A password will be e-mailed to you.

İstanbul Caz Festivali 25. yaşını kutluyor. Festivalde 26 Haziran – 17 Temmuz tarihleri arasında yıldız isimlerden yeni keşiflere 250’yi aşkın yerli ve yabancı sanatçı 27 farklı mekânda yer alacak. Nick Cave & The Bad Seeds’den Robert Plant’e, Benjamin Clementine’den BADBADNOTGOOD’a birçok sanatçı 25. İstanbul Caz Festivali’ne konuk olacak.

İstanbul Caz Festivali’nin yirmi beşinci yılına özel konukları arasında açıklanan ilk isim, kırk beş yıllık müzik kariyeri boyunca çok sayıda sanatçıya ilham kaynağı olmuş, Avustralyalı şarkıcı, söz yazarı, besteci, senaryo yazarı, şair ve aktör Nick Cave ile grubu The Bad Seeds oldu. İstanbulluların yıllardır heyecanla yeniden canlı izleyecekleri günü beklediği Nick Cave & The Bad Seeds festival kapsamında %100 Müzik katkılarıyla 10 Temmuz Salı akşamı KüçükÇiftlik Park’ta hayranlarıyla buluşacak.

Festivalin bu yılki diğer sürprizleri arasında, Robert Plant ve grubu The Sensational Space Shifters, aşk, melankoli ve başkaldırının ses bulduğu baladlarıyla Benjamin Clementine,  duyuları kategorilere sınırlı kalmadan kucaklayan müziği ile Melody Gardot, yüksek enerjisi ve sesiyle caz ve swing’in altın çağını popüler türlere yaklaştıran Caro Emerald, modern caza dair yepyeni adımlar atan BADBADNOTGOOD, çığır açıcı bakış açısıyla caza kendi ruhunu katan piyano virtüözü Robert Glasper ve New York sahnesinin yükselen yıldızları trompette Christian Scott, mülti-enstrümantalist Taylor McFerrin, bas gitarist Derrick Hodge, Kendrick Lamar’ın hitlerinin arkasındaki isim Terrace Martin’den oluşan yeni grubu R+R=Now, modern cazı Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Afro-Amerikan etkileriyle harmanladığı stiliyle  kitleleri sürükleyen Avishai Cohen ve bestelerinde caz, dünya müziği ve latin ezgilerini özgürce bir araya getiren Omar Sosa ve tutkulu vokali ve kemanıyla ona eşlik edecek Küba asıllı  Yiliañ Canizares var.

Festival kapsamında geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen, yerli sahnenin başarılı müzisyen ve topluluklarını merkezine alarak daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla SOCAR Türkiye desteğiyle hayata geçirilen “Vitrin: Türkiye Güncel Müzik Buluşması” ikinci kez 27-30 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festivalin ilk haftasındaki dört günde gerçekleşecek bu bölümü, festival izleyicisi ile beraber uluslararası müzik sektörünün önemli temsilcilerinden oluşan kalabalık bir delege topluluğu da izleyecek.

Ücretsiz gerçekleştirilecek “Parklarda Caz” konserleri ve Kadıköy yakasında festival içinde festival deneyimi yaşatacak “Gece Gezmesi” bu yıl da devam ederken, tüm gün sürecek konserler ve atölye çalışmalarıyla bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek “Çocukça Bir Gün” başlıklı etkinlik de  ‘minik’ cazseverleri mutlu edecek. Festivalin ücretsiz etkinlikleri, bu sene “Parklarda Caz”ın gelenekselleşen mekânı Fenerbahçe Khalkedon ve Fenerbahçe Parkı’nın yanı sıra Beylikdüzü Yaşam Vadisi Parkı’nda gerçekleşecek konserler ile artarak devam edecek. 

25. İstanbul Caz Festivali’nin biletleri, 18 Nisan Çarşamba günü 10.30’dan itibaren Biletix satış kanalları, hizmet bedeli eklenmeden İKSV ana gişeden (pazar hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında) satışa çıkıyor.  İstanbul Caz Festivali biletleri ayrıca 18 ve 19 Nisan’da Atlas ve Rexx sinemalarında yer alan 37. İstanbul Film Festivali gişelerinden de hizmet bedeli eklenmeden alınabilir. Her konserde tam biletlerin yanı sıra öğrenciler için indirimli bilet de satışa sunulacak. 

