A password will be e-mailed to you.

 

20. yüzyılın en önemli eserlerinden biri olan Siyah Kare’nin yaratıcısı Kazimir Maleviç’in, Londra Tate Modern Müzesi’nde açılan “Malevich: Rus Sanatının Devrimcisi” sergisi bugünlerde en konuşulanlar arasında. Sergi, 26 Ekim tarihine kadar devam edecek. Bu süre içerisinde sosyal medyada, arkadaş ortamında, sergilerde konusu açıldığında, dikkatleri üstüne çekmenizi sağlayacak Maleviç hakkında az bilinen 20 gerçek.

 1- Şeker pancarı köyü

Polonya kökenli, Severyn ve Ludvika Maleviç’in ilk oğlu olan Kazimir Maleviç, 1879 yılında Kiev’de dünyaya geldi. Evde genelde Lehçe konuşuluyordu. Babası bir şeker fabrikasında usta başıydı. Çocukluğu boyunca Ukrayna’nın şeker pancarı yetişen pek çok farklı köyünde yaşadılar.

 2- Kök boya ve ikonalar

Kazimir’in sanata ilgisi vardı ama kültür merkezlerinden uzak yaşantısı nedeniyle on iki yaşına kadar sanat adına gördüğü tek şey köylülerin bitki köklerinden ürettikleri boyalarla süsledikleri eşyaları ve duvarlarıydı. Hayatının bu dönemi onu o kadar etkiledi ki, 1910 yılından sonra bir süre Rus köylüleri ve emekçileri resmetmesine neden olur.

3- Demiryolu ressamı

1889’da ailesiyle taşındığı Parkhomovka’da iki yıllık bir ziraat okuluna gitti. İlk resim eğitimi 1893’te yine bu kentte, Nikolay Pimonenko’nun sınıfına katılmasıyla gerçekleşti. Moskova’da sanat eğitimi almak için, demiryollarında teknik ressam olarak çalışmaya başladı. 1902 yılında babası hayatını kaybettikten sonra Moskova’ya gitti. 1905, 1906 ve 1907 yıllarında, üç defa Moskova Sanat Okulu’nun giriş sınavlarına girdi, ama başarısız oldu.

4- Aşk

Üç kez evlenen sanatçı ilk evliliğini 1901 yılında Polonyalı Kazimira İvanovna Zgletis ile yapmıştır. 1909 yılında ilk eşinden ayrılan Maleviç, bir psikiyatrın kızı olan Sofia Mihailovno Rafaloviç ile ikinci evliliğini yapar. 1920 yılında Sofia’yla olan evliliğinden kızı Una dünyaya gelir ama 1925’te Sofia hayatını kaybeder. 1927’de Leningrad’da Sanat Tarihi Enstitüsü’ne atanan Maleviç, orada Natalia Andreyevna Manchenko ile üçüncü evliliğini yapar.

5- Dördüncü Boyut ve Einstein

1900’lerin başında astronomi, geometri, matematik gibi bilimlerin mistik yönüne artan merak Rusya’yı da etkisi altına alır. Maeterlinck, Baudelaire, René Ghil gibi yazarların sembolist edebiyatının çok rağbet görmesinin yanında Newton’un Dördüncü Boyut ve Yeni Bir Düşünce Çağı kitapları Rusçaya çevirilir. Maleviç’te bu egemen sembolist etkiden payını alır. Süprematizmin temellerini atarken, sanat kuramının en büyük desteğini bu dördüncü boyut kuramından ve Einstein’ın evrenin eğriliği ilkesinden yararlanır .

