“Çukur”un Ziya’sı, “Yargı”nın Rafet’i, “Alef”in emniyet müdürü Mahmut’u denildiğinde onu tanımayan yok. Ulusal ve dijital kanallardaki fenomen dizilerin yanısıra bağımsız uzun metraj yapımların, kısa filmlerin, hatta kliplerin aranılan ismi oldu; öyle ki bu sene ulusal yarışmada olan 3 uzun metrajıyla ‘festival yıldızı’ ünvanını hak etti. Ben kendisine “yan rollerin star aktörü” diyorum. Yer aldığı her sahneye samimiyet ve sıcaklık katan Muttalip Müjdeci ile çok geç gelen şöhretini, oyunculuk serüveninin nasıl başladığını ve hayallerini Sanatatak için konuştuk.
Merhaba. Muttalip Müjdeci’yi tanıyabilir miyiz biraz?
1972 yılında bozkırın ortasında, Yozgat’ın Yerköy ilçesinde, çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim; ilk, orta ve liseyi Yerköy’de okudum. Çocuk yaştan itibaren aklımda hep oyunculuk vardı ama nasıl olur, nedir bilmezdim; gençken çeşitli yarışmalara ve ajanslara fotoğrafımı gönderdim, hatta o yıllarda Bulvar Gazetesi’nde bir fotoğrafım yayımlandı, ilk yüz kişi arasına girdim, benden bi’ tane de boydan resim istediler, lakin irtibat kopukluğundan iletişime geçemedim. Telefon yoktu, sadece kasabaya mektup gelir, oradan da köye gelirdi, verdikleri cevap hiç bir zaman bana ulaşmadı. Yazın tarlalarda, kışın da hem okuyup hem şehirde bulabildiğim işlerde çalışırdım. 1989 yılında Ankara’ya geldim, hâlâ Ankara’da ikâmet etmekteyim ve oyunculuk yapmaktayım.
Oyuncu olma sevdanız sizi ilk olarak Yozgat’tan İstanbul’a getiriyor ama umduğunuzu bulamıyorsunuz. Bu kısmı biraz açalım istiyorum; görüşüp konuştuğunuz kişiler mi yardımcı olmadı yoksa başka sebeplerden dolayı mı köyünüze dönmek zorunda kaldınız?
1987 yazıydı… Memlekete İstanbul’da yaşayan bir tanıdık gelmişti. Kuyumcuda oturup konuşurken laf arasında oyuncu olmak istediğimi söyledim, o da bana “İstanbul’a gel, ben sana yardımcı olurum.” dedi. Bir yıl boyunca bunun hayalini kurdum. Bir arkadaşımla İstanbul’a verdiği adrese gittik ama orada öyle biri olmadığını söylediler. Kalakaldık. İstanbul’da kalabilmek için bir kömür deposunda çalıştım. Yeşilçam sokağına kadar gidip hayal kırıklığıyla geri dönmüştüm.
“25 Yıl Önce Gittiğim Yeşilçam Sokağı Şimdi Ayağıma Gelmişti.”
Ben sizi ilk olarak ilk sinema filminiz olan ve çok sevdiğim “Sivas” (Kaan Müjdeci) filminde izledim ama oyuncu olduğunuzu bilmiyordum. Filmin yönetmeni Kaan Müjdeci ile aynı soyadını taşıdığınızı görünce ve film de köyünüzde çekilince “hâmil-i kart yakînimdir” durumu hasıl olmuş gibi düşündüm. Kaan Bey mi sizi keşfetti, siz mi istediniz oynamayı? Nasıl başladı oyunculuk serüveniniz?
2013 yılında Kaan bir film çekeceğini söyledi. Hazırlık aşamalarında, oyuncu mekân seçimi safhalarında hep birlikteydik. ‘Muhtar’ rolü için birisini ararken birçok oyuncu ile görüştü ama bir türlü istediği gibi birisini bulamadı. Ben de “Bana bir şans ver, ben yapabilirim.” dedim. Kutay (Köktürk) ve Kaan’ın onayıyla muhtar rolü bana verildi. Haftalarca çalıştım bu rol için. 25 yıl önce gittiğim Yeşilçam Sokağı şimdi ayağıma kadar gelmişti. Benim için büyük bir fırsattı. Bizi Venedik’e, kırmızı halıya kadar taşıdı bu film.
