A password will be e-mailed to you.

 

Pandemi konuşmak, sanal etkileşimler kurmak ve dijital buluşmalardan artık sıkıldık. Ancak salgın sonrası olacakları konuşmaktan şimdilik sıkılmayacağız gibi görünüyor. Son varyant Omikron sonucu ne olursa olsun artık hepimiz eski günlere dönmenin beklentisindeyiz. Böylesine tahrip edici bir zamanın ardından “normale dönme” arzusu elbette normal. Herkes işletmelerin zorluklarını tartışırken bu yazımda sanat dünyasında yaşananlar son gelişmelerden bilgiler aktaracağım. Hem de verilerle.

 

New York- Müze ve sanat işletmeleri uzun bir kapanmanın ardından yeni nizam kurallarla açıldı. Bu kurallara artık hepimiz aşinayız. Ancak işletmeler açılmalarından çok daha büyük zorluklarla karşı karşıya. Yeni dalga ile birlikte salgın herkes gibi onlarında tüm planlarını alt üst etti. Bir yandan ayakta kalma mücadelesi yaşarken diğer yandan yenilgiyi benimsemiş görünüyorlar fakat yinede dirençli görünüyorlar.

Türkiye’de AKP dönemi kültür ve sanatın nasıl erozyona uğratıldığının bugünlerde daha farkındayız. Uzun zamandır bu başlıklarda oluşmuş ne bir pazar ne de bir politikadan bahsedemiyoruz. 2000’li yılların başında pompalanan aşırı nakit ve iyimser hava ile o dönem saman alevi gibi parlayan galeriler ve sanatçıların bir çoğu yok artık. Günümüzde yapılan bir çok sergi sokağa inemiyor, tartışma açamıyor, gündem yaratamıyor. Sanat işletmeleri gereken riskleri almıyor, sanatçılar desteklenmiyor. Büyük müzeler küçük bütçeli eserler peşinde, yavan sergiler ile zaman geçiştiriyor. Son yirmi yılda insanların gezip gördüğü, ilham alacağı ve etkilendiği sergiler bir elin parmaklarını geçmiyor. Sektör çalışanları ise vasatın altında “yerli ve milli” artık.

Her ne kadar AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıllık iktidarları boyunca kültür-sanat alanında yeteri kadar gelişme sağlayamadıkları özeleştirisinde bulunsada bundan sonra bu alanlarda beklediğimiz bir hamle yapamayacakları ortada. Zira bu yılın başında kendi bienallerini yapmaya hevesli Fatih Belediyesinin (Güncellenememiş sanatsal islam referans kodları ile örülü) 2. Yeditepe Bienali‘nde konuşan Erdoğan “Her türlü sapkınlığı, marjinaliliği, sanat adı altında normalleştirmeye çalışan sinsi saldırıya karşı kendi imkanlarımızı daha güçlü şekilde devreye almamız şarttır” dedi. Bu sözlerin üstüne yazılacak da çok bir şey kalıyor/kalmıyor zaten.

Türkiye’de kültür, sanat ve üretiminin geldiği bu noktada olanların sorumlusu tabiki sadece iktidar değil. Bende bir muhalif bakış açısı ile tek (kullanışlı) iktidar turnusolunu kullanmayacağım. Zira Türkiye’de bir diğer sorunda senelerdir değişemeyen ve restore olamayan aktörlerin olduğu gerçeğidir.

Yıllardır genel direktörü olarak bildiğimiz Görgün Taner yönetimindeki “kâr amacı gütmeyen ve kamu yararına çalışan bir kültür kurumu” olarak İKSV’nin son yıllarda yaptığı etkinliklerin İstanbul kültür sanatı adına nasıl sorumluluklar aldığını ve bizi nereye getirdiğini tartışmalıyız.

