Yunanlı sanatçı Jannis Kounellis‘in bir zamanlar izinde olduğu arte povera akımını çini ve eski kilimler kullanarak güncelleyen sergisi Galeri Artist’te açıldı.
O , İtalya’dan dünyaya yayılan Arte Povera‘nın yaşayan temsilcilerinden. İşlerini, bulunduğu yere göre hayata geçiren Kounellis, malzemede sınır tanımıyor. Gerekirse Alp dağlarını fotoğraflıyor. 1936 doğumlu sanatçı, Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gördü. Bu yıllarda Burri ve Manzoni gibi çağdaşlarından etkilendi. 1950’lerin sonunda tuval üzerine çıkartma harf ve rakamlardan oluşan Alfabeleri tasarladı. 1960’lardan itibaren her türlü malzeme ve tekniği kullanarak, işlerinde içerik ve anlamı ön plana çıkarmayı, sanatı maddesellikten kurtararak kavramsal olana çevirmeyi amaçladı. Yere yatırılmış kapı kasalarına benzeyen çerçevelerin içine taşlar doldurarak oluşturduğu yerleştirmeleriyle tanındı. Burada yün, balmumu, kurşun, ahşap, çuval bezi, kömür ve ateş onun kendi ifade etmesini sağlayan malzemelerin başında geliyordu. Sanatçının Galeri Artist‘te açılan sergisinde metal, yün, çuval, eski dikiş makineleri ve eski paltolar dikkat çekiyor. Bu malzemelerden yapılmış altı metre boyundaki vagon, serginin başrolünde. Demir levhalar arasına sıkışmış çeşitli materyallerin bulunduğu vagonda, demir bir kasanın içine sıkışmış beyaz bir yün parçası var. Demir kasayı kültür ve var olan sistemle özdeşleştiren Kounellis, yünü de sistem ve kültürün sıkıştırıp hapsettiği doğayla eş tutmuş. Sanatçıyla serginin açılışından hemen önce ayaküstü kısa bir sohbet ediyoruz.
Hüseyin Sidar Erman: Arte Povera hareketi nasıl bir anlam taşıyor sizin için?
Jannis Kounellis: Ne anlama geldiğini açıklamak oldukça zor. Anlamından çok nedenleri hakkında konuşmak gerekir. Aslında bu resimden dışarı çıkmakla alakalı, diyalektik imkanlarla çalışmakla alakalı. Yani beklemenin fikri, beklerken oluşan fikir. Örneğin kamusal alanda yere bir rengin bütün tonlarını koyarsan, bu alanı polarize edersin. Bunu herhangi bir yere koyabilirsin; bir fabrikaya, bir kiliseye, bir galeriye de… Önemli olan o koyduğun şeyin, koyduğun yerde patlamasıdır.
Hüseyin Sidar Erman: Eserlerinizde geleneksel bir malzeme olan halıyı sürekli kullandığınızı görüyoruz. Halı sizin için nasıl bir malzeme?
Jannis Kounellis: Aslında her şey geleneksel. Bütün sanatçılar geleneksel olanla çalışır.
Hüseyin Sidar Erman: Sanat piyasası hakkında ne düşünüyorsunuz? Piyasalaşma nedeniyle sanatın özerkliğini kaybettiği kaygısını taşıyor musunuz?
Jannis Kounellis: 1960’larda doğdu bu olay. O zamanlarda geleneksel koleksiyonerler vardı, zaten benim sanatım da eski bir sanat, bugünün sanatı değil. Bugünkü şartlar çok yeni değil. Liberalizm ve neoliberalizm kendine özgü şartlar yaratıyor, sanat alanında da bu böyle. Ve ben bu sisteme uymuyorum, karşıyım bu sisteme.
(Bu kısa sohbetimizden sonra galeriyi dolduran takipçileriyle bir araya gelen Kounellis, onlarla bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. Eserlerindeki doğallık ve sıradanlıktan doğan yaratıcılığı etrafına bol bol yansıttı ve sanatseverlerin sohbet girişimlerini boşa çıkarmadan neredeyse herkese zaman ayırdı.)