6 Şubat 2020’de Hong Kong’daki Art Basel (ABHK), Covid-19’un yayılmaya başlamasıyla iptal edilen ilk büyük sanat fuarı oldu. Hemen ertesi ay çevrimiçi gerçekleştirildi ve tamamen sanal gerçekleşen ilk büyük unvanını da aldı. Bu sayede pandemi sonrası dünya koşullarına bir fuarın nasıl uyum sağlayabileceği de test edildi. Ve geçen hafta, bu ayın başlarındaki Frieze New York‘tan sonra, yüz yüze geri dönüş yapan ikinci büyük sanat etkinliği oldu. Covid-19 öncesi halinin küçültülmüş, hibrit bir versiyonu olsa da, çoğu açıdan başarılı oldu.
2019 baskısındaki 220 katılımcının aksine, bu yıl Hong Kong’daki Art Basel‘da 104 katılımcı galeri vardı; mekanını, genişleyen Hong Kong Sergi ve Kongre Merkezi‘ni eşzamanlı Art Central fuarı ile paylaştı. Art Basel Hong Kong’un katılımcılarının yarısından fazlası, Hong Kong’un iki haftalık katı karantina rejimine uyması gereken çalışanları göndermek yerine Art Basel tarafından işe alınan yerel halkın yönettiği “uydu kabinleri” sahnelemeyi tercih etti. Her uydu kabini, yüz yüze fuar ziyaretçilerinin WhatsApp aracılığıyla orada olamayan bayilerle doğrudan bağlantı kurmasına olanak tanıyan bir QR koduyla donatıldı. Seyahat kısıtlamaları, Hong Kong kimliği olmayan herkesin fuara katılmasını neredeyse imkansız hale getirdi, bu nedenle organizatörler, uzaktaki VIP’lerin herhangi bir stanttan canlı video izlenmesini isteyebilecekleri “gösteri deneyimi asistanları” ekiplerini de işe aldı.
Art Basel’ın hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak koleksiyonerlerin ve hem sahadaki hem de uzaktaki bayilerin kullanımına sunduğu araçlar işe yaradı. Singapur merkezli STPI galerisi, Genevieve Chua, Do Ho Suh, Haegue Yang ve diğer sanatçılarının eserlerini birçok giriş noktası sayesinde koleksiyonerlere sunarak başarıya ulaştı.
Fuardan en çok ilgi gören işleri Artsy seçti.