H&M sözcüsünün söylemek istediği şu: "Biz reklam firması Forsman & Bodenfors ile bir araya gelip bizim en son ucuza mal edilmiş, kalitesiz giysilerimizi satmakta bize neyin yardımcı olabileceğini tartıştık. Feminizm ve pozitif beden üzerinde karar kıldık, çünkü bunun son zamanlarda moda ve popüler olduğunu fark ettik."
Yeni bir feminizm nesli güzel, kocaman kafasıyla şahlanıyor. Dördüncü dalga geçtiğimiz on yılda internetin kıyılarında dolaştı durdu ve her ne kadar geçmişteki kızkardeşleri gibi eylem bazlı olmasa da ve henüz tanımlanmasa da, doğası gereği onlardan çok daha kapsayıcı ve onlardan çok daha farklı alanlarda mesajlar verebiliyor. Dördüncü dalga feminizm ücret eşitsizliği, eviçi şiddet gibi geleneksel feminist konuların yanısıra bir sürü yeni soruna el atıyor. Bunların arasında online kadın düşmanlığı, kampüslerde tecavüzler sonrasında tecavüze uğrayan kadını utandırma çabaları ve gelişmekte olan ülkelerdeki kadınların hakları sayılabilir. Dördüncü dalga aynı zamanda pozitif bedenler hareketine yaptığı güçlü vurguyla belirleniyor. Özellikle de kadın bedenlerinin kurtarılması vurgusuyla. Özellikle tıraş bıçaklarının astronomik fiyatlara geldiği bu korkunç günlerde.
Bu hareket Y kuşağı tarafından destekleniyor. Bu kuşak, internette pıtrak gibi türeyen sayısız platform sayesinde birbirleriyle iletişim kurabiliyor ve kendilerini sınırsız bir biçimde ifade edebiliyorlar. Filthy Ratbag ve Frances Cannon gibi ünlü sanatçılar çizimlerini bu kuşağın mesajlarını yayabilmeleri için kullanıyorlar. Big Dumb Pissbaby gibi kreatifler ve Adele Labo gibi toplumsal etkilenimciler kendi bedenlerinin kontrolünü ellerine alarak yapıyorlar bunu. Daha ilgi çekmek gerekirse, Nakkiah Lui, Lena Dunham, Beyonce, Miley Cyrus, Nicki Minaj ve Emma Watson da bu dalganın içinde ve liste uzuyor.
Ve ardından H&M çıktı
Birkaç hafta önce, İsveçli çokuluslu marka 2016 sonbahar koleksiyonunun videosunu piyasaya çıkardı. Eğer onu hala izlemediyseniz buradan izleyebilirsiniz. Reklam Tom Jones’un çok ünlü şarkısı Lion Babe’in bir coverı üzerine kurulmuştu ve kadın gibi görünmenin ne anlama geldiği hakkındaki basmakalıp yargılara meydan okuyan bir sürü fenomen kadına yer veriyordu: Muay Thai dövüşçüsü Fatima Pinto küçük siyah bir elbise içindeki kendisini hayranlıkla seyredereken, tüylü model Arvida Bystrom bir yatağa yaslanırken, müzisyen Jillian Hervey bir restoranda dişlerini karıştırırken, model Iselin Steiro bir trende bacaklarını ayırıp otururken ve önemli iş kadınlarından Pum Lefebure bir yönetim kurulu toplantısını yönetirken… Kafasını kazıtmış Casja Wessberg, 72 yaşındaki model Lauren Hutton, transseksüel model ve aktris Hari Nef, Gurls Talk’un kurucularından Adwoa Aboah ve büyük model modelleri Paloma Elsesser ve Katy Syme’in de reklamda rolleri vardı.
Medya ateş püskürdü
Tahmin edildiği gibi, Daily Mail’ın tabloid boy baskısı kampanya hakkında “yerlerde sürünen” videolar ve “ağırbaşlı olmaktan çok uzak senaryolar” gibi ifadeler kullandı ama Sydney Morning Herald, TIME, Huffington Post ve Pedestrian TV gibi basın organları reklama alkış tuttular. Bazıları klibi “büyüleyici” ve “müthiş” bulacak kadar ileri gittiler ve hepsi de çokuluslu şirketin kampanyasının erotik rüyalara gireceğini düşündü ve özgürce yayınlanmaya değer buldu. Twitter’da da yine aynı biçimde herkes paylaştı.
Video tartışmasız biçimde muhteşem olsa da, hâlâ bir sorun vardı. Bu bir reklamdı. Bu merkezinde H&M’in büyük bir şeyi temsil ettiği fikrini yaygınlaştırmak için tasarlanmış bir reklamdı. Satıcı şirket, güçlenmeye başlamış olan feminist ruhu destekleyerek, en son ürettiği seri içindeki bokları satmayı ve tüketicilerin bunları satın aldıklarında kendilerini iyi hissetmelerini sağlamayı umuyordu.
