“Elvah-ı Nakşiye’den günümüze MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonlarından Seçkiler” sergilemesinin ikincisi, ‘Manzara’ başlıklı koleksiyon sergisi afişlerini görünce, manzarayı izleyebilmek niyetiyle sergileme alanına girmek istiyorum. Sergileme alanının kapısı kapalı, belki de başka bir kapıdan giriş yapılıyordur düşüncesiyle MSÜ Antrepo 5 Çağdaş Sanat Müzesi inşaatının etrafında dolaşmaya başlıyorum, bir giriş bulabilmek için tam iki kere volta attıktan sonra, başka bir giriş kapısının olmadığına kanaat getiriyorum.
Kounellis: Ulusa ilişkin romantik bir anlayışımız var, gelgelelim ulusun kendisi ortada yok. Ulus, bir hayaletten ibaret. Bir halk var, fakat ulus yenik düştü. Bu nedenle, bütünlüğü anlamlı bir bütünlüğü ve sentezi bulabilmek için yapılması gereken şey, bu takımada içerisinde dramatik bir yol açmak.
“Elvah-ı Nakşiye’den günümüze MSGSÜ Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonlarından Seçkiler” sergilemesinin ikincisi, ‘Manzara’ başlıklı koleksiyon sergisi afişlerini görünce, manzarayı izleyebilmek niyetiyle sergileme alanına girmek istiyorum. Sergileme alanının kapısı kapalı, belki de başka bir kapıdan giriş yapılıyordur düşüncesiyle MSÜ Antrepo 5 Çağdaş Sanat Müzesi inşaatının etrafında dolaşmaya başlıyorum, bir giriş bulabilmek için tam iki kere volta attıktan sonra, başka bir giriş kapısının olmadığına kanaat getiriyorum.
Amman: Şimdi “dekoratif kavramının açıklanmasını istiyorum.*
Kiefer: “Dekoratif”, daha başlangıçta, bir şey için yapılmış olandır. Yapımı devam eden MSÜ Antrepo 5 Çağdaş Sanat Müzesi’nin geçtiğimiz yıl geçici sergilemeler için açılan, Fındıklı/Meclis-i Mebusan Caddesi’ne bakan, gece kulübü/garaj grişinden hallice kapısı bu günlerde kepenk indirmiş. Yine de peşin hükümlü olmamak adına, şantiyeye doğru ilerliyorum; Modern Müze’nin güvenlik görevlisiyle karşılaşıyorum, Modern Müze Görevlisi’ne Çağdaş Sanat Müzesi’nin girişinin nerede olduğunu soruyorum,, cadde üzerindeki az önce kapalı olduğunu öğrendiğim girişi işaret ediyor, -biraz da alaycı bir tavırla- zile basın kapıyı açarlar diyor, Modern ve Çağdaş kapışması her alana yayılmış diye düşünmeden edemiyorum,, ‘orası kapalı modern müze görevlisi kardeş’ diyip yoluma devam ediyorum, Modern Müze’yi geçip Çağdaş Müze’nin şantiyesine doğru ilerliyorum.
“İNŞAAT ALANINA GİRMEK TEHLİKELİ VE YASAKTIR” uyarısıyla döşenmiş adeta bir tavşan deliğini andıran koridordan geçip şantiye alanına ulaşıyorum. Şantiyede, inşaat alanından sorumlu kişilerle konuştuktan sonra geçici sergileme alanının artık kullanılmadığını, o sergileme alanında da inşaat/yıkım başlatılacağı için sergilenen eserlerin toparlanıp inşaat alanında bir yere istiflendiğini öğreniyorum. Bu defa da -eserlerin nasıl muhafaza edildiğine dair içimde uyanan merakla- eserlerin bulunduğu yeri görmemin bir sakıncası olup olmadığını soruyorum,, alandan sorumlu kişi, Mimar Sinan Üniversitesi’nden bu inşaatın yürütülmesinden sorumlu olan Genel Sekreter Yardımcısı’nın bilgisi dahilinde o alanı görebileceğimi söylüyor ve Genel Sekreter Yardımcısı’nı arıyor. O alana giremeyeceğime dair kısa bir telefon görüşmesi yapılıyor. Görüşmeyi yapan kişinin yüz ifadesinden; karşıdaki telefonun çat diye kapatıldığına neredeyse eminim. -Nöronları çağrışımlarla kıvılcım alan birisi olarak- kafamın içinde uçuşmaya başlayan; Nymphomaniac’ın son sahnesindeki -çok bilmiş- Seligman’ın, Joe’yu günahlarından arındırdıktan sonra -o süre içerisinde aklından ne geçirdiyse- geri dönüp Joe’ya tecavüze yeltenmesi sekansını bütün iç organlarıma yayılmasına izin vermeden kışkışlayıp eğlenceli şarkılar söylemeye başlıyorum; “Buraları yıkılıyo, benden yıkılıyo, hergün peşime bıyıklı takılıyo, ben seni seçtim tahminin doğru. Yasla başını degajeme doğru”.
