Westworld’ün ikinci sezon üçüncü bölümü Virtu e Fortuna, bize iki yeni karakter ve yeni bir dünya tanıtarak başlıyor. Hint dünyası olarak tanımlayabileceğimiz bu dünyada, yeni güçlü kadın karakterimiz Grace’in gizemli bir karakter ile beraber oturduğunu ve elindeki defterde bazı notlar olduğunu görüyoruz. Lost’taki Dharma Initiative’in logosunu andıran çizimlerde Grace’in Hint dünyasını asıl ziyaret amacı gizli olabilir. Grace ve Nicholas’ın hikayesinin tam ayaklanma başlamadan önce gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
Grace ve Nicholas, avlanmaya gittiklerinde ise ayaklanma başlıyor ve kendilerini tehlike altında buluyorlar. Nicholas, durumu kavrayamadan hayatını kaybetse de Grace hayatta kalmayı başarıyor. Grace’in hayatta kalmasını sağlayansa Hint dünyasının haritasına hakim olması ve nereye kaçacağını bilmesi oluyor. En başta gördüğümüz not defteri ile bu bilgi birleştikten sonra Grace’in basit bir misafir olmadığına emin oluyoruz. Grace’in kaplan ile mücadelesi ise iki gizem birden çözüyor. Kaplanın kıyıya nasıl vurduğunu ve Hint dünyasının Westworld’den bir göl uzaklığında olduğunu böylece öğrenmiş oluyoruz. Fakat Grace hakkında bir gizem devamlılığını koruyor: Grace, insan mı yoksa bir robot mu? Bu sorunun cevabını Dolores ve Grace’in karşılaşmasından sonra alabiliriz. Bildiğiniz gibi ilk bölümde Dolores’in Ghost Nation üyelerini öldürdüğünü görmüştük, Grace de Hint dünyasından Westworld’e sürüklendikten sonra Ghost Nation’ın eline düşüyor ve Nolan’lar böylece gelecekte gerçekleşecek bir buluşmanın ilk ipucunu veriyor.
Günümüze geri döndüğümüzde ise Delos’un, logosundan eski olduğunu anladığımız bir Westworld merkezine yerleştiğini görüyoruz. Bernard (en azından Bernard olduğunu düşündüğümüz kişi) ve güvenlik ekibi içeriye girdiğinde Hale ile karşılaşıyor. Hale, Bernard’a karşı oldukça şüpheci yaklaşıyor, Bernard’ın robot olduğunu ya biliyor ya da Bernard’ın kaybolan Abernathy ile bir bağlantısı olduğunu düşünüyor. Bernard’ın arada başka zaman dilimlerine sıçrayan beyni ile beraber Hale ve Bernard’ın Abernathy’yi ilk bulduğu yere gidiyoruz. Burada Rebus’un, misafirleri ve misafir gibi giyinen Abernathy’yi pazarlamak için hazırlandığını görüyoruz. Abernaty bir robot olmasına rağmen, üzerindeki kıyafetler yüzünden esir düşüyor, dolayısıyla robotların kıyafetlere göre karşısındaki düşmanı belirlediğine artık emin oluyoruz.
Rebus, Hale’in ‘yardım edin’ çığlıklarına doğru ilerlerken Bernard tarafından yere seriliyor ve yeniden iyi kalpli bir silahşör olarak programlanıyor. Hatırlarsanız ilk bölümde Rebus “Bir kadına böyle davranamazsınız, onu vuracaksanız önce beni vurmanız lazım” diyerek kendini öne atıyordu ve vuruluyordu. Rebus’un bu davranışı gerçek bilince ulaştığına dair bir işaret olarak gözüküyordu fakat anladık ki, Rebus’un tüm karakteri ve davranışları sadece kodlardan ibaret. Hale ve Bernard, amaçlarına ulaşarak Abernathy’yi yanlarına alıyorlar fakat ordunun saldırısı sonucu, Abernathy ve Bernard esir düşerek, Dolores’in bulunduğu kampa doğru yola koyuluyor. Hale ise kaçmayı başarıyor.