“Sivas”ta tanıdım ama oyunculuk anlamında “Nasipse Adayız” filminizdeki performansınızla parladığınızı ve dikkat çektiğinizi düşünüyorum naçizane. Hatta filme dair yazdığım kritikte oyunculuklara değindiğim bölümde Okmeydanı FM’in sahibi Nuri rolünüzdeki başarınızdan da bahsetmiştim. Siz ne dersiniz?
Teşekkür ederim, evet “Sivas” benim ilk aşkım. “Albüm” ve “Görülmüştür” filmlerinden sonra “Nasipse Adayız”daki rolüm Radyocu Nuri, sektörde tanınmamda çok etkili oldu, haklısınız. Çok keyifle oynadığım bir roldü.
“Nasipse Adayız” filminden sonra teklifler artmış olmalı ki ulusal kanallar olsun, dijitalde olsun pek çok projede görmeye başladık. Başroldeki star isimleri bir yana koyarsak Muttalip Müjdeci olarak siz de yan rollerin star aktörü oldunuz adeta. Nasıl bir his bu?
Birçok güzel projede yer aldım. Hepsini de severek oynadım. Rol gibi düşünmedim, içine girip yaşadım.
2023’ün Festival Yıldızı Muttalip Müjdeci!
Nisan ayında bir tweet paylaşmıştım sizinle ilgili; “İstanbul Film Festivali’nde izlediğimiz 3 filmde (Bars, Ölüler İçin Yaşam Kılavuzu ve Kör Noktada) Muttalip Müjdeci var, 2023’ün festivalin yıldızı Müjdeci” diye…
Öyle oldu gerçekten, çok teşekkürler. Sevdiğim üç büyük yönetmenle beraber çalıştım. Bu filmlerin aynı festivalde yer alması da güzel bir tesadüf oldu benim için.
Size fahri emniyet müdürü/polis amiri unvanı verilse yerinde olurdu. 🙂 Ne çok oynadınız bu rolde: Albüm, Görülmüştür, Kerr, Kör Noktada gibi filmler ve Alef’le Yargı dizileri hatırlayabildiklerim. Başka varsa siz ekleyin lütfen. Aynı rolleri oynamak sıkıcı geliyor mu bir noktada? Ya da sizi onu farklı kılmak adına neler yapıyorsunuz?
🙂 “Üç Kuruş”u unuttunuz. Nedendir bilmiyorum küçükken de polis olmayı çok isterdim. Bu da güzel bir tesadüf oldu. Ben bu rolü oynarken ciddi bir polis memuru olmak yerine halkın içinden gelen, onlar gibi sıkıntılı, can sıkıcı durumlarda ortamı yumuşatan, insanları gülümseten, keyifli, şakalar yapan biri olarak oynadım ve bu sebeple de sevildim diye düşünüyorum.
“Çukur” Seyircisi Ziya’yı Unutmadı
Reytingi bol, sevilen ulusal kanal dizilerinde de izliyoruz sizi, en son Hande Erçel ve Burak Deniz’in başrollerini paylaştığı “Bambaşka Biri”ndeydiniz. Bir de “Çukur” gibi fenomen bir dizi var heybenizde. Biraz buradaki deneyimlerinizden ve set ortamından bahsedelim. Mesela “Çukur”a nasıl dahil oldunuz?
“Nasipse Adayız” filminde Ay Yapım’la çalışmıştık. “Çukur”un yapımcısı da onlardı. ‘Ziya’ karakteri için beni uygun görmüşler, ben de severek oynadım. “Çukur” seyircisi Ziya’yı unutmadı; sokakta, caddede ne zaman görseler sempatiyle yaklaşıyorlar. “Bambaşka Biri” hikâye olarak güzeldi, rolüm de nispeten değişikti. Sayesinde yeni insanlar tanıdım.
42 yaşında başlayan bir kariyeriniz var, üstelik rol aldığınız ilk filmle (Sivas) Yozgat’tan Venedik Film Festivali’ndeki gösterime uzanan başarılı bir başlangıç bu. O rol gelene dek belli ki bir mücadele içindeymişsiniz; pes etmeyi, oyunculuk sevdasından vazgeçmeyi düşündüğünüz zamanlar oldu mu?