H&M’in sözcüsüne göre, son kampanya hem çeşitli hem de farklı hikayeleri olan esin verici kadınlara övgüler düzmekte, tüm dünyadaki kadınları kendi kişisel stillerini yakalamaları ve sahiplenmeleri konusunda cesaretlendirmekte ve gerçekten oldukları kişiyle ve savundukları fikirlerle gurur duymaları gerektiği konusunda onları destekliyor.
Ama H&M aslında kadınları desteklemiyor
Bu senenin başında, Asya Asgari Ücret Birliği tarafından hazırlanan bir rapor moda devinin düzenli olarak işçilerini sömürdüğünü ortaya çıkardı. Tekstil işçileri ile yapılan 251 görüşmeyi temel alan rapora göre 12 Kamboçyalı tedarikçi fabrikanın 11’indeki çalışanlar hamilelik süresi içinde işe son verilme vakalarına tanık olduklarını ya da maruz kaldıklarını iddia ettiler. Hindistan’da yapılan araştırmada başvurulan deneklerden 50’sinin tümü de hamile kalan kadınların işten çıkarıldıklarını belirtildi. Ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı bir endüstride bu devasa bir sorun, özellikle yine sık sık belirtilen işyerinde cinsel taciz sorunuyla bir araya geldiğinde…
H&M genel olarak temel haklara riayet etmiyor. Kısa süre önce Suriyeli mülteci çocuklar Türkiye’deki fabrikalarında çalışırken tespit edildi ve geçen sene İnsan Hakları Gözlem raporu Kamboçya’daki tekstil endüstrisinde çalışan fabrika çalışanlarına aşırı mesai yapmalarına karşı çıkma izni verilmediği halde mesailerinin ödenmediği ortaya çıktı. Gelirlere gelince, H&M’in 2013 yılında Kamboçya’daki 20 fabrikasında başlattığı Adil Ücret Metot Projesi dışında, güney-doğu Asya uluslarındaki çalışanlar hâlâ zorunlu endüstri ortalaması olan ayda 178$’ın altında kazanıyorlar.
Farklılık ve pozitif beden üzerine sözde duruşuna gelince, H&M mağazalarından birinin içine giren biri bunun en iyi olasılıkla bir şişirme olduğunu söyleyecektir. Büyük beden modeller sonbaharla birlikte tomurcuklarını dökecektir ama H&M mağazalarının çoğu bir büyük beden reyonu bile açmış değiller. Sydney’s Pitt Caddesi mağazası büyük beden reyonuna sahip olmayan mağazalardan biri ve bu ay, bütün New York mağazaları büyük beden ürünlerini satıştan kaldıracaklar çünkü H&M’in sözcüsüne göre bu ürünler için yerleri yok. Aslında, insan iç çamaşırlarıyla boy boy reklamları çıkan büyük beden mankenlerin, aslında H&M’in onlara uygun kıyafeti olmadığından çıplak kalmış olabileceklerini düşünmeden edemiyor.
Dolayısıyla H&M sözcüsünün söylemek istediği şu:
"Biz reklam firması Forsman & Bodenfors ile bir araya gelip bizim en son ucuza mal edilmiş, kalitesiz giysilerimizi satmakta bize neyin yardımcı olabileceğini tartıştık. Feminizm ve pozitif beden üzerinde karar kıldık, çünkü bunun son zamanlarda moda ve popüler olduğunu fark ettik."
H&M kadınları takmıyor, onlarla ilgilenmiyor. Kampanyalarındaki feminist mesajı olumlu eylem yoluyla tekstil fabrikalarına yaymak gibi bir niyetleri yok. Onlar yalnızca kendi giysilerini satmak için kadınları güçlendirme fikrinden çıkar sağlamak istiyorlar. Ama feminizm ne 2016 sonbaharından itibaren desteklenecek bir akımdır, ne de sadece satın alma gücü olan kadınların ulaşılmasının umulduğu bir ayrıcalıktır. O hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde eşitlik ilkesine adanmış uzun vadeli bir sorumluluktur.
Ve son bir şey daha. H&M kampanyası muazzam bir biçimde yankı bulsa da (video yaklaşık olarak iki milyon kez izlendi) ve yumurtladığı sözler, kadın merkezli diyaloglar, kadınlar ve bunun gibi şeyler için katalizör oldu, tıpkı Dove reklamlarında sabunumuzun bize güzel olduğumuzu söylemesine ihtiyacımız olmadığı gibi, koltukaltı kıllarımızı uzatmak ve akşam yemeğinde kızarmış patates yemek için ahlaksız bir trilyon dolarlık giyim şirketinden direktif almaya ihtiyacımız yok. Videonun muhteşemliği bir yana bırakılırsa, H&M satış yapabilmek için her şeyi sömürür. İsterseniz fabrikalarında çalışan kadınlara sorun. Ben almayayım: Ne duyarlılığını ne de giysilerini.
Kaynak: Global Hobo / Gemma Clarke