Herhalde AKM’nin ve Taksim’in önemli bir hafıza mekanı olması. Yıkma girişimleri de bunu ispatlıyor. O zaman neden mimarlık böyle bir girişime alet ediliyor? Bunu sormamız lazım. Eğer AKM’yi bu nedenle ortadan kaldırmak istiyorlarsa, yıkmak yerine neden gelin bu meseleyi bir tartışalım diyemiyorlar?
AKM’yi önce topa tutsunlar Herkesin hayal kurma hakkı var. Ama insan düşünmeden edemiyor, bu hayalin arkasında Taksim’deki çakma kışla inşa etme girişimi gibi iktidar güdümlü bir dayatma varsa?
Acaba bu masum hayal kurma girişimi bir algı yönetme operasyonunun parçası mı? O zaman bu yaptıkları bir mimarlık faaliyeti değil, hafızayı kazıma girişimidir. AKM şehrin en önemli hafıza mekanlarından biri. AKM’nin, bu önemli anıt yapının yıkılacağını bu mimarlık grubunun kulağına kim fısıldamış?
Mimarlık şiddete dayanan değil, sorgulamaya, keşfetmeye dayanan bir faaliyettir. Hayal kurma hakkı ile iktidar gücünü kullanarak hafızayı kazıma girişimini birbirine karıştırmamak gerekir. Bu girişimin bilinçaltında saklayıp da açıkça söyleyemediği nedir?
Herhalde AKM’nin ve Taksim’in önemli bir hafıza mekanı olması. Yıkma girişimleri de bunu ispatlıyor.
O zaman neden mimarlık böyle bir girişime alet ediliyor? Bunu sormamız lazım. Eğer AKM’yi bu nedenle ortadan kaldırmak istiyorlarsa, yıkmak yerine neden gelin bu meseleyi bir tartışalım diyemiyorlar?
Neden korkuyorlar? Geçmişte bu tartışma yapıldı. "Önce yıkalım, sonra istediğiniz gibi bir mimari proje yaptırırız" diyen iktidara "önce bağımsız bir ortamda araştıralım" dedik. Kamuoyu da düzenlenen yüzlerce toplantı ile bilgi sahibi oldu. Uzmanların yaptığı çalışmalar sonucunda dünyadaki en iyi sahne sistemlerine sahip olan yapılardan biri olduğu ortaya çıktı. Sonra ikna oldular, restorasyonu için. Yapı seramiklerinden elektronik sistemlerine, enerji etkin hale getirilmesinden, mekanik sistemlerine kadar etüd edildi.
Bir kamu yapısı için gerçekleştirilebilecek en başarılı restorasyon projesi ortaya kondu. Tam uygulama başladı, bu defa da yıkmak isteyenler mahkeme kararı ile durdurdular. Mahkeme kararları ile böyle bir konu ele alınabilir mi?
Mahkemenin nasıl bir çalışma yapıldığından haberi var mıydı? Hafızayı düzenleme girişimleri müzakere etmekten hoşlanmıyor. Yalnızca mimarlık gibi deneysel bir konuyu oldu bittiye getirerek, düşünce yasakları uygulayarak hareket etmeyi biliyor. Şimdi soracaksınız, biliyorum. Gezi’de dayatılan mimari proje yüzünden onlarca insan hayatını kaybetti. Onlarca insan sakat kaldı. Neden iktidarlar şiddet uygulamayı tercih ediyor? Bunun cevabı aynı zamanda onlara bunu yaptıran iktidar pratiklerinde gizli. Eğer mimarlık alanı böylesine bir hafıza kazıma girişimine alet edilirse, bu alanda demokratik yöntemlerle fikir geliştirmeyi başaramazsak, olacağı bu.
Açıkçası mimarlığın içine iktidarın gizlenmesini, saklanmasını bir şiddet biçimi olarak görüyorum. Diyeceksiniz ki içinde direnen silahlı kişiler bulunuyor diyerek tarihi şehirleri top atışına tutmanın, bombalamanın yanında AKM’yi konuşmanın ne anlamı kalır? Yanmış ceset parçalarının, kopmuş kolların bacakların inşaat molozlarına karıştığı bir yerde?
Hayır ben öyle düşünmüyorum. Çünkü her ikisinde de aynı şiddet, aynı terör var. Ama AKM’de en azından konuşmayı becerebiliriz, zannediyor(d)um. Ama bunu yapmak yerine şiddet uygulamayı tercih ediyorlarsa, "AKM yıkılmasın" diyen insanları toplasınlar, büyük salonu doldursunlar ve ağır silahlarla yalnızca binayı değil, "gelin bu meseleyi bir konuşalım, tartışalım" diyenleri imha etsinler! Çünkü hayal kurmak ile hafızayı kazımak birbirinin tersi olan şeylerdir.