“…Douglas, kirliliğin ve atıkların farklı kültürlerdeki anlamını ve yarattıkları iğrenme duygusunu antropolog gözüyle irdeler. Geyrhalter ise atıklar ayrıştırılarak ya da ayrıştırılmadan nasıl çöp toplandığını, nerelere götürüldüğünü, nasıl yok edildiğini anlatıyor. Yeri değiştirilmiş madde haline gelen kirliliğin farklı coğrafyalardaki yolculuğunu takip ediyor. Hiç yorum yapmadan, sadece kameranın kaydettiği gözlemleri aktararak son derece endişe verici imgeler paylaşıyor izleyiciyle.”
25. Selanik Uluslararası Belgesel Festivali’nde en çok çöp gördüm! İnsanın durmaksızın tükettiği yeryüzü kaynaklarının yerine bıraktığı çöp dağlarını gördüm… Ekonomisi ve ekolojik bilinci sağlam olmayan ülkelerde yoksulların plastik atıkları çöpten ayırarak geçimlerini sağladığı çöplükleri gördüm. Çöp yığınlarının yaşam alanına dönüştüğünü gördüm. Gelişmiş varsayılan bazı ülkelerin ise çöplerini gözden ırak çevreden ırak bir yerlere gömüp kamufle ettiklerini! İşlemden geçirmenin ise ne zahmetli bir iş olduğunu… Yıllar içinde birçok belgesel izledim, bu konuda. Selanik’te gösterilenler arasında sorunu en ciddiyetle ele alanı festivalde toplu gösterisi yapılan ve Onur Ödülü Altın İskender verilen ünlü yönetmen Nikolaus Geyrhalter’in 2022 yapımı Matter Out of Place / Yersiz Madde adlı filmiydi. Çöp konusu Uluslararası Yarışma’da da çıktı karşımıza.
Yarışma filmleri arasında yer alan, Denis Gheerbrant ve Lina Tsrimova’nın Kırgızistan’da bir çöplükte yaşayanlarla röportajlarından ve gözlemlerinden oluşan Fransa – Belçika ortak yapımı La Colline (Tepe) insana zaman zaman gözlerini kaçırma hissi veriyordu. Çöp tepesinin dibinde bir hayat kuran, karınlarını doyurmaya yetecek kadar yevmiye alacakları başka bir iş bulamayan insanların o koku, duman ve sinekler içinde nasıl çalıştıklarını görünce steril hayatlarımızdan utanç duymamak mümkün olmuyor. Çeşitli hastalıklar ve alkolizmden mustarip olanların yanı sıra maaile atık toplayanlar da var La Colline’de.
Cannes Film Festivali ACID programında prömiyer yapan bu filmin atık toplayıcılara duyarlı yaklaşımı kayda değer. Lina Tsrimova’nın yaptığı söyleşiler birer iç dökmeye dönüşmüş.
Yarışma filmlerinden biri de Angelos Rallis imzalı Mighty Afrin: In the Time of Floods (Kudretli Afrin: Sel Zamanı) idi. Brahmaputra nehrindeki adacıklardan birinde yaşayan bir kız çocuğu olan Afrin, iklim değişimi nedeniyle git gide gücünü arttıran Muson yağmurları yüzünden evini terk edip Dhaka’ya gidiyor. Çoktan oraya gitmiş olan babasını bulma umudu olmasa da… Dhaka’da hayatta kalmak için sokakta yaşayan başka çocuklarla birlikte plastik atık topluyor. Şehrin sokaklarını dolduran, nehir kıyısında biriken ve sürekli yakılan çöplerin oluşturduğu cehennemi görünüm Afrin’in geldiği coğrafyanın temiz suları ve yoğun bitki örtüsünün cennetsi yeşilliğine tezat oluşturuyor.
Tezat deyince bunu görsel olarak çarpıcı hale getirmenin ve meseleleri sözsüz olarak ortaya koymanın ustalarından biri Geyrhalter. Yıllardır insan ve çevre temalı filmlerle yalnız belgesel sinemaya değil bilimsel araştırmalar yapanlara da bilgi ve esin verir. Henüz 50 yaşında olmasına rağmen yaptığı filmler arşivlere kaldı, üniversitelerde akademisyenlere kaynak oldu. Gelecek kuşaklara hem sinematik hem bilimsel değerleriyle bir miras oluşturdu Geyrhalter’in filmografisi. 1998’de Çernobil faciasının doğrudan etkileyip bir sonsuz karantina bölgesine dönüştürdüğü kenti ele alan Pripyat ile kamerasını doğrudan çevre meselelerine yöneltti. 2015’te Unser Taglich Boot / Günlük Ekmeğimiz’de yiyecek endüstrisini ele aldı. Özellikle 2017 yapımı Homo Sapiens ve 2019 yapımı Erde / Yeryüzü insanın gezegen üzerindeki varlığını ve edimlerini gözlemleyen ve sorgulayan çarpıcı çalışmalar olarak ilgiyle izlendi.
Geyrhalter’in yeni belgeseli adını Mary Douglas’ın Saflık ve Tehlike / Kirlilik ve Tabu Kavramlarının Bir Çözümlemesi adlı kitabında kirlilik (dirt) kavramını açıklarken kullandığı, çevirmen Emine Ayhan tarafından yersiz madde olarak Türkçeleştirilen “matter out of place” kavramından alıyor. Douglas, kirliliğin ve atıkların farklı kültürlerdeki anlamını ve yarattıkları iğrenme duygusunu antropolog gözüyle irdeler. Geyrhalter ise atıklar ayrıştırılarak ya da ayrıştırılmadan nasıl çöp toplandığını, nerelere götürüldüğünü, nasıl yok edildiğini anlatıyor. Yeri değiştirilmiş madde haline gelen kirliliğin farklı coğrafyalardaki yolculuğunu takip ediyor. Hiç yorum yapmadan, sadece kameranın kaydettiği gözlemleri aktararak son derece endişe verici imgeler paylaşıyor izleyiciyle.
Bu filmi izlediğim gün ntv.com.tr’de olası bir İstanbul depreminde toplanan enkazın Erciyes Dağı büyüklüğünde olacağını, bunun taşınması için üç buçuk milyon kamyon seferi yapılması gerekeceğini ileri süren bir araştırmanın haberini okudum. On bir ili etkileyen Güneydoğu depreminde ortaya çıkan atıkların yarattığı çevre kirliliği bile inanılmaz boyutlara ulaşır, zaten çok azalan doğal yaşam alanlarını ve sulak alanları mahveder, tarım alanlarını tehdit ederken Yersiz Madde, meselenin basit günlük global boyutta bile başa çıkılamaz olduğunu gösteriyor.