A password will be e-mailed to you.

Haftalık okuma önerilerimizde bu sefer, sağlam zihin açıcı kitapların yanı sıra absürdün en grotesk hali ve bir ucundan hayati bir ucundan hayalperest diyebileceğimiz kitaplar var.

 

Ütopya/ Distopya – derleme (Koç Üniversitesi Yayınları)

Ütopya ve distopya kavramlarına dair hafızamızı tazelerken bu kavramaların perspektifinden bugüne dair bir bakış kazanmak için türlü türlü malzeme sunuyor bu derleme kitap.

Ütopya kavramsal içeriği gereği geleceğe işaret eden bir olguymuş gibi algılansa da zaman ve mekândan bağımsız bir ütopya tarifi yapabilir miyiz?

Aynı şekilde ütopya gibi çok iyi planlanmış ancak onun gibi “faydalı” olmayan distopya için durum nedir? Bu iki kavram ya geçmişin ya da geleceğin içinden fırlayıp çıkmış gibi karşımıza.

Metin, ütopya/ distopya ikilisine bugünden bakmak, ikiliye bir de “kaos”u ekleyip üçgenin artakalanlarından tarihsel bir inceleme yapmaya olanak sağlıyor.

 

Gerçekçiliğin Çelişkileri – Frederic Jameson (Metis Yayınları)

Bu kitap modernizm üzerine çok fazla ustalaşan Frederic Jameson ile edebiyatta gerçekçiliğin babaları diyebileceğimiz Balzac, Flaubert, Zola, Tolstoy, Perez Galdós ve George Eliot’ın metinleri arasında beyin fırtınası yapmak isteyenler için.

Jameson ilk bölümde sözü geçen yazarların metinlerini gerçekçiliğin farklı uçlara giden “gerilim”leri üzerinden ele alıp kitabın ikinci bölümdeyse bugün artık bambaşka kurgulanan gerçekçiliğin güncel bir dökümünü çıkarıyor.

“Dikkatimizi gerçekçilik olgusu üzerinde yoğunlaştırmaya kalkıştığımızda tuhaf bir gelişmeyle karşılaştığımızı sık sık fark etmişimdir. Baktığımız nesne sanki titreşmeye ve bulanmaya başlamış gibi olur ve o noktada toplamaya çalıştığımız dikkat de fark edilmez biçimde bölünüp iki uca doğru kayar: gerçekçilik hakkında değil de, gerçekçiliğin doğuşu hakkında düşünürken buluruz kendimizi; nesnenin kendisi hakkında değil de çözülüşü veya sona erişi hakkında.”

 

Smith & Wesson – Alessandro Barıcco (Can Yayınları)

“Şimdi kısaca söyleyeyim: Hayattan çok şey bekliyorduk, hiçbir şey beceremedik, hiçliğe doğru kayıp gidiyoruz ve bunu göt kadar bir yerde yapıyoruz; burada harika bir şelale bize her gün yoksulluğun insanların bir buluşu olduğunu ve büyüklüğün dünyanın normal gidişatı olduğunu anımsatıyor. Başımıza kurşunu sıkabiliriz ama tabanca alacak paramız bile yok. Onun için boka batmış durumdayız, üçümüz birden… sadece bir şey bizi kurtarabilir.”

Smith & Wesson ismi ünlü silah markasını akla getirse de kahramanlarımızın onlarla pek alakaları yok… 1900’lerin başı Niagara Şelaleri, hava durumu haritaları çıkarmaya ömrünü adamış bir meteorolog, şelaleden atlayanların ölülerini çıkarmasıyla tanınan bir balıkçı, artık hayatına bir anlam kazandıracak damgayı vurmak isteyen genç gazeteci ve birtakım absürtlükler…

Baricco’nun oyun metni olarak kaleme aldığı bu kara mizah yüklü kitap, bir çırpıda keyifle okunuyor…

 

Çember – Dave Eggers ( Siren Yayınları)

Çember’i keyifle okuyamayacaksınız! Süper rahatsız edici romanlardan kendisi, şeffaf bir yatak odası gibi ve adeta, teknolojik felaketler deyince artık aklımıza ilk gelenlerden Black Mirror gibi! Neredeyse…

Time dergisinin kitapla ilgili yorumu: “Büyük Birader hâlâ peşimizde” şeklinde imiş. Kitabın iyi bir özeti aslında. Zaten o zamanda bu zamana umutsuzluğumuza dair değişen pek de bir şey olmadığını varsayarsak Büyük Birader’in hâlâ peşimizde olmasında da sakınca yoktur herhalde…

Kitap aynı zamanda, James Ponsoldt yönetmenliğinde geçtiğimiz yıl sinemaya uyarlandı. Teknoloji devi şirketlerin, sosyal medyanın ve “büyük sistem”in başka deyişle bizi içine alan Çember’in başımıza açtığı felaketlerle ilgili düşünmekten sıkılmayanları(!) etkileyecek bir roman Çember.

 

Yaşam Suyu –  Clarice Lispector (Monokl Yayınları)

“Dinle: seni kendi haline bırakıyorum, sen de beni kendi halime bırak.”

Okurdan zor şeyler isteyen bir yazar Clarice Lispector.
Okurdan sessizlik istiyor. Aynı zamanda “Beni okuyan sen, lütfen yardım et yeniden doğmama,” diyen bir anlatıcı…

Kitabın derinlerden esen bir rüzgârı var, etkileyici, çarpıcı, yeri geldiğinde sığınılası… ve sanki şu mümkün olmalıydı: Lispector’ı derin bir nefes alıp gözlerimizi kapatarak okumak…

 

 

 

İLGİLİ HABERLER

Black MIRROR’a ilham veren 6 kitap ve 1 yazar

Abluka: Varoşlara fırlatılan distopya

Daha fazla yazı yok
2024-11-22 00:30:17