…Anlaşılır olma, Maurizio Cattelan’ın bizzat belirttiği bir hedef. Sanatçı bugünlerde, Art Basel Miami’de, galerinin duvarına bantla tutturduğu muzun, performans sanatçısı D. Datuna tarafından tüketilmesi ile birden dünyanın gündemine oturdu. Cattelan zaten oldukça tanınıyor ve neredeyse her yapıtı uzun süre tartışılıyor. Sanatçı “anlaşılır olma” isteğini kışkırtıcı tarzıyla ortaya koyuyor. Fakat tüm bunlar genellikle yüzeysel bakışlar için tasarlanan bir oyun gibi…
Robert Rauschenberg, 1953 yılında William de Kooning’den bir çizim istedi ve aldığı çizimi sildi. Silinen çizim, Jasper Johns’un yardımıyla çerçevelendi. “Silinmiş de Kooning Çizimi, Robert Rauschenberg, 1953” yazılan bir etiket, çerçeveyle birlikte yapıta dahil edildi. William de Kooning, Rauschenberg’in amacını biliyordu ve başlangıçta çok gönüllü olmasa da eserin sanat tarihine sunulmasına kaynaklık etti. Çizimin, dönemin ünlü sanatçısı de Kooning’den alınmış olması, Rauschenberg’in ortaya koyduğu fikri destekleyen en önemli şeydi. Sanatçı kendi çizimlerini silmeyi denese de bunu devam ettirmemeye karar vermişti. Zira bu denemeler, sanatçıların sıklıkla yaptığı şeye, yaratma ve yok etme eylemine, sıradan bir atfın ötesine geçmeyebilirdi. Oysa başka bir sanatçının yapıtını silmek, yalnız yapıtın kendisini değil, sanatçının üstlendiği tavrı da silmek demekti.
Rauschenberg’in bu kolektif yapıtını bir performans kaydı olarak nitelendirebiliriz. Çünkü eylemin kendisi, bir sanat yapıtı olarak öneriliyordu. Performans sanatında, sanatçının dışındaki kişiler işe dahil edilebilir. Ancak RoseLee Goldberg’in vurguladığı gibi, bu kişiler sanatçının uzantısı olarak görülmelidir. 1950’li yıllarda performans, henüz bağımsız bir sanat biçimi olmamıştı. Happening’ler ve öncü sanatçı eylemleri ile kendine sağlam bir zemin hazırlıyordu.
Silinmiş de Kooning Çizimi, Rauschenberg’in diğer Happening’lerinden çok farklı kavramlara odaklanmasa da kökten ve açık sorgulamaları vardı. Bu üç aşamalı işin ikinci aşaması yıkıcı müdahaleden oluştuğu halde diğerleri, sanat tarihinde alışıldık olanı kullandılar. Fakat bu kullanım, kendinden yola çıkan bir reddediş denemesiydi. William de Kooning’in çizimini yok etmek için çaba sarf eden Rauschenberg, tamamen başarılı olamadı. Kâğıt üzerinde yer yer izleri kalan çizime alışıldık bir sergileme şekliyle yeni bir yapıt özelliği yüklendi ve bu, kaybettiği biçim yerine edindiği kavramla bize sunuldu. Daima eylemi işaret etmesi için etiket yapıtın içine yerleştirildi. Dolayısıyla başlangıçta söylediğimiz gibi, bir performans kaydı olarak, şu anda orada olmayanı anlatıyordu.
Odaklanacak noktayı âmiyâne bir tarzla gösteriyor
Silinmiş çizimi bu kadar etkili kılan, Rauschenberg’in yapısökümcü tutarsızlığı. Sanatçı, hem sanat yapıtını hem de sanatçı kavramını temelden sarstığı halde yerine başka bir kesinlik yerleştirmeyerek, belirgin sınırları sorgulamıştı. Eylemin kaygan zemini, temellük ya da vandalizme vardırılabilecek bir risk taşısa da ikisi de değildi ve sanatçı, bu çağrışımı muhtemelen istemişti. Öte yandan ikisi de olmadığını izleyiciye açık ve anlaşılır biçimde gösteriyordu.
Anlaşılır olma, Maurizio Cattelan’ın bizzat belirttiği bir hedef. Sanatçı bugünlerde, Art Basel Miami’de, galerinin duvarına bantla tutturduğu muzun, performans sanatçısı David Datuna tarafından tüketilmesi ile birden dünyanın gündemine oturdu. Cattelan zaten oldukça tanınıyor ve neredeyse her yapıtı uzun süre tartışılıyor. Sanatçı “anlaşılır olma” isteğini kışkırtıcı tarzıyla ortaya koyuyor. Fakat tüm bunlar genellikle yüzeysel bakışlar için tasarlanan bir oyun gibi. Örneğin çoğu kültürde ortak bir küfür simgesi olan L.O.V.E heykeline yaklaşınca, orta parmağı haricinde tüm parmakları kesilen elin, belki de hiç istemeden, küfre mahkûm olduğu görünüyor. Dolayısıyla heykel yakından yeni bakış açıları talep ediyor. Çoğul bakış talebi, diğer kavramsal sanatçılarda olduğu gibi, Cattelanda da genel bir tavır. Fakat sanatçı, izleyicinin odaklanacağı noktayı kendisinin belirlediğini âmiyâne bir tarzla gösteriyor. Saklananları bulmak isteyenin araması gerekiyor.
Belki de güncel sanatın kendinden bir hesaplaşma alacağı vardır
Datuna’nın Cattelan’ın eserini yok etme performansı, tepkisel bir eylem gibi görünse de Rauschenberg’i anımsatıyor. Zaten içinden çıkılmaz bir hal alan sanat ve sanatçı kavramları, iyice birbirine giriyor. İş, Cattelan’ın sergilerinde olduğu gibi, kışkırtıcı bir şova dönüştüğü için; Haberli bir eylem olabilir mi? Sorusunu akla getirmiyor değil. William de Kooning’in çiziminin yalnız izi kalmış, tamamına yakını yok edilmişti. Bu noktada iki iş arasında önemli bir fark da var. Datuna’nın performansının sonucunda eylem bunu işaret etse de iş yok edilmedi. Bu, biçimi silip fikri somutlaştıran Rauschenberg’in kazancıydı. Cattelan’ın alıcılarına verdiği, gerekli olduğunda muz yenisiyle değiştirilebilir taahhütü, Datuna’nın yaptığının vandalizme kaymasını da engellemiş oldu. Aksi halde performans, yalnız Datuna için değil, güncel sanat için de riskli bir hâle dönüşebilirdi.
Rauschenberg’in cüretkâr eyleminin akıbeti mideye inen bir muz olduğunda, her şey yeni başlamış da olabilir. Belki de güncel sanatın kendinden bir hesaplaşma alacağı vardır.
Kaynak: San Francisco Modern Sanatlar Müzesi