Bu haftaki kitap önerimiz filozof ve psikiyatr Carl Gustav Jung’a dair kapsamlı bir çalışma sunan “Dışa Bakan Rüya Görür İçe Bakan Uyanır”…
Destek Yayınları felsefe serisinin yeni kitabı Özlem Küskü tarafından hazırlanan “Dışa Bakan Rüya Görür İçe Bakan Uyanır” kurduğu psikoloji ekolündeki çalışmalarıyla sadece psikanaliz ve terapiye değil sanata, sinemaya, sosyolojiye, antropolojiye, teolojiye, fiziğe ve edebiyata da yön veren, onlarca sanatçıya, bilim insanına ilham olan Carl Gustav Jung’un bakışı açısını anlamaya odaklanıyor.
Jung’un felsefesini anlamak için onun hayatına odaklanan kitap aslında onun kendi deneyimleri üzerinden ekolünü nasıl kurduğunun cevaplarını da okura sunuyor. Çocukluğundan itibaren insan doğasına meraklı olan bir bilge düşünürün nasıl bir şifacıya dönüştüğünün izlerini sürüyor.
Jung bize bir bireyleşme süreci vaat eder. Onun kurduğu psikoloji ekolünün özü budur. İnsanı ortaya çıkaran katmanları tam anlamıyla çözmek imkânsızdır, insan bu nedenle bir muammadır. Ancak yine de hayatta işler yolunda gitmediğinde başkalarını suçlamak yerine kendi doğamıza bakabiliriz. Kendimizi tanımak için atacağımız her bir adım bu yüzden hayati önemdedir.
Freud’la yolları nasıl ayrıldı?
“Kendi içine bakmaya cesareti olmayan herkesin yaşamı bulanıktır.” Dahası bu bulanıklık dünyayı da bulandırır. Kitapta Jung’un ekolünün temelinde oturan bireyleşme sürecinin adım adım nasıl gerçekleşeceği anlatılırken tıpkı Jung gibi bazen mitolojiye bazen rüyalara bazen de simyaya değiniliyor.
Freud’la yollarının nasıl ayrıldığının pek bilinmeyen ayrıntılarını, özel yaşamında nasıl biri olduğunu, meraklı bir insan doğasının hangi motivasyonla çalıştığını, sezgilerini dinleyen bir bilim insanının arayışını, rüyaların ve mitolojinin gücünü, kolektif bilinçdışının arketiplerini, eşzamanlılık prensibini ve derin bir okyanustan taşıp bize gelen daha pek çok konu başlığına dair bilgiyi bulabileceğiniz eşsiz bir yolculuğa sizleri de davet ediyor.