A password will be e-mailed to you.

Birinci Dünya Savaşı’nda yüzlerini kaybeden askerlerin ruh halini iyileştirmek ve toplum içine karışmalarını sağlamak için çalışan bir kadın heykeltıraş: Anna Coleman Ladd

İnsanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden Birinci Dünya Savaşı‘nda 65 milyondan fazla asker savaştı. Bunların 8.5 milyonu ölürken 21 milyonu yaralandı, 8 milyonu kayboldu ya da esir düştü. Savaş sonrası eve dönen askerlerin bir kısmı savaş yaralarını yüzünde taşıyordu. Avrupa’da modernizmin yükseldiği o yıllarda ABD’de ise aşırı milliyetçilik ve maske gibi semboller tırmanışa geçti.

laddfaces02-768x552

Amerikalı bir heykeltıraş olan Anna Coleman Ladd bu süreçte neoklasik eğitimini kullanarak savaşta yüzünü yitiren ya da yüzünden ağır şekilde yaralanan askerler için maskeler yapmaya başladı. Profesör David Lubin’in yeni çıkan kitabı Grand Illusions: American Art and the First World War (Büyük İllüzyonlar: Amerikan Sanatı ve Birinci Dünya Savaşı) bu süreci anlatırken Ladd’in çabalarına değiniyor.

Tıbbın yaralıları hayatta tutabilecek kadar geliştiği ancak olanların hassas dokuları onaramadığı Birinci Dünya Savaşı yıllarında yüzde koca bir boşluğa dönüşen burunlar, kırık çene kemikleri ve düzeltilemeyen deformasyonlar askerlerin ruh halini o kadar kötü etkilemiş ki sadece gözlerini kaybedenler yaşama sevinicini korumaya devam edebilmiş. Ladd’in aralarında bulunduğu iki üç heykeltıraş onları bu karanlık ruh halinden kurtarabilmek ve onların toplum içinde rahat bir şekilde dolaşabilmesini sağlayabilmek için maskeler üretmiş.

laddfaces01-768x571-1

Operadaki hayalete ilham verdi

Maskelerin askerlerin günlük hayatlarını ne kadar kolaylaştırıp kolaylaştırılmadığı bilinmiyor ancak maskenin ardında ne yattığına dair korkudan beslenen 1925 tarihli Phantom of the Opera‘ya (Operadaki Hayalet) dahi ilham verdiği düşünülüyor.

Daha fazla yazı yok
2024-11-01 02:34:35