6- Cezanne, Matisse, Monet ve Gauguin

Maleviç’in 1908-1911 yılları arasında yaptığı Yıkananlar konulu resimleri, Matisse’in Dans adlı çalışması ve gene aynı zamanlarda yaptığı otoportresi Madame Matisse’i anımsatmaktadır. Maleviç’in erken dönemlerine ait olan Hamamdaki Ayak Bakımcısı resmi, Cézanne’ın ünlü Kağıt Oynayanlar tablosuyla büyük benzerlikler taşımaktadır. Monet’in onun üzerinde bıraktığı etkiyi 1919 yılında kaleme aldığı metni Sanatta Yeni Sistemler Üzerine: Statik ve Hız’da söz eder. Maleviç’e göre Monet, Rouen Katedrali resmini gördüğünü değil algıladığını resmetmiştir. Gauguin’in primitif insan figürlerinin etkisiyse, Rus köylülerini resmettiği dönemde şematik yüz uzuvları, badem gözler, ayrıntısız, stilize biçimlerle görülmektedir

7- Edebiyat

Maleviç, 1912 yılında yayınlanan Rus fütürizminin ilk manifestosu için resimler ve taş baskılar yapar. Haziran 1913 tarihli Patlama (Vzorval), Ağustos 1913 tarihli Domuzcuklar (Porosyata), Eylül 1913 tarihli Üç (Troe) ve Ekim 1913 tarihli Olduğu Gibi Sözcük (Slovo kak takovoe) kitaplarında Maleviç’in bir çok çizimi vardır. Maleviç 1914’de, Rusya’nın I. Dünya savaşına katıldığı açıklandıktan sonra, metinleri Mayakovski tarafından hazırlanmış geleneksel Rus kitap süsleme sanatı tarzında propaganda kitapçıkları resimlemiştir. 1922 yılında Süprematizm, Nesnesiz Dünya ve Sonsuz Huzur elyazmasını ve Tanrı Devrilmedi: Sanat, Kilise, Fabrika kitaplarını yayınlayan Maleviç, özellikle din ve Tanrı konularında takındığı tutum yüzünden sanat ve siyaset çevrelerin tepkisini çekmiştir.

8- Mihail Matyuşin 

1912 yılındaki Gençlik Birliği Sergisiyle fütüristik çevreye giren Maleviç, kemancı, kompozitör ve ressam Mihail Matyuşin’le tanışır. Bu dostluk, Matyuşin’in 1934’te ölümüne dek sürer. Ortaklaşa bir çok proje yaparlar. Maleviç, fütüristik resimler yaptığı dönemde arkadaşlarının portresini yaparken, yakın arkadaşı Matyuşin’in de fütüristik bir portresini yapar.

 9- Güneşe Karşı Zafer operası

1913 yılında Maleviç’in sahne dekorunu ve kostümlerini tasarladığı Güneşe Karşı Zafer operası, müzikleri Matyuşin tarafından bestelenen, prelüdünü Hlebnikov’un ve sözlerini Kruchenıyh’in yazdığı ilk fütürist operadır. Maleviç’in kübo-fütürizmden süprematizme geçişinin dönüm noktasını oluşturmaktadır. Opera, teknolojinin doğa üzerindeki zaferini anlatır. Siyah Kare ilk defa bu opera için tasarladığı sahnede yer almaktadır. Ayrıca 1918 yılında, ressam Vladimir Mayakovski’nın oyunu Gizemli Güldürü’nün de dekorunu yapmıştır. Maleviç’in çocukluk yıllarında edindiği bir diğer merak olan ve annesinden öğrendiği nakış ve iğne işinin UNOVİS’in idareciliği sırasında yaptığı kumaş tasarımı, bezeme ve işlemelerle süslenmiş kimi eşyaların üretiminde büyük payı vardır.

10- Mona Lisa ve Kiralık Daire

Maleviç’in 1914 tarihli Mona Lisa’lı Kompozisyon: Moskova’da Kısmi Güneş Tutulması adlı süprematist kolaj düzenlemesinde, merkezin sol alt tarafında Mona Lisa’nın iki kırmızı çarpı işareti yapılmış olan gazeteden kesilmiş bir resmi dahil edilmiştir. Eserin, sol üst tarafında Kiril harfleri ile yazılmış olan adı Kısmi Tutulma, bize Rönesans sanatının ve onun en bilinen simgesi olan Mona Lisa’nın mı bu tutulmaya sebebiyet verdiğini düşündürür. Maleviç’in kupürün üzerine yapıştırdığı etikette ‘kiralık daire’ yazmaktadır.

