceğini düşünmedi. Ben Affleck ciddi filmlerde rol almakta da zorlanıyordu. 2007 senesinde ise, Gone Baby Gone’u çekerek eleştirmenleri şaşırttı. Hatta adı filmin senaristleri arasında geçmemesine rağmen Gone Baby Gone’un başarısını Casey Affleck’e bağlayanlar bile oldu. Fakat bu durumun sorumlusu Ben Affleck’ti, kendisini kanıtlaması için istikrarlı bir şekilde başarılı olması gerekiyordu. Affleck’in 2010 senesinde yönettiği ikinci filmi The Town oldu. The Town, Gone Baby Gone’un tesadüf olmadığını gösterir nitelikteydi.
2012 senesi ise Ben Affleck’in kariyerinin zirve senesi oldu, üçüncü filmi Argo, üç dalda Oscar’a layık görüldü. Affleck, pek çok eleştirmenin saygısını kazanmış bir yönetmen oldu. Warner Bros., onu altın çocuğu olarak görmeye başladı. Warner Bros., Affleck’in gelişiminden o kadar memnundu ki en büyük projelerinden biri olan Justice League’i yönetmesi, Batman rolünü de onun oynaması için teklif yaptı. Affleck, bu teklifi reddetti ve olgunlaştığını bir kez daha gösterdi.
Sinema dünyası, yönettiği son iki filmdeki en büyük hatası olarak görülen, kendine başrol verme hastalığını, artık ikinci plana atacağını ve yönetmenliğe odaklanacağını düşünüyordu. Fakat Affleck, yönetmeyi reddettiği projede oyuncu olmayı kabul ederek herkesi yanılttı. Rolün Batman olmasının yanı sıra, yönetmenin Zack Synder olması daha da büyük soru işaretlerine yol açtı.
“Bennifer”dan bu yana takma ismi olmayan Affleck’in yeni takma ismi “Batleck” oldu. Saygı duyulan yönetmen statüsünden tekrar magazinin alay konusu statüsüne geri döndü. Ben Affleck’ten daha iyi Batman olabilecekler listeleri tüm internetin konusu oldu ve Warner Bros.’u tekrar düşünmeye sevk etmek için change.org’da imza kampanyası başlatıldı. Chase Mitchell’ın yorumu ise, Warner Bros.’un Ben Affleck seçimine tepkilerin özeti gibiydi: “Ban Affleck’li Batman’de, Batman’in ailesi kendisini öldürüyor.”
Bazıları bu eleştirileri ağır bularak, Heath Ledger’ın, Joker rolü için seçildiğindeki tepkileri hatırlatıyor. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta, Batman rolünün, Joker rolü gibi, çok da oyunculukla parlayabilecek bir rol olmadığı. Ayrıca oyuncu seçimini yapan bu sefer Christopher Nolan değil, hatta filmin yönetmeni Zack Synder bile değil; prodüktörler. Bu seçim, Warner Bros. için risksiz bir seçim olarak gözükse de Batleck için oldukça riskli bir seçim.
Ben Affleck’in böylesi bir riski almasının bir kaç nedeni olabilir. Birincisi kendisini yönetmenden çok bir oyuncu olarak görüyor ve ait olduğu yerin, Hollywood süperstarlarının, yani George Clooney, Brad Pitt gibi isimlerin yanı olduğunu düşünüyor olması. İkincisi, kendisiyle dalga geçenlerden öç almak için şu ana kadar çekilmiş en iyi çizgi roman uyarlamasını yok etmek istemesi. Üçüncüsü ise büyük bir ödeme ve emeklilik planları olabilir. Fakat nedeni ne olursa olsun sonucu Affleck için aynı kalacak. Affleck, tekrar Oscarlık bir film çekene kadar alay konusu olmaya devam edecek.
Görsel: pix11.com üzerinden