1- Küresel olarak yaşanan Covid-19 Corona virüs nedeni ile bütün dünya şu an bir karantina süreci yaşıyor. Üretimin yanı sıra müzeler, galeriler, eğitim kurumları da kapalı… Siz bir sanatçı olarak bu süreci nasıl yaşıyorsunuz?
2- Bu süreçte pek çok ülke gerek ekonomik gerekse sosyal yaşam açısından çeşitli önlemler aldılar. Yaşadığınız ülkede sanat ortamı ve sanatçılar açısından destek / önlem / katkı programları hazırlandı mı?
Sanatçılar bu süreci nasıl geçiriyor?
HÜSEYİN IŞIK, SANATÇI, VİYANA
“Bu yardımları almak için şatafatlı ve yorucu Avusturya bürokrasisinin bütün engellerini aşmak gerektiğini söyleyeyim”
1- Korona salgınından çok önce geçirdiğim bir rahatsızlık yüzünden kendimi eylül ayından beri zaten ev atölyeme hapsetmiştim. Bulunduğum Yer sanat tarihinde, Viyana Aksiyonistlerinin çıktığı yer olarak anılır. Otto Mühl Komünü 1970 yılında burada kurulmuştur. Ve dünyanın en önemli serbest cinsellik komünüdür. Komün 1990 yılında dağılır. Bazı komüncüler burada kalarak var olan yapıları işletmek için bir kooperatif kurarlar. 2013 yılından beri burada yaşıyor ve calışıyorum. Geniş meyve bahçeleri özel ormanı, biyolojik arıtmalı gölü, saunası koşu parkuru, spor alanları, ateş yakma ve piknik yerleriyle tam bir tatil köyünü andıran ve Viyana’ya bir saat uzaklıkta ki bu yerde insan, zaten başka bir yere gitme ihtiyacı hissetmiyor.
Bu karantina günlerinde daha çok yarım kalmış işlerim, bitmemiş projelerim üzerine yoğunlaştım. Ve bir sürü yeni projeye giriş yaptım. Burada kiraladığım iki büyük atölye alanı dışında bana yaz sezonunda verilen kapalı spor alanında büyük boyutlu işlerimi yapmak için hazırlıklarıma basladım. Bu pandemiyle beraber bazı sergilerimi iptal etmiştim. En çok organize ettiğim uluslararası sanat sempozyumu etkinliklerimizi ertelemek beni üzdü, bir de Viyana’daki stüdyoma sadece iki haftada bir gitmek.
2- Korona nedeni ile alınan önlemler skalasında, sanatçılar için geniş bir önlem paketi açıklandı. Avusturya Kültür ve Sanat Bakanlığı bu konuda hummalı bir çalışma başlattı. Bir kerelik yardım paketleri ve vergi indirimleri, başka kolaylıklar vs. İlk etapta açılan ‘Sanatçılar İçin Covid 19 Yardım Fonu’ açtı 5 milyon Euro’luk bir bütçe ile. Ayrıca 2 Milyar Euroluk İlk Yardım Fonuna sanatçılar da başvurabiliyor. Ama bu yardımları almak için şatafatlı ve yorucu Avusturya bürokrasisinin bütün engellerini aşmak gerektiğini söyleyeyim. Bunların dışında özel ve devlet vakıfların ve özel girişimcilerim fonları var. Yazarlara, sinemacılara, müzisyenlere, ressamlara yardım ediliyor bu fonlardan. Kültür ve Sanat Bakanlığının dışında her eyaletin kendi kültür bakanlığı var bunların da Devlet bakanlığına yakın yardım fonları vardır. Daha acil ihtiyacı olan sanatçıların baş vurması için ben bu kuruluşlara başvurmadım.
TİMUR ÇELİK / SANATÇI / BERLIN
“Alman devleti sanatçılar da dahil olmak üzere, küçük işletmelere yaklaşık 1.5 Milyar Euro yardımda bulundu, belki daha fazla…”
1- Corona ya da covid 19, pandemi ilanı dünya sağlık örgütü tarafından ilan edilmeden önce açıkçası kimse pek fazla önemsemiyordu. Pandemi ilanından sonra müzeler, galeriler, tiyatrolar, sinemalar kısacası topluluk oluşturacak bütün mekanlar deyim yerindeyse, ikinci bir emre kadar kapatıldı. insanlar zorunlu alışverişler dışında dışarısı ile ilişkilerini kesmek zorunda kaldı. sergiler iptal edildi, ya da ileri bir tarihe ertelendi. Berlin’de galeriler müzeler online sergi videoları paylaşmaya başladı, sanatçılar online kontaklar kurmaya başladı. Tabi bu ne kadar dayanılır bir durum, yaşanan süreç cevap verecek. Alman devleti sanatçılar da dahil olmak üzere, küçük işletmelere yaklaşık 1.5 Milyar Euro yardımda bulundu, belki daha fazla.
