“Şeytan Ayetleri” romanı nedeniyle dünyanın birçok ülkesinde aleyhinde yapılan kitlesel gösteriler Şubat 1989 gündemini oluşturan Salman Rushdie’den bir Antik Yunan trajedisi…
Salman Rushdie Altın Ev’de sadece zengin bir göçmen ailenin öyküsünü ve Hindistan’daki inşaat ve kara para aklama odaklı mafya düzenini anlatmıyor. Son yılların Amerika’sının da kapsamlı bir sosyal-siyasal panoramasını çiziyor ve ulus çapında kimlik arayışına parmak basıyor. Obama’yla başlayan kitap yeşil (turuncu) saçlı politikacının seçilmesiyle biten sürece de değiniyor.
Kitabın çevirisi Begüm Kovulmaz‘a ait.
On roman, bir kısa öykü derlemesi ve dört edebiyat dışı yapıtın yazarı Salman Rushdie, Mirrorwork adındaki çağdaş Hint edebiyatı antolojisinin iki editöründen biri. Yazarın Geceyarısı Çocukları adlı romanı 1981’de Booker Ödülü’nü, 1993’te Booker of Bookers ve 2008’de Best of the Booker ödüllerini aldı. Mağriplinin Son İç Çekişi, 1995’te Whitbread Ödülü’nü ve 1996’da Avrupa Birliği Aristeion Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Salman Rushdie, edebiyata yaptığı katkılardan dolayı 2007 yılında “Şövalye” unvanıyla ödüllendirildi. Ayrıca, İngiltere Kraliyet Edebiyat Derneği üyesidir ve Fransa Kültür Bakanlığı tarafından verilen Commandeur des Arts et des Let-tres unvanına da sahip.
“Amerika’nın gizli kimliğinin bir süper kahraman değil bir süper kötü olduğu anlaşıldı. En iyiler bütün inançlarını yitirmiş, en kötüler tutkuyla dolmuştu ve haksızların öfkesi haklıların zayıflığını ortaya çıkarmıştı. Fakat cumhuriyet yine de varlığını iyi kötü sürdürdü.”