Biletli organizasyonlar dışındaki misyonlarının ne derece başarılı olduklarının raporlarını göremiyoruz. Yine İstanbul’un en “hip” fuarı Contemporary İstanbul yönetiminin gençleri destekliyoruz manifestosu ile genç danışmanlar heyeti kurup adlarının geçtiği her platformda baş aktör olarak “yine kendileri” görülmekten vazgeçmediği sürece, fuar, sanat eserlerinin et gibi asıldığı mezbaha ortamı gerçekliğinden çıkamıyor. Hal böyle olunca, 25 yıldır devam eden fuar, dijital çağın gerekliliği her sanat eserinin önünde poz veren toplulukların ötesine de geçilemiyor. Ancak senelerdir iktidara yakınlığı ile bilinen Hasan Bülent Kahraman yerine artık genç küratörlere fırsat vermek istediklerini de not düşmemiz gerek.

Ülkemizde bu senelerdir kendimiz çalarız kendimiz oynarız havası, hangi eleştirileri yaparsanız yapın üstlerine alınmayan, yıllanmış kadroların yaklaşımları çok tanıdık. Bu ayak sesleri ve yenilenmelerin dönüşmesi şart. Oysa dünyada Wolfgang Tillmans, Lucas Zwirner, Vito Schnabel, Julie Mehretu gibi bir çok “yeni” aktör bugünün sanat dünyasına yön vermek adına yerlerini aldı. Biz de ülkemizde esen yeni rüzgâr ile birlikte gerekli “heyecanı yüksek”, yetenekli arkadaşlarımızın bir an önce yerlerini almasını umut edelim.

Julie Mehretu

Dünya sektöründe böylesine dikkate değer küresel bir değişim ardından anket şirketleri, fuarlar ve düşünce kuruluşları sanat dünyasının nasıl etkilendiğine dair bazı araştırmalar yayınladı. 97 ülkedeki binlerce sanat işletmesi ile yapılan anketlerin toplanması sonucunda sanatsal anket araştırmacılarının odaklarında ise pandeminin etkisi yanı sıra sektördeki satış ve pazarlama alanındaki değişiklikler olmuş. Bu raporlarda neler var, nedir, ne değildir bir inceleyelim dedik!

Küçülme, en çok orta ölçekli sanat işletmelerini etkiledi. Büyük galerilerin %10’u 2019 rakamları ile değişkenlik göstermez iken küçük galeriler tek çalışanla durumu idare etmek zorunda kaldılar.

Satış kanalı olarak sosyal medya, fuarların yerini aldı. Sektörün bu yıl satışlarda düşüş yaşayacağı öngörülebilir olsa da sosyal medya üzerinden yapılan satışlar aslında hiç bu kadar beklenmiyordu, Ortalama bir galerinin, sosyal medya için ayırdığı pazarlama bütçesi 2019‘a göre %92 arttı ve sosyal medya en iyi satış kanallarında üçüncü sırada yer aldı – bu sıra eskiden fuarların elindeydi.

Katılımcılar, 2020 yılında sosyal medyada en çok kullandıkları satış taktiklerinin organik gönderiler, hikayeler ve direkt mesajlar olduğunu bildirdi.

Galeriler yeni satış yöntemlerini benimsedi. Koleksiyonerler 2020’de galerileri şahsen ziyaret edemediğinden, galeriler satışları artırması ve alıcılarla bağlantı kurması için video konferans ve çevrimiçi açık artırma gibi başarılı alternatifler sundu. Katılımcıların %16’sı koleksiyoncularla FaceTime veya diğer uygulamalar aracılığıyla özel incelemeler gibi video konferansı ile başarılı satışlar yaptığını bildirdi. Çevrimiçi müzayede salonları ve açık artırmalar ise yeni satış teknikleri açısından oldukça gerideydi—ankete katılanların %14‘ü çevrimiçi açık artırmaların büyük ölçüde başarılı olduğunu bildirdi.

