A password will be e-mailed to you.

Club Marvy’nin sanat mekanı Atelier Marvy, 2019 yazındaki son sergisinde sanatçı Kemal Özen’i ‘residency’ programıyla ağırlıyor. 21 Ekim’e dek sürecek ‘Transgresyon’ adlı sergide sanatçının önceki işlerinin yanında Club Marvy bünyesindeki atölyede ürettiği eserleri sergiliyor. Bu vesileyle sergiyi Club Marvy’de ziyaret eden Ayşegül Sönmez’in Kemal Özen’in resimleriyle ilgili yazdığı cümlelerdeki boşlukları Kemal Özen tamamladı.

Resimlerimi gözüpek bulanlara cevabım “Sen de dikenli yollardan geçmişsin, kanaya kanaya yoluna devam etmişsin ama inadına da devam etmişsin. Bu yüzden gözü peklik olarak görüyorsun ve çok haklısın. Hayat acımasız, ben de resimlerimde o zalimlere acımıyorum” olur. 

Bir internet sitesinde kalma süresinin uzunluğu bir değerdir bugün. Bir resmin karşısında kalma süresi de önemlidir günümüzde. Her yer görsel dolu artık. İzleyicinin sadece güzel olduğundan değil de kendinden bir şey bulduğu ve iletişim kurmaya çalıştığı, içsel bir diyalog geliştirdiği resimle karşılaşması izleyen ve sanatçı açısından değerli. Ayrıca sanatçının bir dert ortağı da olmuş oluyor bu süreç içinde. Sanatla ilgilenmenin en keyifli, tatmin edici yanı da bu benim için. Yaptığım bir çalışmayı görüp tamamen beni o çalışmayı yapmaya iten duyguları hissettiğini kendiliğinden söyleyen bir izleyiciyle karşılaşmak çok kıymetli benim için.

Resimlerimin izleyicinin zihninin gizli ve karanlık köşelerinde kalan soru ve sorunları tekrar kendisine sormasını isterim.  Bakışlarını ilk olarak uzaktan yaptığım çalışmaya çekmek isterim, içine yerleştirdiğim detaylarla, hikayelerle, kurgularla da izleyici resimle burun buruna getirmeyi, birbirlerine açılmalarını, sohbete başlamalarını, dertleşmelerini isterim.  

Günümüz resmi özgür olmalıdır. 

Günümüz ressamı “Olmalıdır” kelimesinin solundaki noktaların üstüne yazılabilecek her şeyin farkında olan ancak kafasına göre takılan biri olmalıdır.

Samsun’da yaşamanın en büyük katkısı kendi iç dünyama daha “sessizce”  yönelebiliyor olmam diyebilirim.

İstanbul’da en özlediğim sergiler, arkadaşlar, sanat sohbetleri ve gece hayatı.

Sanat tarihinde en sevdiğim şeyler toplumsal gerçekçilik, romantizm, metafizik resim ve pop sürrealizm akımlarında var.

Sinemada en izlemeyi sevdiğim 6 erkek Tom Holland, Christian Bale, Michael Keaton, Jack Nicholson, Ryan Gosling, Michael Fassbender, Benedict Cumberbatch.

Yeşilçam’dan en izlemeyi sevdiğim kadın Müjde Ar, Aliye Rona, Fatma Girik, Türkan Şoray, Ayşen Gruda.

Resim yapmak yolculuğa benzer. Tek farkı resim yaparken navigasyonuz her an şaşabilir.

Fotoğraf benim için hızlı görsel elde etme aracıdır, bu da zaman zaman resimlerimi / eskizlerimi hazırlamamı kolaylaştırır.

Çocukluk deyince üstüme bir ağırlık çöküyor. Bu zamana kolay gelmedim…

Ergenlik deyince aklıma şükretmek geliyor. Bir daha o zamanlara dönmeyeceğim için.

Ben bir acımasızca realistim. 

Ben bir umutsuz bir şekilde optimistim.

İnsan bedeni (değil de davranışları) hala sürprizlerle dolu onu(n bu davranışlarını) çizmek de benim en büyük ilham kaynağım.

Fantazi ile gerçek ancak rüyalarda ve sanatta buluşur. 

Akdeniz ve Karadeniz denize kıyısı olan coğrafi bölgeler olması bakımdan benzerler diyeceğim. Çünkü iki bölge hakkında, özellikle Akdeniz için söyleyecek olursam derinlemesine bir bilgim yok. İkisi arasında tercih yapmam gerekse Akdeniz’i seçebilirim. Sıcak havayı sevdiğim için.

Sergi açılışlarımda meraklı ve heyecanlı hissederim. Resmimde gizli saklı olan bir şeyi gelip benimle konuşacak birileri çıkacak mı diye. 

Annemi en çok gönüllü çile çekme hikayelerindeki benzerlik açısından İsa Peygamber’e benzetirim. 

 

İLGİLİ HABERLER

Yüce’nin Halleri

“Sokak ışıklarına tutunan zaman”

Daha fazla yazı yok
2024-11-05 11:28:53