A password will be e-mailed to you.

Büyükanne Moses nasıl modern ressamlar arasına girdi?

Anna Mary Robertson Moses’ın sanat kariyeri Disney masallarını andırıyor. Sene 1938, Moses 78 yaşında ve New York’un taşrasında bir çiftlik evinde yaşıyor. Bir eczanenin pencesinde hobi olarak çizdiği resimlerden birkaçı duruyor. Hikayenin masala dönüştüğü yer tam da burası. New York şehrinden gelen sanat koleksiyoncusu Louis Caldor bu resimlerden etkilenip hepsini satın alıyor. Hatta bunlarla yetinmeyip Moses’ın evindeki üç resmi de topluyor. Caldor resimleri satın alırken “Seni ünlü yapacağım” diyor. Ne kendi ne de kızları ciddiye alıyor bu sözleri ve koleksiyoncunun deli olduğunu düşünüyorlar.

Caldor New York’a dönüp elindeki resimleri gösterdiğinde galericiler ve küratörler 70’lerinin sonundaki bir sanatçının fazla bir ömrü kalmadığını düşünerek ona yatırım yapmak istemiyorlar. Tabii ki Moses’ın 101 yaşına kadar yaşayacağından haberdar değiller. MoMA Yönetim Kurulu Başkanı Sidney Janis bu sıra dışı yeteneğe şans veriyor. 1939’da MoMA’da Büyükanne Moses’ın eserlerinden oluşan ve sadece üyelerin görebileceği sergisi açılıyor. Etkinlik, Picasso’nun müzedeki retrospektif sergisiyle (Guernica’nın bir parçası olduğu) aynı anda başlıyor. Başlamasıyla birlikte de büyükanne New York’un modern sanat camiası tarafından sahipleniliyor.

Büyükanne Moses sanatçının tanımını bilmiyor ancak eğitimsiz olmasına rağmen içgüdülerine güveniyor ve ilham perisini takip ediyor. Eserleri büyük ticari başarılar kazanırken buharlı trenler, at arabaları, çocukluk hayallerini yansıttığı tabloları ve hikaye anlatmaktaki yaratıcılığı sayesinde modernistlerin de sevgisini ve ilgisini kazanıyor.

buyukanne-moses

“Halk”tan bir “yabancı”

Büyükanne Moses, dönemin eleştirmenlerinden hiçbir zaman iyi eleştiriler almadı. Fazlaca “halk” bulundu, “yabancı” diye etiketlendi. Oysa bugün bile ilk solo sergisini MoMA’da yapabilmiş Gustav Klimt, Paul Klee, Oskar Kokoschka ve Egon Schiele gibi nadir sanatçılardan biri.

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 10:23:28