  

ÜÇ YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ VERİLECEK

25. İstanbul Caz Festivali’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü, iki önemli caz üstadı Nezih Yeşilnil ve Şevket Uğurluer’in yanı sıra Balarısı Ahmet olarak da tanınan ağız armonikası sanatçımız Ahmet Faik Şener’e festivalin açılış töreninde takdim edilecek.

 

25. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ PROGRAMI

Festivalin 25. Yılında Yıldızlar Geçidi

Melody Gardot

27 Haziran Çarşamba, 21.00, Uniq Açık Hava Sahnesi

Türkiye’deki ilk konserini 2009 yılında yine İstanbul Caz Festivali kapsamında veren Amerikalı caz sanatçısı Melody Gardot, festivalin 25. yılında da ülkemizdeki çok sayıda hayranını sevindirecek. Yıllar önce başından geçen ağır trafik kazası sonrasında, kendi şarkılarını yazmaya başlayarak, bu şarkılarla hayata tutunan Melody Gardot, aynı zamanda müziğin iyileştirici gücüne de sonsuz inanıyor. Aradan geçen 13 yıl içinde yayınladığı, dünya çapında büyük başarılar kazanan albümleriyle kendi kitlesini yaratması da bu inancın belki de en güzel sonucu. Melody Gardot’nun sahnesi karizması, duyuları kategorilere sığmadan sarmalayan derinlikli müziği, derinlerden kendini hissettiren Philadelphia yansımaları, etkileyici vokali ve açıklıkla paylaştığı sahici hikâyelerinin güçlü bir birleşimi.

Benjamin Clementine

5 Temmuz Perşembe, 21.00, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi

Aşk, melankoli ve başkaldırının ses bulduğu baladlarıyla Benjamin Clementine, hem tutkulu bir vokal hem de şarkı sözü yazarı ve şair olarak, ilk kez 2013’te Jools Holland’ın sahnesinde kendini dünyaya tanıttığından beri, dinleyicilerinin duygu haritalarında melodileriyle sağlam bir yer edinmeyi başaran, had safhada ilham verici bir sanatçı. Müziğinin çarpıcılığı konusunda otoritelerin adeta söz birliği ettiği bu yeni nesil deha, 2015 yılında ilk albümü At Least For Now ile Mercury Ödülü’nü kazandı. Nick Cave ve Tom Waits ile üç kahramanından biri olan Nina Simone’un izinden gitmeye devam ederken, geçtiğimiz yıl yayınladığı ikinci albümü I Tell A Fly ile müziğinin o sarsıcı tesirini bir kez daha kanıtladı. Benjamin Clementine’in, edebiyatla müziğin tek vücut olup izleyiciyi büyülediği teatral sahnesi kaçırılmaması gereken bir deneyim.

Nick Cave and the Bad Seeds // Lara di Lara

10 Temmuz Salı, 19:30, KüçükÇiftlik Park

Kırk beş yıllık müzik kariyeri boyunca çok sayıda sanatçıya ilham kaynağı olmuş, Avustralyalı şarkıcı, söz yazarı, besteci, senaryo yazarı, şair ve aktör Nick Cave ile sanatçının müzik kariyerinde ayrılmaz bir yeri olan Warren Ellis ve ekibin daimi birer parçası olmuş Thomas Wydler, Martyn P. Casey, Jim Sclavunos ile gruba son iki albümde dahil olan gitarist George Vjestica ile besteci ve perküsyonist kimliğiyle tanınan Toby Dammit’ten oluşan The Bad Seeds İstanbul Caz Festivali kapsamında 10 Temmuz Salı akşamı %100 Müzik desteğiyle uzun zaman hafızalardan çıkmayacak bir performansa imza atacak.  Nick Cave & The Bad Seeds’ten önce ise alternatif müzik camiamızın sevilen isimlerinden Dilara Sakpınar’ın grubu Lara di Lara gecenin açılışını yapacak.

Caro Emerald

12 Temmuz Perşembe, 21.45, Zorlu PSM Ana Tiyatro

Festivalin bu gecesinde Zorlu PSM Ana Tiyatro’yu Caro Emerald ışıltısı saracak. “Back It Up” ve “A Night Like This” gibi hit’leriyle 2009’dan bu yana müzik dünyasının enerjisi en yüksek seslerinden olan Caro Emerald, çok kısa sürede zirveyle tanışıp, günümüz cazının fenomenlerinden birine dönüştü. 2017’nin sonunda Metropole Orkest işbirliğiyle MO x Caro Emerald EP’sini yayınlayan electro swing’in kraliçesi soluksuz Schindler’in sponsorluğunda gerçekleşecek bu geceyle İstanbul Caz Festivali sahnesine adını yazdıracak. Emprovize adımlarla süslediği vokalinin yanı sıra, sahne stiliyle de sofistike ve zamansız bir ikona dönüşme yolunda emin adımlarla ilerleyen Caro Emerald’ın büyüsüne kapılmamak imkansız.