Hiç olmadı. Bir gün bu fırsatla karşılacağımı hep hayal ettim. J Hiç pes etmedim, hiç vazgeçmedim. Ama başlangıçtan sonrası büyük bir çaba, sabır ve fedakârlık gerektirdi. Hâlâ da gerektiriyor…
“Yargı”daki Rafet, “Nasipse Adayız”daki Radyocu Nuri, “Kör Noktada”daki Hasan…
Bir rolü oynamaya karar vermenizde etkili olan şeyler neler?
Kötü bir senaryodan iyi bir film çıktığını görmedim şu ana kadar. O yüzden senaryoyu okur, genel olarak değerlendiririm. Sonra rolün içine girer, o karakter olurum. Kararımı böyle veriyorum, yönetmen ve yapımcı da karar vermemde önemlidir tabii.
Dünyadan ya da ülkemizden beğendiğiniz, idol olarak gördüğünüz biri(leri) var mı? “Şu oyuncuyla aynı projede yer almak isterdim” dediğiniz kim var?
John Wayne’i çok severdim, hayatta değil maalesef; Türkiye’den de Cüneyt Arkın’ı, Allah rahmet eylesin. Beğendiğim, birlikte oynamayı istediğim birçok kişi var, umarım onlarla da çalışırım, siz de buna şahit olursunuz.
“Hepsi benim çocuklarım” cümlesi ve politik yanıtlar kabul edilmeyecek. 🙂 En çok hangi filminizi, hangi rolünüzü sevdiniz?
Dizilerden “Yargı”daki Rafet, filmlerden “Nasipse Adayız”daki Radyocu Nuri ve henüz vizyona girmeyen ama vizyona girdiğinde büyük bir etki yaratacak olan “Kör Noktada”nın Hasan’ı benim için çok önemli roller oldu.
“Hayalim Hollywood!”
Bugüne kadarki en güzel setiniz hangisiydi? Var mı anlatmak istediğiniz bir set anısı?
“Yargı” dizisi seti hakikaten güzel dostlukların kurulduğu çok keyifli bir ortamdı, bendeki yeri bir başkadır. Hatta bir gün Kaan Urgancıoğlu’yla karşılıklı bir sahnemiz var, benim repliğim daha bitmeden o dönüp gidince ben de refleks olarak “Oğlum nereye gidiyorsun, daha lafım bitmedi, gel buraya.” dedim gülerek. Bu kısmı kesmeden, olduğu gibi koymuş yönetmenimiz Beste Sultan; izlerken çok güldük.
Asla oynamam dediğiniz bir rol var mı?
Bu soruyla çok karşılaşıyorum, cevabım da şu oluyor: İçime sinen her rolü oynarım gibi geliyor.
Son olarak Ulaş Bahadır’ın “Başkan” isimli filminde yer aldığınızı biliyorum, oradaki rolünüz neydi? Ne zaman izleyebileceğiz, vizyon tarihi belli mi?
Orada metroseksüel bir erkek olan, yeni saç ektirmiş “Hıdır” karakterini oynadım. Çok güldük, güzel bir komedi filmi oldu. Sanırım 2024’ün ilk aylarında vizyona girecek. Bununla birlikte Zeki Demirkubuz’un “Hayat” ile Ayşe Polat’ın “Kör Noktada” filmleri de aynı dönemde vizyona girecek diye biliyorum.
Zengin prodüksiyonlu dizi ve film setlerinde de bulundunuz, düşük bütçeli bağımsız yapımlarda da. Film, dizi, kısa film, klip… hemen her işte yer aldınız. Bundan sonrası için de böyle mi devam etmeyi düşünüyorsunuz? Geleceğe dair kendi adınıza planladığınız ya da son söz olarak bahsetmek istediğiniz şeyler varsa dinlemek isteriz.
Doğrusunu söylemek gerekirse hepsinin benim için ayrı ayrı önemi var, tecrübe oldu, geliştim, öğrendim ve buna devam ediyorum. Sanıyorum son nefesime kadar bu yolculuk devam edecek ama tabii ki en çok istediğim şey iyi bir projede -dizi veya film olabilir- başrol oynamak; hayalim de Hollywood’a kadar gitmek. 🙂