Meave, kızını bulma yolunda kısa yolu seçiyor ve tramvatik geçmişini hatırlatan Ghost Nation ile karşılaşıyor. Tüm ev sahipleri üzerinde etkisi olan Meave’in ‘Jedi akıl oyunu’ Ghost Nation üzerinde işe yaramıyor. Ghost Nation, yazar Lee Sizemore’u ele geçirmek istiyor. Bu ilginç bir detay. Ghost Nation, Lee Sizemore’un insan olduğunu anladı mı? Yoksa Sizemore’un kim olduğunu mu biliyorlar? Neden onu ele geçirmek istiyorlar? Bilmiyoruz. Ghost Nation gizemi dizinin alttan alta işlediği güzel bir yan hikaye. Meave, Hector ve Lee Sizemore Ghost Nation’dan kurtularak tünellere girmeyi başarıyor.
Dolores’in zayıf noktası
Bu bölümün belki de en ilginç sahnesinde Dolores, Abernathy ile karşılaşıyor ve ona babası olarak yaklaşıyor. Hatırlarsanız, ikinci bölüm yazımda Meave’in kızının peşinden gitmesini gerçek bilince ulaşamamasına bağlayan teorilerden bahsetmiştim, bu teoriler eğer doğruysa Dolores’in, hatta hiçbir ev sahibinin gerçek bilince kavuşamadığını söyleyebiliriz. Zaten, yeni bir hikaye yazacağını söyleyen Dolores, kendisini tanıtırken Wyatt adını kullandı, Meave’e aşkını anlatan Hector, Sizemore’un yazdığı cümleleri birebir tekrar etti. Kısaca hala ev sahiplerinin gerçek bilince ulaştığına dair ciddi soru işaretleri var.
Dolores’in, Abernathy ile karşılaştığı sahneye geri dönelim. Dolores, Abernathy ile konuştuğunda, kısa bir süre de olsa babasıyla konuşuyormuş izlenimine kapılıyor fakat Abernathy’nin bugüne kadar canlandırdığı tüm karakterler birbiri ile iç içe girmiş durumda ve devamlı karakter sıçramaları yaşıyor. Bu sıçramalardan birinde Abernathy tekrar Shakespeare’den alıntı yapıyor (ilk alıntısı “Vahşi zevkler, vahşi sonlarla buluşur”du). Bu sefer Kral Lear’dan alıntı yapan Abernathy, “Ateşten bir çembere bağlıyım, göz yaşlarım beni eriyen bir kurşun gibi yakıyor” (muhtemelen kötü bir çeviriye imza attım ama ana fikri anladığınızı düşünüyorum) sözlerini tekrarlıyor. Shakespeare’in eserinde Lear, bu repliğin tam öncesinde “Beni mezarımdan çıkarmakla iyilik etmedin” diyor. Bu da ilk bölümden beri işaretleri verilen ölümsüzlük arayışına işaret ediyor olabilir.
Dolores-Bernard karşılaşması
Dr. Ford’un ilk sezon ‘karşılaştıklarında ne olacağını bilemiyorum’ diyerek ertelediği, Dolores-Bernard karşılaşması sonunda gerçekleşti. Dolores, Bernard’ı Arnold’a yeterince benzemediği ve dış dünyayı görmediği için küçük gördü (bunu aklınızda tutmanızda yarar var çünkü haftalık çılgın teorimin ana temelini bu söz oluşturuyor). Bernard, Abernathy’yi tedavi etmeye çalışırken ekranda karşılaştığı sonuçlar karşısında şaşkınlığını saklayamadı. Bernard’ın tam olarak ne gördüğünü bilmiyoruz fakat Delos’un, Abernathy üzerine yüklediği dataların içeriğini fark etmiş olma ihtimali yüksek.
Meave’in ekibi büyüyor
Alev topu ile koridora giriş yapan Armistice, Meave, Hector ve Sizemore’a katılıyor. Armistice’in esir tuttuğu favori teknisyenimiz Felix ve mız mız karakterimiz Sylvester ile beraber dış dünyaya doğru yol alıyorlar. Dış dünyaya ulaştıklarında ilk sezonun sonundan beri heyecanla beklenen Shogun World’e giriş yapıyorlar.