Robert Plant & The Sensational Space Shifters

17 Temmuz Salı, 21.00, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi

Led Zeppelin’in efsanevi sesi, rock tarihinin tartışmasız en muazzam vokal ve topluluk liderlerinden  Robert Plant, 11 yıl sonra yeniden İstanbul Caz Festivali’ne konuk oluyor. Bitmesi hiç istenmeyen hikâyeler anlatan eşsiz sesi, 70’lerdeki parıltılı Led Zeppelin günlerinden solo kariyerindeki unutulmaz yapıtlarına kadar kuşaklar boyu koruduğu yenilikçi müzikal tavrı ve izleyiciyi kendine bağlayan sahne duruşuyla Robert Plant, hafızalarda büyüleyici bir sayfa daha açmak için, grubu The Sensational Space Shifters eşliğinde, Matraş’ın sponsorluğunda 25. İstanbul Caz Festivali programında yer alacak. Robert Plant’in, son albümü Carry Fire’dan da şarkılar seslendireceği bu gece, izleyicilerin müzik atlaslarına gururla ekleyecekleri türden.

Caz Tutkunlarının Buluşma Noktası

Dave Holland, Zakir Hussain &  Chris Potter

29 Haziran Cuma, 21.30, Zorlu PSM Ana Tiyatro

İstanbul Caz Festivali’nin 25. yılında, her biri ayrı ayrı çığır açıcı işlerle anılan, çağdaş cazın üç dev ismi aynı sahnede buluşuyor. Dünya müziğiyle cazı harmanlayan tabla üstadı Zakir Hussain, DownBeat tarafından “dünyanın en çok incelenen ve ilham veren saksofoncusu” ilan edilen duayen Chris Potter ve bugüne kadar yüzlerce albümde kusursuz kayıtlarıyla var olan, janrlar ötesi inovatif müziğiyle tanınan bas gitarist ve besteci Dave Holland’dan oluşan, dahiyane bir emprovizasyon üçlüsü olarak da tarif edilebilecek bu yıldızlar topluluğunun, birlikte inşa ettiği görkemli caz dili ile baş döndürücü bir akşam!

Kurt Elling Quintet With Special Guest Marquis Hill 

6 Temmuz Cuma, 19.30, Uniq Hall

Grammy ödülü sahibi olmasının yanı sıra, 12 kez aday olarak Grammy tarihine adını defalarca yazdıran, günümüzün en şiirsel ve dinamik caz vokallerinden Kurt Elling’in yükseklerde gezinmeyi seven sesi ve iddialı şarkı sözleri bu gecede festival sahnesini Marquis Hill’in trompeti eşliğinde taçlandıracak. Louis Armstrong, Jelly Roll Morton ve King Oliver’ın başkahramanları olduğu Chicago cazını modernize eden en başarılı müzisyenlerden Marquis Hill, 2014’ten bu yana kariyerine New York’ta devam ediyor. Hill, solo projelerine odaklanmanın yanısıra, caz dünyasının görkemli isimlerinden Marcus Miller ve Joe Lovano ile aynı sahneyi paylaştığı gecelere imza atarak New York sahnesini hareketlendiriyor. Festival gecesi, sahne birlikteliklerini uzun yıllardır cazın pek çok önemli sahnesinde sürdüren Kurt Elling ve Marquis Hill’in İstanbul’daki ilk buluşması olacak.

Avishai Cohen “1970”

3 Temmuz Salı, 21.00, Sultan Park Swissotel the Bosphorus

Caz füzyon tarihinin yaşayan en önemli piyanistlerinden Chick Corea’nın büyük keşiflerinden Avishai Cohen, bugün caz ve klasik müzik dünyasının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Müziğini geleneğe saygı ve yeni maceralara atılma coşkusu arasında dengeli bir alanda konumlandıran Avishai Cohen’in tınıları modern cazı Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Afro-Amerikan etkileriyle harmanlıyor. Alıştığı suların kısmen dışına çıkıp yeni maceralara atıldığı, heyecan verici son albümü 1970 ile müziğini İstanbul Caz Festivali izleyicisiyle paylaşmak için şehre gelen virtüöz, Sultan Park’ın eşsiz atmosferinde gerçekleşecek caz dolu bir yaz akşamında sahneye çıkacak.

