A password will be e-mailed to you.

“Yoda, Luke’u dini “okul”una kabul ederek ona Jedi köktenciliğini ve gerilla savaşını öğretir. Diğer çoğu aşırı mollalar gibi Yoda da katı “Kuvvet” yorumuna karşı tam bir bağlılık talep eder ve Luke’ubağımsız düşünceden soyutlamayı amaçlar.” Yıldız Savaşları’yla ilgili ilginç bir iddia ortaya atan yazı Güzin Ayan’ın çevirisiyle huzurlarınızda.

 

Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor’un (Star Wars: The Force Awakens) gösterime girmesine günler kala pek çok sinemasever uzun zaman önce, çok çok uzak galaksilerde gerçekleşmiş hikayelerini hatırlamak adına orijinal filmleri tekrar izliyor. Fakat bu kez filmin karakter ve temalarının günümüz “Terör Savaşlarını” ne kadar çok yansıttığını görmek onları fazlasıyla şaşırtabilir.
Kimilerinin Galaktik İmparatorluk‘un (Galactic Empire) aslında neden iyi adamlar ve Asiler Topluluğu’nun (Rebel Alliance) ise neden kötü olduğuna dair inandırıcı savlar (Jonathon V. Last’ın bir yorumuna şuradan bakılabilir. Sonny Bunch’tan muhteşem bir takviye içinse şuraya) ortaya atmış olmasına rağmen son zamanlardaki çevrimiçi tartışma, galaksi ölçekli olayları tartışması ve imparatorluğun uzay teröristleri tarafından ele geçirilmiş bir yıldız sistemine güvenlik ve düzeni tekrar kazandırma uğruna verdiği mücadele etrafında dönmesi sebebiyle daha çok makro ölçekte olmaya meyilli.

Bununla birlikte, Yıldız Savaşları filmlerinin aslında Luke Skywalker’ın radikalleşmesinin hikayesi olduğunu tam anlamıyla anlayacak daha odaklanmış başka bir çalışmaya gereksinim var. Yeni Bir Umut’taki ilk takdiminden (Tatooine’deki güneşin batışını seyreden basit bir çiftçi çocuğu olarak) Jedi’ın Dönüşü’nde en sonunda radikalleşmiş bir direnişçiye (kendi babasının cesedini ateşe vermiş ve Ölü Yıldızı’n başarılı bir şekilde bombalanmasını kutlayan biri olarak)  dönüşmesine kadar üçlemenin her bir filmi Luke’un terörizme intikal etmesinin birer basamağıdır. Hükümetler ve bilirkişilerin radikalleşmeyi saptamak için kullandığı aynı işaretlere dikkatlice bakarsak, Luke’un karanlık yolculuğunun dini köktencilik ve aşırılığının gözümüzün önünde cereyan ettiğini görebiliriz.

Luke Skywalker ile ilk tanıştığımızda, kendisi neredeyse hiç arkadaşı olmayan ve amcası ve yengesi ile yaşayan yetim kalmış bir çiftçi çocuğuydu. Yaşıtı tüm diğer erkekler gibi o da Galaktik Akademi’ye (Galactic Academy) katılmayı istiyordu. Gördüğünüz gibi Luke, bir gecede bir uzay teröristine dönüşmedi lakin terörist avcılarının aradığı başlıca aday olabileceğine dair bir takım emareler taşıyordu. Anthony Stahelski’nin Journal of Homeland Security’de dikkat çektiği üzere radikalleşme sürecindeki teröristlerle ilgili şunlar söylenebilir:

  • Babanın olmadığı ailelerden gelirler
  • Ev dışında insan ilişkileri geliştirmekte zorlanırlar 
  • Kabul ve dostluk sunan gruplara yakınlık gösterirler

Luke terörist avcılarının aradığı yalnız ve muhalif genç bir adam tipi.

Geçmişinde genç adamları toplayıp Kuvvet’in aşırı tefsirini öğreten dini bir fanatik olan Obi Wan, radikalleştirmenin baş adayını bulduğunu bildiğinden Luke’a rastlayınca tam anlamıyla ağzının suyu akar. Stahelski terör gruplarının kutuplaşma üzerinde yoğunlaşmalarının üzerine basarak erlerinin diğer bütün gruplarla üyeliklerini yok edip terörist mesajlaşmadaki kuşkularını artırmak için onları yalnızlaştırır. Luke ile ilk tanışma anında, Obi Wan, Luke’a ailesini terk edip ona katılmasını söyler. Öyle ileri gider ki bunu yaptırmak için İmparatorluğun Luke’ün babasını katlettiği yalanını uydurur. Bununla Luke’un cihada yönelecek bir hayata sürüklenmesini aşılamayı umar.

Terörist bir beyin yıkama hamlesi sonucunda şaşırmış ve aklı karışmış olan Luke koşar adım eve döndüğünde bulacağı tek şey amcasıyla yengesinin yakılmış cesetleri olacaktır. İmparatorluğun Luke’un yengesi Beru ile amcası Owen’a kazara zarar verişi doğrudan işe alım sürecinde ölü şehit sayısının sermayeye çevrildiği Başbakan Obama’nın insansız hava aracı kampanyası şehitleriyle karşılaştırılabilir.

