2017-18 sezonunun yenilikçi Çehov oyunu Martı’nın ardından, bu sezon da Ivanov ile 19. yüzyıl Rusya taşrasının mutsuz aydınları arasında dolaşmaya devam ediyoruz.
Geçiş dönemi Rusya’sında, bir rejimin son dönemi yaşanırken, taşranın insanı uyuşturan miskinliği bir grup çiftlik sahibi ve aydının üzerine ölü toprağı gibi atılmıştır. Hepsi çok mutsuzdur ve canları sıkılmaktadır. Büyük laflar edip yakınmaktan, hayallerinin peşinde koşacak enerji ve istekleri kalmamıştır.
Çehov’un Moskovalı Hamlet’i Ivanov ise zamanın yıkıcı etkisi altında oyalanmaya çalışan diğerleri arasında, kendi bunalımına saplanıp kalmış, duygusal açıdan yalnızlaşmış bir aydındır. Bir yandan düştüğü borç batağı, diğer yandan ölmek üzere olan karısı Anna’ya karşı yitirdiği aşkı nedeniyle hissettiği ağır suçluluk duygusu, bunlar yetmezmiş gibi hakkında çıkan aşağılık dedikodular, Ivanov’u hayattan kopmuş, kendine acır biri haline getirmiştir.http://www.sanatatak.com/view/pek-huzunlendirip-cok-guldurdun-gule-gule-diva
Ne Tanrı’ya mum oluyor, ne de şeytana ocak demiri!
Beraber yaşadığı, her şeyini kaybetmiş yaşlı dayısı Kont Şabyelski, hakkında çıkan dedikoduların sorumlusu ve çiftliğin uyanık kâhyası Borkin, nefes aldığı sürece kendisini bir katil gibi hissettiren “şereften çatlamak üzere” olan doktor Livov ve aldığı borcun faizini bile ödeyemediği acımasız tefeci Zinaida Savişna’nın, boğazına sarılmış ellerine karşılık, Lebedev’lerin genç ve güzel kızı Saşa’nın sunduğu ateşli aşk, Ivanov’u belli sona gitmekten alıkoymaya yetmez. Ivanov, çevresinde olan biten karşısında duygusal yönden bir felçli gibidir.
Edebi Empresyonist Çehov’un kadınları, melankoliye saplanmış, baş aşağı giden karakterlere âşıktır!
Çehov’un ruhsal tasvir tiyatrosunun erken dönem eserlerinden olan Ivanov’da karakter detayları zirve yaparken, Saim Güveloğlu’nun bu çağdaş yorumunda -kendisinden istenen güldürü oyununa karşılık bu metni yazan Çehov’a bir selam olarak- yer yer dramdan komedi çıkmıştır. Ortamdaki mutsuzluk ise biz izlemeye başlamadan hemen önce bir salgın şeklinde, herkesi etkisi altına almış, ne doğum günü partileri, ne düğün törenleri, ne de vakit geçirmek için düzenledikleri poker toplantıları, herhangi birinin ruhundaki sıkıntıyı biraz olsun bastırabilmiştir.
Karakterlerin ruhsal buhranlarının ardında, ülkede yaşanan ekonomik ve sosyal buhranın izlerini de bulmak mümkündür. Şeker olmadığından çay için Bektaşi üzümü reçeli kullanılması, eve gelen misafirlere yiyecek ikram edilmemesi, insanlar dışarı çıkınca mumların söndürülmesi gibi detaylar, Çehov’un vurgulamak istediği durumun izleridir.
Hareketli sahne!
Oyun, oldukları yerde debelenen aydınları temsil edercesine ortada dönen daire şeklindeki bir platformda, bedbaht haldeki oyuncuların son yakarışlarıyla başlıyor ve hikâyenin en başına dönüp devam ediyor.
Lebedev ve Şabyelski’yi aynı anda canlandıran Şehsuvar Aktaş’ın baştaki sunumu ve son dönemde çokça rastladığımız üzere rolü olmayan oyuncuların sahneyi terk etmeyip, platform etrafındaki sandalyelerde sıralarını beklemeleri, bir taraftan oyun içerisinde oyun havası yaratırken, diğer taraftan kendi aralarındaki rol dışı etkileşimleri, seyircinin odağını bir miktar saptırıyor.
Karakterlerin ruhlarındaki bunalımı ifade ettikleri sırada platformun değişen yönlerdeki hareketi ve yükselme anlarındaki hızlanması, oyunun temposunu arttırırken, oyuncuların bu zeminde dengelerini koruması seyircide heyecan yaratıyor.
Tecrübeli oyuncular, yolun başındakiler…
Ivanov rolünde Tansu Biçer, oyunun sağlam ve güvenilir lokomotifi iken, usta oyuncu Şehsuvar Aktaş, en büyük itici gücü oluşturuyor. Genç Saşa’yı canlandıran İlda Özgürel ise özellikle sesini kullanma konusunda yolun çok başında.
Kerem Arslanoğlu, Borkin’in enerjisini iyi yansıtırken, Tülin Özen’in Anna’sı mesafeli bir asalet sergiliyor.
Tercih edilen kostüm ve aksesuarlarla oyun bir anlamda güncellenirken, bahçede kuru yapraklar, çalışma odasında kitap öbekleri gibi simgesel kullanımlarla, sahne geçişleri belirginleştiriliyor.
Saim Güveloğlu’nun dinamik ve çağdaş Ivanov’u, seyirciye Çehov’u daha ulaşılabilir kılıyor.
Ivanov, 29 Nisan akşamı DasDas sahnesinde izlenebilir.