The Fred Hersch Trio

11 Temmuz Çarşamba, 21.30, Zorlu PSM Drama Sahnesi

21. yüzyılın en keşifçi caz sanatçılarından Fred Hersch, otuz yılı aşkın bir zamandır, solo resitalleri, ikili veya üçlü işbirlikleri ve 40’a yakın albümüyle övgülerin odağı olmaktan hiç vazgeçmedi. Birlikte çalıştığı onlarca müzisyenin arasında Joe Henderson, Art Farmer, Charlie Haden, Stan Getz ve Bill Frisell’in adlarını saymak dahi onun başarısını özetlemeye yetmiyor. Jason Moran’ın, “Lebron James basketbol sahnesinde neyse Fred de piyano başında odur” diyerek tarif ettiği, festivalin unutulmaz gecelerinden biri için izleyicinin karşısına çıkacak Fred Hersch’in sınır tanımayan müziği caz severleri etkisi altına alacak.

Fabrizio Bosso Quartet // Massimo Manzi Trio feat. Elif Çağlar

2 Temmuz Pazartesi, 20.00, Venedik Sarayı Bahçesi

Venedik Sarayı’nın tarihi atmosferinde gerçekleşecek bu gece, İtalya’nın en önemli caz davulcularından Massimo Manzi’nin, gitarda Domingo Muzietti, bas gitarda Massimo Giovannini gibi önemli müzisyenlerden oluşan üçlüsü Massimo Manzi Trio ile başlayacak. Bu üçlüye, caz müzisyeni Elif Çağlar enerjik vokaliyle eşlik edecek. Bu performansın ardından festival sahnesi, caz trompetinin ustalarından, bugüne kadar Enrico Pieranunzi, Rosario Giuliani, Charlie Haden ve Carla Bley’in de aralarında olduğu güçlü figürlerle işbirlikleri yapan Fabrizio Bosso’nun ve dörtlüsünün olacak. State of Art projesinin yeni adımı niteliği taşıyan ve sanatçının en çok hayranlık beslediği müzisyen arkadaşlarıyla sahnede olacağı konserde, piyanoda Julian Oliver Mazzariello, bas gitarda Jacopo Ferrazza ve davullarda Nicola Angelucci bu otantik müzik diyaloğunu bütünleyecek.

Yeni Nesil Cazcılar, Cazda Yeni Soluklar

R+R=Now
Robert Glasper / Taylor McFerrin / Derrick Hodge / Christian Scott / Terrace Martin   

6 Temmuz Cuma, 22.00, Uniq Açık Hava Sahnesi

En büyük ilham kaynağı Miles Davis’in çığır açıcı bakış açısıyla caza kendi ruhunu katan piyano virtüözü Robert Glasper, 90’larda alevlenen neo-soul hareketinin en yetenekli isimlerindendi. İlk albümünden bu yana Blue Note çatısı altında imza attığı birbirinden başarılı albümlerle üç Grammy ödülünün sahibi oldu. Bugün hip hop ve R&B’ye caz aşılamaya devam ediyor ve yeni grubu R+R=Now ile kendisi gibi, farklı müzik türlerini harmanlamaktan haz duyan müzisyen arkadaşları, multi-enstrümantalist Taylor McFerrin, bas gitarist Derrick Hodge, caz trompetçisi Christian Scott ve Kendrick Lamar’ın zirveyi yakalayan parçalarının arkasındaki isim Terrace Martin’i buluşturuyor. Henüz geçtiğimiz yıl kurulan, enerjisi her daim yüksek rakımda seyreden yıldızlar topluluğunun bu ilk İstanbul performansı olacak.