11- Devlet Destekli Manastır

1919 Chagall tarafından yönetilen ve Vitebsk’de bulunan sanat okuluna eğitim vermesi için Rektör Vera Ermolayeva ve El Lissitzky tarafından davet edilir. Ancak burda görevi çok sürmemiş, 1924’de Devlet Sanatsal Kültür Müzesi’nin yönetimine geçmiş ve bu kurumu Devlet Sanatsal Kültür Enstitüsü’ne çevirip Enstitü’deki beş ana daldan biri olan Biçimsel ve Kuramsal kısmının başına geçmiştir. Fakat uzun süredir eleştirilerin hedefi olan Maleviç için genç eleştirmen Girigory Seryi’nin, Leningrad Pravda gazetesinde yazdığı yazısında enstitüyü “devlet destekli manastır” olarak nitelemesi olayların büyümesine ve Maleviç’in 1926 yılında kurumdan uzaklaştırılıp, Enstitü’nün de kapatılmasıyla son bulmuştur. Maleviç, sonrasında Kiev’e sürgün edilmiş, oradaki Sanat Enstitüsü’nde ders vermeye başlamıştır.

12- Arkadaşlarım Beni Bolşevik Diye Çağırır

1917 Rus Devrimi’nin ardından, devrim coşkusuna kendini kaptıran Maleviç, 1918-23 yılları arasında resim yapmaktan çok politik hareketlere katılır. Moskova Ressamlar Sendikası’nın Sol Kanat Federasyonuna katılır ve Rusya’da sanat eğitiminin yenileştirilmesi için kapsamlı bir tasarı hazırlar. Ekim Devrimi’nin ardından Askeri-Devrimci Komite tarafından, Anıtları ve Antik Eserleri Koruma Kurumu’nun başına getirilir. 1930 yılında ‘yabancı’ batıya yakın olmakla ve toplumun burjuva sınıfına özgü bir özellik olarak kabul edilen biçimcilikle suçlanarak Birleşik Devlet Siyasi Temsilciliği tarafından on beş günlüğüne gözaltına alınır ve sorguya çekilir. Savunmasında, batıdaki arkadaşlarının onu Bolşevik olarak çağırdığını, işçi ailesinden geldiğini, kazandığı şöhretin çabayla elde edildiğini ve amacının devrime hizmet etmek olduğunu söyler.

13- Siyah Kare Bize Ne Anlatmaya Çalışıyor?

1915’te Petrograd’da düzenlenen Son Fütürist Sergi 0.10’da ilk kez görücüye çıkan Siyah Kare resmi, sergiyi gezenlerde büyük tepkilere neden olmuştu. Büyük bir çoğunluk birbirine, sanatçı seyirciyle alay mı ediyor acaba diye soruyordu. Bu resmin resim olup olmadığı bile tartışılıyordu. Maleviç’e göre Siyah Kare bir şeyin değil, hiçbir şeyin resmiydi ve o buna "sıfır-biçim" adını vermişti. Yaratıcısı olduğu “Süprematizm” sanat akımı, Latince “suprema” sözcüğünden türetilen en üst, en yukarı anlamındaydı. 1916’da Matyuşin’e yazdığı bir mektupta Süprematizm’in yeni bir din bilincini işaret ettiğini ve bir öğretiyi ortaya koyduğunu dile getirir. Belki bu yüzden sergilendiği galerinin düz duvarlarına değil, iki duvarin birleştiği köşeye, tavana bitişik şekilde asılmıştı. Bu köşe, Rus evlerinde en değerli ikonaların asıldığı yerdi. İkonaların bir dini, bir tanrısallığı ve imanı temsil etmesi gibi, Siyah Kare de yeni bir sanat dilini, dahası dünya görüşünü, hatta deyim yerindeyse kozmik bir görüşü, bir varoluş biçimini temsil ediyordu.