LGBTQ+ ve kadınlara ait galeriler büyümeye devam etti. Anketler, çeşitlilik verilerini paylaşmayı seçen katılımcıların %75’inin kadın olarak tanımlanan galeri sahipleri veya yöneticileri olduğunu gösterdi. Kadınların sahip olduğu veya yönettiği galerilerin ortalama işletme yaşı 12. Aynısı, sahipleri veya yöneticileri LGBTQ+ olarak tanımlanan galeriler için de söylenebilir. Bu galeriler ortalama olarak dört tam zamanlı personel istihdam etmekte ve ortalama işletme yaşı 13’tür. Bu bulgular sanat endüstrisinde kadınlara ve LGBTQ+‘lara ait galerilerin artan istikrarını gösteriyor.

David Zwirner galerinin ikinci kuşak temsilcisi oğul Lucas Zwirner

Galeriler çevrimiçi kitlelerini genişletti. Ankete katılan galerilerin %73‘ü 2020‘de çevrimiçi olarak bağlantı kurdukları koleksiyonerlerin en az yarısının yeni olduğunu bildirdi. 2020’de 18 ila 35 arasındaki alıcıların payı ikiye katlandı. Bu genç koleksiyonerler sanat eserlerini internetten satın almayı tercih ediyor.

Sanat işletmeleri çevrimiçi modeli sahiplendi. İptal edilen etkinlikler, seyahat yasakları ve dünyanın dört bir yanındaki şehirlerdeki azalan turist sayısı nedeniyle birçok galeri 2020’de yalnızca çevrimiçi iş modellerinden beslendi. Ankete katılanların %35‘i fiziksel bir konum olmadan faaliyet gösterdiklerini bildirdi. Pandeminin sona ermesiyle bu çevrimiçi model kalıcımı olacak hep birlikte göreceğiz.

Galeri sahipleri arasında çevrimiçi iş modeline güven arttı. 2019‘da galerilerin %48‘i çevrimiçi stratejilerine güveniyordu. 2021‘de bu sayı %54‘e yükseldi.

Dijital pazarlamanın etkisi ile genç koleksiyoncular piyasada daha fazla söz sahibi başladı. Sanat borsası internete taşındıkça, genç koleksiyonerlerin daha fazla sanat satın almak istediğini görüyoruz, bu da pazarın yeni dijital izleyicilere, genişlemeye devam edebileceğini gösteriyor. 18 ila 34 yaş arasındaki koleksiyoncular çevrimiçi satın almayı güçlü bir şekilde tercih ediyor. Bu satış eğilimi pandemiden sonra bile galeriler için dijital satışın öneminin altını çiziyor.

Sanat eserlerinin fiyatlarını şeffaf olarak çevrimiçi yayınlamak daha belirgin ve önemli oldu. 2020’de satış yapılmadığını bildiren galeriler fiyatları paylaşmak konusunda oldukça isteksizdi. Bir diğer önemli değişim ise fuar satışları dijital satışların gerisinde kaldı.

Ressam oyuncu yönetmen Julian Schnabel’ın oğlu Vito Schnabel galericilik yapıyor

Dijital kanallara geçiş, dijital pazarlama bütçelerinin artmasına, fuar ve diğer yüz yüze etkinliklere yapılan harcamaların azalmasına neden oldu. Fuarlar için ortalama bütçede %31‘lik düşüşe rağmen, ankete katılan galeriler arasında fuarların hala en pahalı kalem sıralamasında olduğunu bildirdi. Sosyal medya, galeri satışlarında önemli bir rol oynayarak 2020’de en başarılı üçüncü satış kanalı olarak belirlendi.

Küresel salgın ve ardından gelen ekonomik kriz, birçok galerinin hayatta kalmasını zorlaştırdı. Ankete katılan galerilerin 11‘i COVID sonucu olarak geri dönüşsüz kapılarına kilit vurduğunu bildirdi. Bu oranın ilerleyen zamanlarda dahada artacağı tahmin ediliyor.

