A password will be e-mailed to you.

Meltem Cumbul‘un T.O.Y İstanbul‘da sahneye koyduğu “Blu”, kadınla erkek arasındaki ilişkileri mercek altına alıyor. Mavimsi melankolik bir alacakaranlıkta beş ayrı çiftin ilişkilerine odaklanıyoruz. Mavi işçi tulumları giymiş beş kadın ve beş erkek bir ilişkinin başlangıcında veya sonrasında canlandırılıyor. Hiç kimse hayalindeki “aşk”ı bulamıyor. Oyun seksüel arzu ve dürtüleri anlatıyor. Her sahnede bir sosyal sınıftan diğer sosyal sınıfa geçiyor. “Blu”yu bir büyüme hikâyesi olarak da görmek mümkün. Kadınla erkeğin ilişkisi açısından hiç büyümemiş ve olgunlaşmamış bir toplum olarak bizde hep acılı ve zorlayıcı ilişkiler yaşanıyor. Erkekle kadının arzuları arasında her zaman bir uçurum var. Hayaller ve gerçekler birbirinden o kadar farklı ki, iki taraf da tatmine ulaşamıyor. Bu sadece bizim toplumumuza özgü bir dert değil. Cinsel özgürlüğe ulaşmış toplumlarda da sorunlar yaşanıyor. Yoksa 1998’de Nicole Kidman, David Hare’in uyarladığı oyunda yer aldığı zaman o kadar büyük yaygara kopmazdı.

Aslında oyun özgün olarak Avusturyalı yazar Arthur Schnitzler‘a ait. Schnitzler, 1900’de orijinal adı “Der Reigen” olan ve daha çok “La Ronde” veya “Aşk Çemberi” adıyla tanınan oyunu yazdığında, yapıt pornografik ve müstehcen olarak nitelenmişti. Viyana’da ve Leipzig’de sansürlenen oyun, ilk kez 1920’de Macaristan’da sahnelenmiş, sonrasında oyuncular hakkında dava açılmıştı. Bu da oyunun bir anda çok popüler olmasına neden olmuştu. Daha iyi bir reklam düşünülemezdi. Freud‘un çağdaşı olan Schnitzler, seksüel içgüdüleri cesaretle yazan ilk oyun yazarlarından biridir. Freud, onun gerçekleri sezgisel olarak yazdığını söylemişti. Kubrick‘in vasiyet filmi olan “Eyes Wide Shut” (Gözü Tamamen Kapalı, 1999) filmi de Schnitzler’in “Rüya Kitabı” (Traumnovelle) romanından uyarlanmıştı. Schnitzler, içinde yaşadığı muhafazakar burjuva-aristokrasi toplumunun cinsellik konusunda ne kadar iki yüzlü, sahtekar ve çifte standartlı olduğunu anlatmayı amaçlamıştı. 13 yaşından başlayarak tüm rüyalarını kaydederek rüya günlüğü tutan yazar, çağdaşı Freud gibi rüyalarda gördüğümüz bazı nesnelerin bastırılmış cinsel arzularla ilgili olduğuna inanıyordu.

Schnitzler’in oyununun pek çok uyarlaması yapıldı. En tanınmışları Max Ophüls’un 1950 yapımı  Halka” (La Ronde) filmiyle Roger Vadim’in yönettiği Jane Fonda‘nın başrolünde oynadığı “La Ronde” (Aşk Çemberi) filmiydi. Sam Mendes 1998’de David Hare’den oyunun yeni bir  uyarlamasını istemişti. “The Blue Room” (Mavi Oda) adıyla Londra’da Donmar Warehouse’ta sahnelenen oyunda Nicole Kidman ve Iain Glenn, on ayrı karakteri canlandırdılar. Oyun çok beğenildi ve Broadway’de de oynandı. David Hare, sınıflar arası cinsel ilişkileri irdeleyerek günümüz toplumunu hicveden bir uyarlama yapmıştı. Görülen o ki, 1900 yılıyla günümüz arasında kadınla erkeğin ilişkileri açısından pek bir değişiklik yok.

Hepsi aynı rolü oynuyor

Oyun, taksi şoförüyle fahişelik yapan Irene’in karşılaşmasıyla başlıyor. Bebek bakıcısı Marie, öğrenci Anton, evli kadın, politikacı, model, oyun yazarı, oyuncu kız farklı ilişkilerin sıradan kahramanları olarak geçit yapıyorlar. Meltem Cumbul’un sahneleme biçimi ve oyunculuk tarzında yenilikler deneyerek yorumladığı oyunda konu, biçimsel hareketlerin ardında arka plana itilmiş.  Bizde genellikle işlenmeyen cinsel ilişkileri açıkça ele alan oyunun toplumsal hiciv yönü es geçilmiş. Genç oyuncuların konuşmaları çok iyi anlaşılmadığı için oyunun ironisi ve mizahı seyirciye geçmiyor. Karakterlerin ait oldukları sınıfsal durumlarını ve ayırt edici özelliklerini göremiyoruz. Hepsi aynı rolü oynuyor gibi replikler aynı biçimde söyleniyor. İçlerinde sarhoş evli kadını oynayan Ayşe Özköylü başarılı oyunculuğuyla dikkat çekiyor ama ekip oyunculuğu aynı düzeyde olmadığı için bütünlük sağlanmıyor.

Cesaretli ama hedefi ıskalıyor

Oyuncuların hepsinin mavi işçi tulumlarıyla oynaması yatak odalarında herkesin eşit olması gerektiği için mi düşünülmüş? Bu mavi üniformalar karakterlerin birbirinden ayırt edilmesini zorlaştırdığı gibi aralarındaki toplumsal ve sınıfsal ayrımı da göremiyoruz. Belki de Londra’da Sam Mendes‘in “en seksi ve en başarılı yapımı” olarak nitelenen Mavi Oda‘daki iki oyuncunun canlandırdığı on karakter, on ayrı oyuncunun canlandırdığı on karakterden daha kalın çizgilerle birbirinden ayrılmıştı. Blu, tabu olarak görülen cinsellik konusunda cesaretle oynanan ama hedefi ıskalayan bir gösteri düzeyinde kalan bir yapım.


Blu
1-8-15-22-29 Nisan Saat: 20.30
T.O.Y İstanbul

Yazan: David Hare
Çeviren: Can Remzi Ergen
Yöneten: Meltem Cumbul
Müzik: Nurkan Renda – Zigan Aldi
Işık Tasarımı: Ayşe Ayter
Kostüm Tasarımı: Hakan Bahar
Oyuncular: Elçin Afacan, Serkan Rutkay Ayıköz, Nazlı Benan Özkaya, Can Remzi Ergen, Ayşe Özköylü, Barbaros Ergün, Dilhan Naz Özgülüş, Zehra Bilgin, Emre Yetim, Peral Filiz, Gamze Dar, Ozan Erdönmez
Yrd. Yönetmen: Elif Tuğçe Tamer
Teknik Asistanlar: Hüseyin Çelik (Ses), Ataberk Öge (Işık)

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 17:17:00