BADBADNOTGOOD // Zara McFarlane 

7 Temmuz Cumartesi, 20.30, KüçükÇiftlik Park Bahçe

Karayip ve reggae geleneğini caza ustalıkla yediren, İngiliz cazının büyük keşiflerinden Zara McFarlane, KüçükÇiftlik Bahçe’deki bu gecenin açılışını yapacak. Erken dönem Nina Simone ve Roberta Flack tınıları barındıran bu ışıltılı vokal, ilk albümü Until Tomorrow ile MOBO Ödülleri’nde “Best Act” kategorisinde aday gösterilerek büyük ilgi topladı. Geçtiğimiz yıl yayınladığı üçüncü albümü Arise da övgülerin adresi olmuş durumda. Modern caza dair yepyeni adımlar atan, Toronto çıkışlı BADBADNOTGOOD ise gecenin ikinci konuğu olacak. Kendrick Lamar’la işbirliklerine, Black Panther’ın orijinal film müzikleriyle devam eden grup, hip hop cover’larıyla da tanınıyor. Saksofon, davul, klavye ve bas gitar dörtlüsünün akıllarda yer edecek bir müzik şöleninin kapılarını aralayacağı BADBADNOTGOOD performansı izleyicilere yıldızlar altında istisnai bir gece yaşatacak.

Julian Lage Trio

11 Temmuz Çarşamba, 19.00, Zorlu PSM Drama Sahnesi

1997’de, sekiz yaşındayken keşfedilen Julian Lage’ın dehası o dönemde Jules Et Eight adlı, Oscar’a da aday gösterilen bir belgeselin konusu olacak kadar ilgi çekiciydi. Ertesi yıl Carlos Santana’nın sahnesine konuk oldu, 13 yaşında ise Grammy Ödülleri gecesinde sahne aldı. Başarısı çocukluk dönemiyle sınırlı kalmayıp artarak devam eden cazın genç virtüözü Julian Lage bugün 30 yaşında ve şimdiden başarı tahtasına, Gary Burton, Jim Hall, David Grisman, Béla Fleck ve Charles Lloyd gibi büyük isimlerle yaptığı işbirliklerini ve grup liderliğini yaptığı üç albümü yazmış durumda. Gelecek projeleri merakla beklenen Julian Lage, kusursuz tekniğini bu festival akşamında İstanbullu izleyiciyle paylaşacak.

Parisien-Peirani-Schaerer-Wollny “Out Of Land”

12 Temmuz Perşembe, 20.00, Zorlu PSM Drama Sahnesi

Avrupa cazının en karizmatik dörtlülerinden Parisien-Peirani-Schaerer-Wollny, sadece kendi sınırlarını değil enstrümanlarının da sınırlarını zorlamayı seven bir topluluk. Parlak kariyerlerini bu ortak projeyle pekiştiren İsviçreli vokal Andreas Schaerer, Alman piyanist Michael Wollny, Fransız akordiyoncu Vincent Peirani ve Fransız saksofoncu Emilie Parisien, bu birlikteliği geçtiğimiz yıl Out of Land albümüyle taçlandırdı. Topluluğun Zorlu PSM Drama Sahnesi’nde gerçekleştireceği hayli karakteristik performans, yüksek seviyede bir heyecanla açılan ve kusursuz bir kapanışla sonlanan bu albümün hazinelerini keşfe çağırıyor. Proje gruplarının doğası gereği, tekrarına belki de bir daha rastlanmayacak bu ender buluşma bu özelliğiyle ilgiyi üzerinde topluyor.

Knower ve diğer sürprizlerle caz dans pistine taşınıyor!

13 Temmuz Cuma, 21.00, Beykoz Kundura

Bugüne kadar Kamasi Washington, Ibeyi, JUNUN, Bokante gibi isimlerle modern cazın dönüşümüne sahne olan ve son yıllarda fesvalin en sevilen mekânlarından birine dönüşen Beykoz Kundura’da yine son yılların en heyecan verici isimleri art arda sahne alacak. Gecenin kapanışı yapacak ismin daha sonra açıklanacağı etkinlikte ön grup baş döndürücü dinamizmi ile dinleyenleri kendine hayran bırakan elektronik müzik ikilisi Knower. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Beykoz Kundura’ya tekneyle ulaşım sağlanacak. 