14- Süprematist Çaydanlık

1923 yılında UNOVİS’te çalışırken, Petrograd Lomonosov Porselen Fabrikası’nın işbirliği ile porselen tasarımları yapmaya başladı. Ancak bu dönemde yapılan üretimlerden günümüze sadece porselen fincanlar kalmıştır.

15- Yeryüzünün Geçici Konutları

Maleviç’in Süprematist Manifesto’sunda, insanoğlunun yeni konutlarının uzayda yer alacağı öngörüsünden bulunmuştu. Bu yüzden gelecekte de yaşanılır bir ortam olabilmesi için “yeryüzündeki geçici konutların uçağa uyarlanması” gerektiğini savunuyordu ve bu devrimci mimarlık anlayışına katılacak mimarlara çağrıda bulunuyordu. Vitebsk’de mimari eğitimi almış olan El Lissitzky, İlya Çaşnik ve Nikolai Suetin bu çağrıya cevap verdiler. 1925 yılında Süprematist temellerine dayanan Arkitekton adını verdikleri, üç boyutlu mimari maket denemeleri yaptılar. Bu örneklerden birçoğu günümüze kadar gelemedi ama Pompidou Modern Sanat Müzesi’nde 1980’li yıllarda oluşturulan bir ekiple mevcut fotoğraflardan yola çıkarak, eksik parçaların yeniden yapılması yoluyla maketleri tekrar yapıldı.

16- Buzdağının Görünmeyen Kısmı

1909 yılında maddi sıkıntılar çeken Maleviç, aldığı iş teklifi üzerine, arkadaşının kışlık montunu ödünç alarak Kuzey Kutbu’na, Rusya’nın ilerde ikonik olacak parfüm şişesini yaratmak için yola çıkar. Yaptığı çizimleri Brocard & Co kozmetik firmasının sahibi Alexander Brocard gösterir. Maleviç’in buzdağının üstünde kutup ayısı bulunan şişe tasarımı Kuzey anlamına gelen ”Severny” isimli parfüme dönüşür.

17- Pantokrator İsa

Maleviç’in son resmi ölmeden iki yıl önce yaptığı otoportresidir. Bu portre detaylarından ziyade fikrinde süprematisttir. Maleviç burada kendini, dönemin kıyafetleri içerisinde, evrenin hakimi Pantokrator İsa ikonalarından tanıdığımız bir biçimde elini açmış ve yukarı kaldırmış olarak gösterir. Süprematizmin temel renkleri kırmızı ve siyah giyside baskındır.

18- Vasiyeti

Maleviç 1931’de Ivan Klyun’a yazdığı bir mektupta, ölümü halinde mezarının üzerine Jüpiter’e bakmak için bir teleskobun konmasını istemişti. 1933 yılında kanser teşhisi konulmasından üç yıl sonra hayatını kaybeder. Öldüğünde yatağının başında Siyah Kare resmi asılıydı. Süprematist motifli bir tabuta kondu, yakıldıktan sonra külleri bir kap içine konularak istediği yere gömüldü. Mezarının üstüne teleskop konmadı ama arkadaşı ve öğrencisi Nikolay Sütin ortasına siyah bir kare yerleştirilmiş olan küp şeklinde mezar taşını tasarladı.İkinci dünya savaşı sırasında yok olan bu mezar yıllar sonra 1988’de temsili bir şekilde yenilendi.

19 – Sırt Çantalı Çocuğun Resimsel Gerçekliği

Sırt Çantalı Çocuğun Resimsel Gerçekliği ve Köylü Bir Kadının İki Boyutta Resimsel Gerçekliği soyut eserlerinin isimleride tartışma konusu olmuştu. Maleviç ”Bazı resimlerime verdiğim isimler, bu biçimlerin aranması anlamına gelmiyor” açıklamasını yaparak bu tartışmalara bir son verdi.

20 – Süpermatist Kompozisyon

Dünyanın en pahalı tabloları arasında yer alan Süpermatist Kompozisyon resmi, 2008 yılında Sotheby’de düzenlenen müzayedede 65.8 milyon dolara satıldı.

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 10:33:50