A password will be e-mailed to you.

Moda teorisyeni Valerie Steele, giyim tarihini analiz ediyor…

Çeviri: Hale Eryılmaz

Moda queerdir ve herkes bunu bilir. Öyleyse niye bunu konuşmuyoruz? Christian Dior’dan Alexander McQueen’e, Yves Saint Laurent’ten Jil Sander’a dünyanın en büyük tasarımcıları LGBTQ olarak bilinirler. Ki yüzyıllardır, moda, bu camia için bir ifade ve deneme aracı olmuştur. Walter Van Beirendonck gibi tasarımcıların seks yüklü kreasyonları ve moda haftasının podyumlarından taşan androjen bakışlar, cinsellik ile kendimize yarattığımız tarzın ayrılmaz biçimde birbirine bağlı olduğunu kanıtlamaktadır. Buna rağmen, şimdiye kadar bu konu üstüne derinlemesine bir çalışma yapılmamış. 

Modanın Queer Tarihi: Gardroptan Podyuma, cinsiyetin, cinselliğin 300 yıldan fazladır modaya nasıl esin ve bilgi kaynağı olduğunu inceliyor. Editörlüğünü, New York’taki Moda Teknoloji Enstitüsü Müzesi’nin (MTEM) baş küratörü Valerie Steele’in yaptığı kitaba, MTEM’nin aynı isimli sergisi de eşlik ediyor. Gay tarihi ve modası üstüne çalışan dünyanın en tanınmış akademisyenlerinden bazılarının çalışmalarını da içeriyor. 

Bu karmaşık konu Steele’in işi: Kendisi daha önce de moda ve erotizm, fetiş ve gotik tarz üstüne kitaplar kaleme aldı. Steele’e göre moda, kimlikle yakından bağlantılıdır ki onun da özünde ve ruhunda cinsellik yatar. 

 

Dazed Digital: Şöyle bir düşününce, isim yapmış büyük tasarımcıların ne kadar çoğunun gay olduğuna insan inanamıyor.

Valerie Steele: Fred’le [Dennis, eş-küratör] bu konuyu çalışmak istememizin temel nedenlerinden biri de buydu zaten. Açık bir sır var sanki ortada – herkes biliyor ama ciddi manada kimse üstüne konuşmuyor.

 

DD: Sizce, LGBTQ camiasının neden modayla hep sıkı bir bağı oldu?

Valerie Steele: Biraz karmaşık bir konu, çünkü düşündüğümüzden çok daha gerilere gidiyor. Uzun yıllar yasadışı sayılmış, ruhsal bir hastalık gibi algılanmış eşcinsel cinselliğini çevreleyen baskı ve gizliliğe dair bütün bir tarihi içeriyor. Sanırım gayler ve lezbiyenler, kıyafetleri yorumlayıp, çözümlerken öyle dikkatli olmalıydılar ki giyimleri, başkalarıyla iletişime geçebilmelerine izin verirken homofobik bir toplum tarafından tanınmalarına da engel olmalıydı. Öyle sanıyorum ki işin diğer bir yönü de modanın “sanatsal” denilen mesleklerden biri olması. Ve gayler o tür işlerle hep alakadar olmuştur. Ne zaman gayler moda endüstrisinde çalışmaya başladı o andan itibaren diğer gaylerin de bu alana girişini kolaylaştıran zeminin temelleri atılmış oldu. 

 

DD: Ne zaman oldu bu?

Valerie Steele: 1920’lere dek gider ama büyük ihtimalle daha da gerilere gidebilir. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda bile gayler moda ile ilgiliydiler, ama o zamanlardan çok net modacı isimleri yok. Elimizdeki kimi kaynaklar, kişinin kendisini kelimelerden daha farklı yollarla ifade etme, güzelliğe dair alternatif bir dünya yaratma arzusundan bahsetmektedir. 

 

DD: Gay estetiği diye bir şey var mı?

