A password will be e-mailed to you.

Selanik Film Festivali’nin 2021 yılında iklim krizine bağlı bir orman yangınıyla büyük hasar gören Eğriboz’da başlattığı yeşil inisiyatif Evia Film Projesi üçüncü yılına gelişmiş ve genişlemiş bir programla ulaştı. Sinema sanatını kırmızı halı gösterişçiliği ve paraya güdümlenmiş bir seçkincilikle bağdaştırmayan Selanik Film Festivali’nin bu önemli çevreci girişimi, 2-6 Temmuz tarihleri arasında Eğriboz (Evia) adasının Edipsos, Limni ve Agia Anna kentlerinde düzenlenecek . Bu yılki ana teması ‘su’ olan Evia Film Projesi’nde Emin Alper de Kurak Günler filmiyle konuk olacak.

Evia Film Projesi bu yıl, yeryüzünü besleyen bütün tatlı su kaynaklarına, denizlere ve onların yok edilmesine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Bu temayla ilişkili birçok farklı türden filmin gösterimi yapılacak. Film gösterimlerinin yanı sıra önde gelen Yunanlı sinemacıların masterclassları, film endüstrisi için networking çalışmaları, çocuklar ve gençler için atölye çalışmaları, doğa yürüyüşleri, müzik ve gastronomi etkinlikleriyle zenginleşen bir program oluşturuldu.

2 Temmuz’daki açılış gecesinde Yaşayan Deniz serisiyle geniş kitleleri deniz biyolojisi ve okyanus bilimi konusunda bilgilendiren ve çevre koruma için bilinçlendiren Kaptan Cousteau’nun hayatını konu alan, Jérôme Salle imzalı The Odyssey gösterilecek. Türkiye sinemasının önde gelen isimlerinden Emin Alper bu yılın konukları arasında yer alıyor. 6 Temmuz’da Agia Anna’da filmin Yunanlı ortak yapımcısı Yorgos Tsiourgannis ile birlikte “Kurak topraklarda film yapmak” başlıklı bir masterclass verecek. Filmin çeşitli aşamalarında karşılaştıkları zorlukların üstesinden nasıl geldiklerini, hem siyasi hem coğrafi açıdan kısıtlamaları aşmak için ne gibi yöntemler geliştirdiklerini anlatacaklar.

Alper’in iklim krizi sebebiyle sayıları git gide artan obrukları hem simgesel hem fiziksel olarak kullandığı, dünya prömiyerini Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde yapan Kurak Günler adlı, bol ödüllü filmi de Edipsos’ta gösterilecek.

Film seçkisi ilginç, ironik ve eleştirel bir nitelik taşıyor. Steven Spielberg’ün Jaws ve Bong-Jong Hoo’nun Yaratık adlı filmleri dönemlerinde gişe rekorları kıran, ‘canavar filmi’ alttüründe çalışmalar. Ancak her iki filmin de asıl canavarın kim ve ne olduğunu sorgulatan altmetinleri günümüzde çok daha iyi okunuyor. Jaws’un bir yanıyla büyük bir köpekbalığı fobisi yaratıp katliamlara da dolaylı olarak sebep olması insanın daha tehlikeli ve acımasız olduğunun altını çiziyor. Yaratık ise Soğuk Savaş yıllarından bu yana kimyasal ve nükleer atıkların doğaya kontrolsüz bırakılmasının yol açabileceği korkunç sonuçları siyasi simgeler olarak kullanan fantastik sinemanın siyaseten en doğru ve isabetli örneklerinden biri.

Kathryn Bigelow’un Atlas okyanusunda bir adada geçen cinayet ve gerilimle dolu Suyun Ağırlığı, sevilen canlandırma Kayıp Balık Nemo’nun devam filmi Kayıp Balık Dori seçkideki diğer ana akım filmler. Yunanistan sinemasından birçok belgesel ve kısa film gösterilecek. Bunlar arasında 2021 yılında 500 bin dönüm ormanın yandığı felaketi ele alan kısa belgesel Yangından Sonra Hayat Var mı? da bulunuyor. Uzun metrajlı tek film, The Boy adını kullanan, deneysel filmleriyle tanınan Alexander Voulgaris imzalı, Andros Adası’nda kıyıda geçen gizemli bir öykü anlatan Winona.

Seçkinin iki uzun metrajlı belgeseli janr sinemasından alabildiğine uzak ve acılı gerçeklikleri ele alıyor. Aissa Maiga’nın Above Water adlı belgeseli Nijer’de yoksulluğun ve kuraklığın özellikle kadın ve çocukları nasıl etkilediğini, bir bidon su için nelere katlandıklarını gösteriyor. Yeraltı su kaynaklarından yararlanabilmeleri için bir tesis kurmayan yetkilileri de eleştirmekten geri kalmıyor. Lin Alluna’nın Twice Colonized belgeseli tanınmış bir İnuit hakları savunucusu avukatın, oğlunun ani ölümünün ardından köklerine yaptığı yolculuğu, dilini ve kültürünü yeniden kazanma deneyimini anlatan bir belgesel.

Daha fazla yazı yok
2024-07-07 23:16:35