Çevrimiçi “izleme odaları” çok sevildi ve popüler oldu. Galerilerin %34′ü 2020‘de bir izleme odasında yer aldıklarını bildirdi. Bu uygulama yalnızca sanat endüstrisinde değil, genel olarak tüketici uygulamalarında eşi görülmemiş bir değişiklik getirdi. Buna karşılık, galeriler koleksiyoncularla bağlantıda kalmak ve yeni iş yaratmak için bu taktiklerin hepsini satın aldı.

New York, sanat pazarının küresel merkezi ve dünyadaki sanat satış değeri açısından en yüksek pazar payına sahip oldu. ABD, küresel sanat pazarında değer bazında satışların %44‘ünü oluşturdu ve son 50 yılın çoğunda değer açısından lider konumdaydı. New York‘un ABD satışlarının %90‘ını oluşturduğu tahmin ediliyor ve bu da onu 2021’de pazarın merkez üssü hali geldiğini gösteriyor. Çin ve diğer gelişmekte olan pazarlar hem zenginlik hem de sanat satışları açısından hızlı bir tempoda gösterseler de New York’un önde gelen küresel uluslararası sanat merkezi olarak saflarından düşmesi pek olası görünmüyor. New York’un küresel bir sanat başkenti olarak gücü üç temel alana dayanıyor.

New York sadece dünyadaki herhangi bir şehrin en çok milyonerine ve milyarderine ev sahipliği yapmakla kalmıyor; aynı zamanda birçok küresel milyonerlerin geçici ikametgâhıdır. New York sanatta sağlıklı bir ticareti desteklemek için oldukça gelişmiş bir kültürel altyapıya sahiptir. Önde gelen galerilere ve müzayede salonlarına ev sahipliği yapmanın yanı sıra, çok çeşitli kamu ve özel sanat kurumlarına sahiptir. Pazar, sigorta, bankacılık ve lojistik dahil olmak üzere koleksiyoncular ve sanat ticareti için çok çeşitli uzmanlaşmış yardımcı hizmetler tarafından desteklenmektedir. Son olarak, New York sanat ticareti için dünyanın en şeffaf merkezlerinden biridir. Çünkü eyalet mali sistemleri, hukukun üstünlüğü ve ABD Ticaret Kanunları, yerel ve uluslararası alıcı ve satıcılara yüksek düzeyde koruma sağlarken, işletmelere iç ve dış ticareti teşvik etmek için yeterli destekler sağlıyor.

Sanat danışmanları, son 20 yılda sanat piyasasının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Amerika’da satılan sanat eserlerinin %60’ı sanat danışmanları aracılığıyla gerçekleşiyor. Sanat danışmanları 2020’de birçok galeri, koleksiyoncu ve sanatçı arasındaki etkileşimde merkezi bir rol oynadı. Sayılarının artmasının yanı sıra sanat danışmanları geleneksel sanatsal tavsiyelerinden, (hangi tabloların satın alınacağı ve bunlara nasıl başarılı bir şekilde erişileceği gibi) özel vergi, yasal ve finansal tavsiye sunmaya kadar sundukları hizmetler açısından da genişlediler.

Ankete katılan koleksiyonerlerin %76’si sanat danışmanlarını galeriler ve fuarlardan sanat satın almak için kullanmış. Sanat danışmanları aracı oldukları her faaliyet için %5-10 komisyon alıyor.

Sonuç olarak gelecek on yıllar boyunca sanatın satılma ve satın alma şekli yeniden şekilleniyor. Galeriler dijital stratejilerinde artık daha uzman. Mevcut müşterileri ile bağlarını sürdürmek ve çevrimiçi yeni bağlantılar kurmak için artık daha fazla dijital pazarlama taktikleri deneniyor.

*Verilerin hazırlanmasında ArtBasel, Independent Fuarı ve Artsy internet ağı sitesinin resmî raporları kullanılmıştır.

Atesh M Gündoğdu @sanatatak yazılarına New York’tan devam edecek

 

Daha fazla yazı yok
2024-11-21 10:03:33