2- Pandemi’den önce de sanatçıların durumu pek iç açıcı değildi Berlin’de. Ek iş yapan çoğunluk bir sanatçı sayısı vardı. Ya da sanat kurumlarına sundukları projelerden kısmen de olsa yasayan sanatçılar, bu olanaklardan faydalanamaz duruma geldi. Sosyal yardım alabilenler o imkandan hala faydalanabiliyorlar. Benim iki sergim iptal oldu, sanatçı arkadaşlarımla telefonlaştık hemen hemen herkesin durumu aynı. Hep birlikte bekliyoruz. Bundan sonra da 1.5 metre mesafe ile yasayacağımız kesin. Sanat kurumlarına turnikelerden geçerek gireceğimizi düşünüyorum. Sinema konser salonlarına maske takarak, iki üç koltuk aralıklar bırakarak oturacağız gibi görünüyor. Sergi salonları müzeler de öyle olacak… Yeni bir hayata alıştırılacağız, ama nasıl? Bunu zaman gösterecek.
Not : Berlin’de sivil toplum inisiyatifleri sosyal mesafeyi koruyarak, küçük çaplı protestolarına da başladı.
ALİ CABBAR / SANATÇI / BELÇİKA
“Çocukluğumda sekiz senemi yatılı okulda ve 1980 darbesi sonrası üç senemi siyasi tutuklu olarak askeri cezaevinde geçirdiğim için dört duvar arasında yaşamaya karşı bağışıklığım var sanırım.”
1- Geçen ay gerçekleştireceğim bir proje, salgın nedeniyle belirsiz bir tarihe ertelendi. Hazırlamakta olduğum sanatçı kitabını Haziran’da baskıya vermeyi planlamıştım ama yetişmeyecek sanırım. Zaten yetişecek bir hedefi kalmadı, Eylül’de bitse de olur diye düşünüyorum. Sanatçıları ve sanat dünyasının “maaşlı olmayan” elemanlarını mali açıdan kötü günler bekliyor. Geçen sene sanat sezonu olumlu bir havada açılmıştı, sevinmiştik. Lakin çok sürmedi. Küresel ekonomik kriz ise epey uzayacağa benziyor. Ben genelde sürekli çalışan, araştıran bir sanatçıyım. Bazen bir şey üretmesem bile, haftanın yedi günü atölyeme giderim. Korona karantinası sırasında çalışmayı evden sürdürdüm. Bir köşeyi atölye haline getirdim ve epey iş ürettim. Karantina süreci insanın bir konuya ciddi yoğunlaşmasını zorlaştırıyor. Çocukluğumda sekiz senemi yatılı okulda ve 1980 darbesi sonrası üç senemi siyasi tutuklu olarak askeri cezaevinde geçirdiğim için dört duvar arasında yaşamaya karşı bağışıklığım var sanırım. Dünyada çok zor koşullarda yaşayan insanlar olduğunu bilen kişilerin özellikle bu durumdan şikayet etmemesi gerekiyor.
2- Yirmi beş senedir Belçika’da yaşıyorum ama ülkenin politik çarklarının nasıl döndüğünü hâlâ tam anlamış değilim. Bildiğiniz gibi burası iki milletten -Flaman ve Valon- oluşan federal bir krallık. 11 milyon nüfuslu ülkede, bakanları ve parlamentosuyla üç bölgesel hükümet ve bunların üzerinde bir federal hükümet bulunuyor. Geçen sene yapılan seçimlerde partilerden hiçbiri çoğunluğu alamadığı için federal hükümet kurma çalışmaları bir yıldır sürüyor. Irkçı partilerden oluşan Flaman hükümeti, korona krizi öncesinde sanat bütçesinde yüzde 60 oranında kesinti yapmıştı. Ülkeyi vekaleten yöneten federal hükümet ise sağlık sorunlarıyla boğuşmakla meşgul. Ardından ekonomiyi canlandırma ve yükselen işsizliği düşürme önlemleri gelecek. Salgının Belçika’daki en önemli etkilerinden biri, Art Brussels güncel sanat fuarının iptal edilmesi oldu. Her yerde olduğu gibi burada da bazı müzeler, sanat alanları ve galeriler sanal ortamda sergilerini gösteriyor. Brüksel’deki MiMa müzesi, kitlesel fonlama yoluyla tekrar açıldığında gezmek isteyenlere önceden bilet sattı ve gelirin bir kısmını bir hastaneye bağışladı. Sanatçılar için benim duyduğum bir destek yok. Tanıdığım tüm sanatçı ve küratörler evlerinde oturuyor ve bugünlerin bir an önce sona ermesini bekliyor.