Farklı Coğrafyalar, Farklı Sesler
Erkan Oğur Quartet // Shahin Novrasli Trio

30 Haziran Cumartesi, 19.30, Sakıp Sabancı Müzesi Fıstıklı Teras

Bugüne kadar dünyanın önemli caz sahnelerinde yer alan piyanist ve besteci Shahin Novrasli, Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki bu etkileyici gecenin ilk konuğu. Egzotik ve yumuşak melodileri güçlü ve keskin armonilerle bezediği müziği, Shahin Novrasli’nin erken yaşta edindiği klasik müzik bilgisinin Azerbaycanlı kökenlerinden doğan geleneksel folk ilhamıyla kesişmesinin hayranlık uyandırıcı bir sonucu olarak izleyiciye ulaşıyor. SOCAR Türkiye sponsorluğunda gerçekleştirilecek konserde Shahin Novrasli’den sonra festival sahnesini Erkan Oğur onurlandıracak. Folk, caz, blues sanatçısı, klasik perdesiz gitarın mucidi ve üstadı Erkan Oğur, kendine has enstrüman hakimiyetiyle unutulmaz bir müzik deneyimi vadediyor. Erkan Oğur’un sahneye Can Çankaya, Matt Hall ve Turgut Alp Bekoğlu ile çıkacağı etkinlik, bu dörtlünün enstrümanlarının eşsiz birlikteliği sayesinde duyguların coşkuyla dile geleceği bir yaz gecesini işaret ediyor.

Adam Baldych & Helge Lien Trio with Tore Brunborg “Brothers” 

4 Temmuz Çarşamba, 21.00, Sultan Park Swissotel the Bosphorus

Günümüz cazının en önemli keman virtüözlerinden, caz kemanına yepyeni bir soluk kazandıran, bir anlamda kendi lügatını yaratan Adam Baldych, Helge Lien Trio ve Tore Brunborg ile DHL’in sponsorluğunda İstanbul Caz Festivali sahnesinde buluşuyor. Adam Baldych’e sahne arkadaşlığı yapacak Norveç menşeli caz piyanisti ve besteci Helge Lien’in müziği Bill Evans’ın melodik çizgilerle örülü piyano stili, Keith Jarrett’ın hikâyeler ören keşifçiliği ve Brad Mehldau’nun incelikli anlatımının eşsiz bir harmanı olarak kendine hayran bırakıyor. Çağdaşı ve geleceği yakalarken, çocukluğunun folk ezgilerini de müziğine katıyor. Gecenin üçüncü kahramanı, besteci ve saksofoncu Tore Brunborg ise Norveç caz sahnesinin bir başka yıldızı. Bu etkileyici üçlü geçtiğimiz yıl birlikte yayınladıkları Brothers albümünden parçalarla, Sultan Park’ın kendine has atmosferinde, bir yaz akşamında bir araya gelecek.

Anat Cohen & Marcello Gonçalves

9 Temmuz Pazartesi, 19.00, Zorlu PSM Drama Sahnesi

Klarneti ve saksofonuyla Anat Cohen, performans alanını her daim bir kutlama alanı olarak görüyor ve müziğinin çevresinde bir araya gelen izleyiciyi bu kutlamanın bir parçası yapıyor. Anat Cohen’e bu festival gecesinde ayrıca, Outra Coisa albümü ile Grammy’ye birlikte aday olduğu Brezilyalı gitarist Marcello Goncalves eşlik edecek. İkili, çığır açıcı işleriyle tanınan besteci Moacir Santos’un bestelerine kendi duygularıyla yeni bir soluk katacak. Brezilya ezgileri ve caz öğelerinin güçlü melodilerle birlikte başrolde olacağı bu renkli gecenin yüksek enerjisi izleyiciyi tesir altına alacak.

Omar Sosa & Yilian Cañizares “Aguas”

9 Temmuz Pazartesi, 21.00, The Marmara Esma Sultan Yalısı

Omar Sosa, melodileriyle Afrika ve Küba kökenlerine her zaman atıfta bulunurken, bestelerinde caz, dünya müziği ve latin caz unsurlarını özgürce bir araya getiriyor. Amerikan cazını gizli gizli dinleyebildiği Küba’daki ilk gençlik yıllarından sonra, bu büyük ilgiyi müziğinde yaşatacak birbirinden başarılı albümlere imza attı. Çokkültürlülüğe saygıyı kendine düstur edinerek yaptığı bestelerle Latin cazına kendine özgü bir renk ve coşku kattı. Bugüne dek 7 kez Grammy’ye aday gösterilen, her yıl dünya genelinde 100’ün üzerinde konser veren piyano üstadı Omar Sosa, coşkusunu nihayet İstanbul Caz Festivali’ne de taşıyor. Omar Sosa’ya, tutkulu vokali ve kemanıyla eşlik edecek Küba asıllı Yilian Cañizares ise klasik müzik sevgisini caz, salsa ve Afrika ritimleriyle süsleyen nadir bir yetenek.