Dolores’in Terminatör’e dönüşümü
Hale, ordunun elinden kaçarak güvenlik görevlileriyle buluşuyor, bulabildiği en iyi ekip ile beraber Abernathy’yi kaçırmak için Dolores’in ordusuna doğru yol alıyor. Dolores, kendini Wyatt olarak tanıtmanın hakkını veriyor ve orduyu feda ederek adamlarını ve kendisini kurtarıyor. Dolores’in planı işe yarasa da Hale, Abernathy’yi kaçırmayı başarıyor. Dolores, Abernathy’yi kurtarmaya giderken vurulsa dahi hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam ediyor. Dolores’in kurşunlardan etkilenmemesi ve kolay kolay ölmeyeceğini kanıtlaması, bu bölüm edindiğimiz önemli bilgilerden biri. Beyin sıvısını kaybeden ve yürümekte dahi zorlanan Bernard, Clementine tarafından sürüklenerek bir yere doğru götürülüyor fakat nereye gittiklerini henüz bilmiyoruz. Teddy ise ilk bölümden beri içinde taşıdığı ikilemi bu sahnede tekrar ortaya koyarak, Dolores’in idam isteğine karşı direniyor. Teddy, bu hareketiyle Dolores’in “Herkes Valley Beyond’a gitmeyi hak etmiyor” diyerek gözden çıkardığı robotlar arasına girebilir.
Haftalık çılgın tahmin: Birden fazla Bernard!
Bu haftaki çılgın tahminimi aslında çürütmesi kolay, yine de Nolan’ların böyle bir hamle yapabileceğine kendimi inandırdım. Günümüzde izlediğimiz, gözlüksüz ve başında yara olmayan Bernard’ın aslında Arnold olduğunu düşünüyorum. Bernard, Abernathy’ye yüklü kodları gördüğünde, Arnold’ın hafızasının da saklandığını keşfetmiş olabilir. Yeni vücudunda tekrar can bulan Bernard, hem kendi hem de Arnold’ın hatıralarıyla tekrar birleşmiş olabilir. Günümüzdeki Bernard’ın gözlüğe ihtiyaç duymamasının en mantıklı açıklamalarından biri, gözlüğe ihtiyaç duymayan bir insanın gözlüğünü aramayacak olması diyebiliriz. Eğer Arnold, bir robot vücudunda tekrar can bulduysa, gözlüğüne devamlı dokunması için programlanan Bernard’ın aksine gözlüksüz bir şekilde hayatına devam edebilir. Ayrıca bu teori ‘günümüz Bernard’ının’ niye bu kadar kafasının karışık olduğunu da açıklayabilir. Yaklaşık 35 yıldır yaşamayan biri tekrar canlanıyor ve beyninde kendi yaşamadığı olayların hatırasını taşıyor.
Tabii ki birden fazla Bernard olduğu teorisine ben de inanıyorum ve izlediklerimiz, yeni bir vücuda, Bernard’ın eski hafızasının taşınmasından kaynaklanan bir oryantasyon sorunu da olabilir. Teorimi destekleyen en büyük kanıtım ise, yukarıda bahsettiğim Dolores’in “Dış dünyayı hatırlamıyorsun değil mi?” sözü. İlk bölümde günümüz Bernard’ının karışık hafızasından sahneler izlemiştik, bu sahnelerin birinde, Arnold ve Dolores’in dış dünyadan bir anısını görmüştük. Eğer Bernard, Arnold’ın anılarına sahip değilse, günümüz Bernard’ının aslında Arnold olduğunu söyleyebiliriz. Yani Arnold’ın anıları, kendisinin robot bedenine aktarılabilir. Biliyorum biraz karışık oldu ama Westworld dünyasında ne karışık değil ki?
İLGİLİ HABERLER
Westworld 1. Sezon 1. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 2. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 3. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 4. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 5. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 6. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 7. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 8. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 9. Bölüm İncelemesi
Westworld 1. Sezon 10. Bölüm İncelemesi