A password will be e-mailed to you.

24-25 Mart 2017 tarihlerinde, ilk kez Zorlu Performans Sanatları Merkezi organizasyonu, Charm Music işbirliği ve Digi.logue* co-sponsorluğunda düzenlenecek Sónar İstanbul, müzik, yaratıcılık ve teknolojiyi buluşturan programıyla katılımcılara bir festivalden daha fazlasını sunduğunu iddia ediyor. Sónar+D’nin AUDIOVISUAL isimli görsel-işitsel performanslara yer veren bölümünün küratörü Lalin Akalan’la konuştuk.

 

Sonar Festivali’ni çok kısa bir özetlesen bizim için? İstanbul ayağı diğerlerine göre nasıl bir fark yaratacak? Dünyada pek çok yerde yapılan festivallerin bir ayağını da İstanbul’da gercekleştirirken neler zor? Neler daha kolay sana göre?

Özellikle müzik kısmında İstanbul’un bu gündeminde bu sanatçıları getirebilmeyi gerçekten büyük bir başarı olarak görüyorum. Zorlu PSMMurat Abbas, Nick Hobbs, Orçun Ejder ve Gülşah Görücü çekirdek ailesinin, iptallere alıştığımız bu dönemlerde nasıl özveriler ile bu engelleri aştıklarına şahit oldum. Belki bir festival organize etmek için en zor dönemlerden biri ama bir şekilde listede gördüğünüz bütün bu sanatçıları İstanbul’da ağırlayabileceğiz. Benim ilk büyük festival deneyimim, kesinlikle kolay bir yanı yok.

 

Elektronik müzik tanımını da merak ediyoruz. Herkesin bu konudaki yaklaşımı farklı seninkini öğrenebilir miyiz?

Elektronik müzik; hiç duymadığım yeni sesler, frekanslar, sinyaller, fabrika montaj hatları ile rahimde sallanan çocuk arasında bir yerlerde… Bazen su gibi akışkan, matematiksel, bazen sert, keskin eğlence/işkence arası kulak-beyin-ten deneyim dünyası benim için… “Ses”ler aleminin kontrol odası gibi. Elektronik metodlar, artı dijital altyapılar ile mekanları vardan yok eden, zamanı uzatıp kısaltan, hatıra, hafıza algılarımızla daha bilinçli şekilde oynayabilen benim için 98-99′ yıllarında başlamış olan bir aşk. Eliane Radique, Alva Noto, Basinski, Aphex Twin, Brian Eno, Gigi Masin.

 

Sonar Festivali’ndeki görsel sanatçıların bir ortak noktası var mı sence? Onları nasıl birbirlerine linkleyebiliriz sence?

Görsel-işitsel iki yönlü olarak iki yaratıcı form ile çalışmaları ve iç dünyalarında oluşturdukları seslerin temsilleri, veya çalıştıkları temsilleri sesler ile eşleştirmeleri… Bir elmayı düşündüğüm zaman nasıl elma ile ilişkili renk, tat, form, koku gibi özelliklerini de düşünebiliyorsam, sanatçılarımız için de duyduklarının, çaldıklarının birer bedenleri var. Ali Demirel, sinematografik bir çalışma ile karşımızda, çok aşikâr olmasa da, bir kurgu üzerinden gidiyor. ACCA, zaman kavramlarını inceliyor ve daha çok yarattığı şekillerin değişmesi, evrilmesi, akması ve aksaması üzerine bir estetiği var. NONOTAK, sahne enstalasyonuyla, mimari ve göz yanılsamaları üzerine çalışırken, Ikeda frekans araştırmalarıyla öne çıkıyor ve ses frekanslarını herhangi bir kurgunun/hikayenin üzerinde tutuyor – daha objektif bir araştırma, ses skalası ve bu yüzden de dinlemesi izlemesi zorlayıcı içerikler üretiyor.

 

Zafer Aracagök Sıfır grubu sanatçısı ve felsefeci “Zorlu’da Sonar’a katılamam” dedi ve boykot etti. Zorlu’nun bir AVM, mimari ve toplumsal açıdan pürüzleri olan bir bina olmasının kavramsal olarak Sonar Festivali’nin içeriğine etkisi yok mu?

Benim bilgim dahilinde olan, burada çalmayı tercih etmeme kararının ağırlıklı olarak, uzun süredir performans yapmamış olmasına ve konser gününe az kalmış olmasına bağlı olduğu yönünde. Kararına saygı duyuyor kendisini çok seviyoruz. Fakat bunu Sonar Festivali ve Sonar’ın müzik kısmı ile ilişkilendirmek çok doğru olmayacaktır. Zira bu festival, çok benzer mimarilerde dünyanın değişik yerlerinde organize ediliyor.

 

Senin dünyada takip ettiğin ve İstanbul’da olmasını hayal ettiğin isimler kimler? Sanatçı ve müzisyen?

Robert Henke, Pipilotti Rist, Random International, Ceal Floyer… Sergi olarak kapsamlı bir Egon Schiele / Dali koleksiyonu.

 

En çok severek takip ettiğin festival peki?

Atonal/ CTM / Today’s Art Festival, Documenta (ArtFair), Ars Electronica Festival, MUTEK.

 

Peki sanatatak okurlarına Sonar’dan tek bir şey izlemelerini tavsiye etsen bu hangisi olurdu?

Ah çok zor!! Nonotak, Ryoji Ikeda, Ali Demirel ve ACCA performanslarının hepsine çok aşık olarak programa dahil ettim, aralarından seçmem eskiden evden yatakhaneye hangi ayıcığımı götüreceğim kararı kadar zor!  Çağdaş sanat kitlelerine Ryoji Ikeda’yı önerirdim – kütüphanelere kendini kitlemediği ve insan arasına  çıktığı zamanlar nadir oluyor çünkü.

*Digi.logue: Dijitalin farklı disiplinlerle ilişkisini odağına alan, dijitalleşme üzerine merak uyandırmayı, soru sormayı ve disiplinlerarası diyaloglar geliştirmeyi amaçlayan, Zorlu Holding ve Zorlu PSM tarafından desteklenen bir platform.

Daha fazla yazı yok
2024-11-21 22:03:36