Galerie Barbara Thumm’da açılan #SHEROES adlı sergi, feminist işleriyle sanatın akışını değiştiren 8 kadına odaklanıyor: Jo Baer,Teresa Burga, Judy Chicago, Beatriz González, Anne-Mie van Kerckhoven, Anna Oppermann, Barbara Rossi ve Regina Vater.
“Shero” kelime anlamı olarak cesareti ile imrenilen, idealize edilen, sıra dışı başarılara ya da erdeme sahip kadın, kadın kahraman anlamı taşıyor. Serginin amacı da izleyiciyi kadın kahramanlarıyla bir araya getirmek. “Shero” kelimesinin kökeni 1800’lere ve süfrajet hareketine bağlansa da kadınların sanatta daha görünür hale gelebilmeleri sadece bundan 50 yıl önce 60’lar ve 70’lerde feminist aktivizm ile sağlandı. Kadınlar ilk defa sanat teorisi ve pratiğinin merkezinde yer alabildi.
Amerikan sanat tarihçisi Linda Nochlin, 1971’de “Why Have There Been No Great Woman Artists?” (Neden Büyük Kadın Sanatçı Yok?) adını taşıyan makalesini Artnews’de yayınlaması, hakkı teslim edilmeyen ve görmezden gelen kadın sanatçıları gündeme getiriyordu. Sanat tarihi ilk kez feminist bir perspektifle değerlendiriliyordu.
1981’de Griselda Pollock ve Rozsika Parker, “Old Mistresses: Woman, Art and Ideology”de bu kez tartışma kadınların görünürlüğünden kadınların erkek dünyasının kuralları ile algılanmasına taşındı. Ve 1994’te şu soruyu sordular: “Sanat tarihi feminizmden sağ çıkabilir mi?”
İstatistikler hâlâ erkeklerden yana
Oysa 61’den bugüne hâlâ sanatta kadınların ya da azınlıkların varoluşlarını parmak hesabı yaparak inceliyoruz. Yüzdeler halen erkeklerden yana. Belki de o yüzden o yıllarda neler söylendiğine bir kez daha kulak vermekte ve o eserlere tekrar bakmakta fayda var.
#SHEROES 3 Ağustos’a dek Berlin’deki Galerie Barbara Thumm’da sürecek.
İLGİLİ HABERLER
Kadınların sanat eserleri erkeklerinkinin yarı fiyatına satılıyor