Türkiye’den Cazın ve Güncel Müziğin En Başarılı İsimleri

Çağrı Sertel “Instant” // Alike Places

27 Haziran Çarşamba, 22.00, Salon İKSV

Çağrı Sertel’in, 12 yaşındayken klavyeyle başlayan müzik ilgisi, kendi şarkılarını yazma heyecanıyla devam etti ve güçlü bir kariyere dönüştü. Caz piyanisti, besteci, aranjör ve yapımcı Çağrı Sertel’in, modern caz ve progresif çizgisini etnik unsurlarla süslediği Instant’tan parçalar sunacağı Salon sahnesi, sanatçının özgür müziğiyle yeni ufuklara açılacak. Çağrı Sertel’den önce ise Lara Di Lara ve Levni’nin yepyeni projesi Alike Places, indie R&B, IDM ve hiphop kıyılarında gezinen sesler olarak cereyan edecek.

Selen Gülün “Kadınlar Matinesi”

29 Haziran Cuma, 19.00, Zorlu PSM Drama Sahnesi

Besteleri dünyanın saygın orkestraları tarafından sahneye konan, besteciliğiyle olduğu kadar piyanistliği ve etkileyici vokaliyle de tanınan, Türkiye’nin en başarılı müzisyenlerinden Selen Gülün, ayakları yere çok sağlam basan Kadınlar Matinesi projesini İstanbul Caz Festivali sahnesine taşıyor. Proje fikri ilk olarak, 2011’de Donne in Musica vakfının Selen Gülün’den, Roma Donne in Jazz festivalinde, Türkiye’den üretken kadın müzisyenlerin son dönem işlerinden derlenmiş bir seçkiyi İtalyan müzisyenlerle birlikte seslendirmesini istemesiyle ortağa çıkıyor. Aradan geçen yıllar içinde proje olgunlaşıyor ve 2017’ye gelindiğinde projeyle aynı adı taşıyan Kadınlar Matinesi albümü yayınlanıyor. 10’un üzerinde kadın sanatçının, besteleri, enstrümanları ve vokalleriyle hayat verdiği bu albüm, yarattığı dayanışma çemberiyle Türkiye tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor.

Ediz Hafızoğlu // Sürpriz Sanatçı

29 Haziran Cuma, 22.00, Zorlu PSM Studio

Türkiye caz sahnesinin en başarılı davulcularından, değişimin sonsuz gücüne adadığı ikinci stüdyo albümü 13’ü bu yıl yayımlayan Ediz Hafızoğlu, karanlıktan aydınlığa, karmaşadan düzene doğru evrilen değişken hislerine ustalıkla tercüman ettiği parçaları ve sınırlara takılmadan var ettiği müziği sizi de kendine bağlayacak. Ediz Hafızoğlu’ndan önce sahne alacak isim daha sonra açıklanacak.

Gece Gezmesi

28 Haziran Perşembe, 19.00, Kadıköy-Moda

Vodafone Freezone sponsorluğunda gerçekleştirilen ve üç yılda da bütün biletleri tükenen Gece Gezmesi, dördüncüsüyle Kalben, Yüzyüzeyken Konuşuruz, Taner Öngür & 43.55, Islandman, Focan & Bıyıkoğlu Organic Expeditions, Nilipek, Melike Şahin gibi bağımsız sahnenin en heyecan verici ve alternatif isimleriyle Club Quartier, All Saints Moda Kilisesi, Moda Kayıkhane, Moda Sahnesi, Baba Sahne, Ağaç Ev, KargART, Bant Mag. Havuz / BİNA, Zor gibi Kadıköy’ün sevilen mekânlarına yayılacak.

Çocuklari için “Çocukça Bir Gün”

25. İstanbul Caz Festivali bu yıl ikinci kez bir çocuk etkinliğine programında yer veriyor. 7 Temmuz Cumartesi günü Sakıp Sabancı Müzesinde bulunan The Seed’de saat 14.30’da başlayacak “Çocukça Bir Gün” başlıklı etkinlikle, ayrıntıları yakında açıklanacak konserler, atölyeler, eğitim programları ve sergilerle çocukların hem müzikal yönlerini keşfedeceği hem de eğleneceği dolu dolu bir cumartesi günü geçirebileceği dolu dolu bir program olacak.

Daha fazla yazı yok
2024-11-21 21:54:05