Kiefer: …Ve bizim şu anda gördüğümüz, yani enine boyuna yayılmakta olan bir sanat görüngüsü, artık sınırların ve yapı diye bir şeyin bulunmadığının salt görünüşte var olan, sapkın bir özgürlüğün, ortaya çıktığının bir göstergesi. Peki bundan nasıl bir çıkarıma varmak gerekiyor?…
Bu yapı, Türkiye’de, “Çağdaş Sanat Müzesi” tag’iyle var olacak ilk yapı değil, fakat kendine has dinamiklerine bakıldığında hakkında konuşulup tartışılması gereken bir profili olduğu su götürmez bir gerçek. Türkiye modernleşmesinin biçimsel yapısını ilk elden okuyabileceğimiz bir var oluşa sahip olması bakımından; salt koleksiyonunda bulunan eserler bir yana, Dolmabahçe Sarayı’nın Veliaht Dairesi’nde açılan Resim ve Heykel Müzesi’nden başlayan ve günümüze ulaşan durum bütün olarak değerlendirildiğinde ortaya çıkan manzara, sergilenen manzara resimlerinden çok daha muazzam bir tarihsel biçime sahip.
Cucchi: Pek çokları resim aracılığıyla bir şeye sarılmaya çalışmaktalar. bu noktada artık bir iç disiplini temel alarak resme yönelen bir istek söz konusu değil. Zayıflık, insanları kaygan bir şeye tutunmak istemeye yöneltiyor, sanki Madonna’yı ya da bir UFO’yu görmek istercesine. yüzeysel, folklorik bir resim, onlara Madonna’yı ya da bir UFO’yu, yani her durumda derinlikten yoksun bir şeyi gördüklerini düşündürtüyor. yapılması gereken, anokronik biçime teslim olmamak, çünkü bir resim anokronik olduğu ve sen de geçmiş veya geleceği belli bir yanılsamacı bir biçim aracılığıyla o resimden okuyabildiğini düşündüğün anda, tehlikeli bir yola girmiş olursun. o zaman uzamın koordinatları parçalanır, böylece de eserler ne karşılaşabilir ne de kesişebilir.
Günümüzde, Resim Heykel Müzesi ICAM koleksiyonu için eserler hangi kriterlerde alınıyor/alınacak bilmiyorum, Türkiye Çağdaş Sanatı’nın tarihi hangi koşullara göre yazılacak ve buna kim/kimler karar verecek? Günümüzün sanatını da geçmişten gelen akademi alışkanlığıyla, bileği güçlü, boyası kuvvetliler mi belirleyecek? Şimdi içinde bulunduğumuz bu süreç gelecekte nasıl bir yazılı/görsel tarih sunacak? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Resim Heykel Müzesi’nin tabelasına parantez içerisinde dahil ettiği “ICAM”ı kendi bünyesine de almış oldu. Umarım, MSGSÜ, ‘Contemporary Art’ı parantez içine alarak dışa kapalı bir dokunulmazlık yaratabildiği heyulasına kapılmıyordur.
Kiefer: Bir resmin yaratılması, bürokratik bir olaya dönüşüyor. Bütün bu sorularla birlikte Galata Port Projesi de başka bir soru olarak güncelliğini koruyor. Galata Port Projesi dahilinde, Karaköy Sahili’nden Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne kadar olan sahil şeridinde bazı yapıların yıkılıp yerlerine bir takım alışveriş merkezleri, oteller ve bir liman yapılacağı, alanın bir kısmının yeşil alan olacağı hatta Modern Müze’nin yıkılacağından bahsedilirken bir yandan Çağdaş Sanat Müzesi’nin inşa edilmesi ve bu yapının Galata Port Projesi’nin neresinde olduğu sorusu iç gıcıklayıcı.
Beuys: Açıkçası yaptığım çalışmaları insanlara anlatmasam, anlamayacaklardı. Keşke, birileri de bize neler olup bittiğini açıklayabilse.
Yazarın notları: Yazının başlığına referans aldığım “Bir Katedral İnşa Etmek” isimli; Joseph Beuys-Jannis Kounellis-Anselm Kiefer-Enzo Cucchi’nin, 1985 yılında yaptığı, o günün sanatının ve dolayısıyla birbirine bağlantılı bir çok alanın değerlendirildiği bir takım tartışmaların yer aldığı kitap.
Anselm Kiefer’in: “Bir resmin yaratılması, bürokratik bir olaya dönüşüyor.” sözünden çıkışla, günümüz Türkiye’sinde de manzaranın nasıl bürokratikleştiği ve güncel siyasetten beslendiğine dair bir bağlantı. Aynı zamanda okuyucudan, Katedral/Müze anolojisi üzerinden de bir değerlendirme yapması beklenir.
Yazıdaki sanatçı alıntıları da yine Bir Katedral İnşa Etmek isimli kitapta bahsi geçen sanatçıların konuşmalarından bazı alıntılar.