 

Obi Wan’ın tam olarak yaptığı budur. Luke’un duygusal durumunu yağmalayarak onu etkisi altına almak ve aşırılıkların hüküm sürdüğü bir hayata çekmektir.

 

Uçuşlarda yasaklı listesinde olduğunu tahmn etderek güvenliği atlatmak için bir Jedi akıl hilesi kullanarak Obi-Wan Luke’u Mos Eisley’ye götürür. Nakil için yerel bir uyuşturucu kaçakçısı ile anlaştıktan sonra Obi-Wan ve en yeni Skywalker elemanı yola çıkarlar. Ancak hemen yakalanırlar ve Obi-Wan ile Vader’ın dövüşmesi ile son bulacak bir kaçma girişiminde bulunurlar. Dövüş sırasında Obi-Wan, Luke’un onu izlediğini fark eder ve tam anlamıyla radikalleşmesi için bunu bir fırsat olarak gördüğünden intihar ederken bir Jedi duası okur. Bir intihar saldırısından önce yüksek sesle dua okuyup terörizmi canlandırmaya çalışan başka gruplar geliyor mu aklınıza?

 

Luke kaçar kaçmaz bir uyuyan terör hücresinde diğerleri ile buluşur ve bir saldırı görevi için onlara katılır. Hedefine yaklaştıkça Luke’un aklına Obi-Wan’nın son sözleri gelir, gözlerini kapar, dua eder ve bir uzay istasyonunu bombalayarak oradaki herkesi öldürür. Böylece hızlı bir eğitim sonrası Genç Skywalker silahlı dini aşırıların yolunda olduğunu kanıtlar.

 

İmparator başlarken Obi-Wan, Luke’a bir hayalet olarak görünür ve kendisine radikalleşmesini sürdürecek gayet net talimatlar verir. Luke’un yurtdışına seyahat ederek eğitim alması ve Dagobah’da bulunan Jedi medresesinin başında olan aşırı bir rahip olan Yoda’dan dini bir eğitim görmesi istenmektedir.

Yoda, Luke’u dini “okul”una kabul ederek ona Jedi köktenciliğini ve gerilla savaşını öğretir. Diğer çoğu aşırı mollalar gibi Yoda da katı “Kuvvet” yorumuna karşı tam bir bağlılık talep eder ve Luke’ü bağımsız düşünmeden soyutlamayı amaçlar. Yoda’nın Luke’u radikalleştirme çabası, onu bir kimlikten yoksun bırakması ve itaati aşılaması Luke’a belirli noktalarda “Aklını sorulardan arındır”, “Öğrendiklerini unut” ve en zalimce şekilde “Yap ya da yapma vardır, ama denemek yoktur” derken aşikardır. Jedi bilir ki kutsal savaş için görevlendirdikleri savaşçıların akılsız teslimiyetini zorlamak mecburidir. Yeni savaş eğitimi ile silahlanmış ve sert bir dini tutku ile örtülmüş Luke, Dagobah’tan ayrılırken öğrendiklerini kullanmak için sabırsızlık içindedir.

Jedi’ın Dönüşü’nde daha karanlık ve zalimleşmiş bir Luke çıkıyor karşımıza. Buna uygun olarak siyahlar içinde, Jedi’ın çarpık “yargıç, jüri, infaz memuru” değerler sistemini dayatmak uğruna şiddet kullanmaya hevesli. Bir kurtarma görevi sırasında Luke, “eğer bizim yanımızda yer almıyorsan, geçerli bir askeri hedefsin” iki kutuplu aşırı dünya görüşünü sergileyip Jabba’nın gemisini havaya uçurduğunda, her erkeği, her kadını ve her çocuğu öldürür. Kan dökmekten ve kargaşadan öyle zevk almış olacak ki genç Skywalker, kendisinin aşırı yorumunu kabul edip inanmadıkları takdirde imparatoru hatta kendi öz babasını dahi öldürmenin peşine düşer(!).

Luke, ölmesi durumunda şehit ünvanı alma umuduyla Ölüm Yıldız‘a gelir. Luke’un direnişçi arkadaşları başarıyla hedeflerini bombalarken, kendisi imparatoru ve nihayetinde babasını öldürür. Luke’un radikalleşmesi tamamlanmış, kana susamışlığı giderilmiştir… Şimdilik.

Luke’un cihadının son kazazedesi Darth Vader ile Obi Wan ve Yoda, Jedi aşırıcılığı ağına başka bir genç adam düşürmeyi başarmışlardır. Bundan da anlaşılacağı üzere, Yıldız Savaşları açık bir biçimde radikalleşmenin tehlikeleri üzerine temkinli bir hikaye. Ayrıca Tattooine’li, kendi halinde, dışarıdan zararsız gözüken genç bir adamın yan kapıdaki teröriste dönüşmesinin hikayesi.

Yazının orjinali: http://decider.com/2015/12/11/the-radicalization-of-luke-skywalker-a-jedis-path-to-jihad/

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 16:34:05