Valerie Steele: Birden fazla var. Her bir tasarımcı kendi kişisel stilini geliştiriyor ve o da belirli bir dönemin stiline bağlı oluyor. Gay tasarımlarda hem idealize edilmiş trendleri, hem de sınırları zorlayan trendleri görebilirsiniz. İdeal kadın güzelliğini örneğin, Dior’un çalışmalarında bulabilirsiniz. Ama ondan 20-30 yıl öncesine, 1930’lara gittiğinizde, Mainbocher gibi birinin çalışmalarına bakın, çok farklı bir estetikle karşılaşacaksınız.

 

DD: Marc Jacobs bir keresinde şöyle demişti, “Cinselliğimin, giysileri nasıl tasarladığımla bir alakası olduğunu düşünmüyorum…” Fikriniz?

Valerie Steele: Kişinin bireyselliğine dair her bileşenin alakası olduğunu düşünürüm: Yaşları, cinsellikleri ve nereli oldukları, tam olarak belirlemese de kesinlikle etkiler. Kişisel açıdan baktığımızda haklı olabilir. Ama zaman içerisinde kolektif bir açıdan etkileme ihtimalinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum. 

 

DD: Bu moda haftası boyunca ve aslında bir süredir, androjenlikle ve kadın erkek arasındaki belirsiz alanla ilgili pek çok deneysel çalışma gördük. LGBTQ etkisinin bununla bir ilgisi olabilir mi?

Valerie Steele: Olduğunu sanıyorum. Yegâne sebep olmayabilir ama tarihsel olarak geriye baktığınızda on dokuzuncu yüzyıldan itibaren, hatta daha öncesinde, lezbiyenlerin erkek takım elbiselerine büyük bir ilgi gösterdiğini görürsünüz ve tüm olay LGBTQ bireylerinin, arada, üçüncü bir cins olup olmadıklarıyla ilgilidir. Rudi Gernreich gibi biri, üniseks ve androjen kıyafetlerin, hem erkekler hem de kadınlar için yeni bir özgürlük alanı sağlayabileceğini hissetti. 

 

Dazed Digital: Moda, üçüncü cins için potansiyel barındırıyor mu sizce?

Valerie Steele: Yani, vücutlar farklı, o yüzden mükemmel bir androjenlik pek mümkün değil. Ve de tabi ki insanlar, bir tema olarak ikincil cinsel özellikler ve cinsiyet fikriyle oynamak istiyorlar. Ama yine de giderek artan bir özgürlük hissi ve tüm cinslerin, cinsiyetlerin ve yaşların, kim olduklarını ifade edebilecekleri bir moda tarzı bulabilecekleri ihtimaline işaret ettiğini düşünüyorum. 

 

Dazed Digital: Gay tasarımcılardan bu kadar haberdarken lezbiyen tasarımcıları neden o denli bilmiyoruz?

Valerie Steele: Sanırım, modaya lezbiyen ve biseksüel katkısı bizim bildiğimizden çok daha fazladır. Burada daha bir ketumluk söz konusu – her ne sebepleyse kadınlar, cinsellikleriyle ilgili pek fazla bir şey çaktırmamayı tercih ettiler. Örneğin, yirminci yüzyılın en büyük tasarımcısı sayılabilecek Madeleine Vionnet büyük olasılıkla biseksüeldi. Ama bu konuda ağzı öyle sıkıydı ki ancak yaşlılığında verdiği birkaç röportajda güzel kadınlara olan ilgisinden falan bahsetmişti. Bugün bile biseksüel ve lezbiyen kadınların, dünya çapında bilinir olmaları şöyle dursun, moda camiası içinde bile bilinir olmaları az rastlanan bir durum. Sebebi, başka insanların önyargılarıyla uğraşmak zorunda olmadan bile kadın olmanın yeterince zor olması olabilir.

 

Çeviri: Hale Eryılmaz

Bu metin, ilk olarak, 8 Ekim 2013 tarihinde, Dazed Digital’de yayınlanmıştır. Metnin özgün haline aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

http://www.dazeddigital.com/fashion/article/17191/1/a-queer-history-of-fashion

 

Görsel: Dazed Digital üzerinden…

Daha fazla yazı yok
2024-12-22 15:16:36