Yaşar Kemal’in "Cumhuriyet gazetesi röportaj muhabiri" olarak 1953 yılında Sait Faik Abasıyanık ile yaptığı röportajı yayınlıyoruz.

 

Dünyaca ün almış Mark Twain derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca, bu iş için Sait’in ne diyeceğini öğrenmek için aradım. O gün öğleden sonra İstiklal caddesindeki kaldırımdan gittim geldim. Sonra Kadıköy iskelesine uğradım, orada da yoktu. Sait anacığı ile birlikte Burgaz adasında oturur, bindim vapura ikinci gün oraya gittim. Anası Sait’in aynı gün İstanbul’a gittiğini söyledi. İstanbul’da tarif ettiğim kaldırımda, ona rastladım. Gene dalgın, sinirliydi.

Yüzünden düşen bin parça olur derler ya, öyleydi.

“Merhaba” dedim.

“Merhaba, eyvallah,” dedi.

“Ne var, ne yok?” dedim.

“İyilik” dedi.

“Mark Twain….” dedim.

“Aldırma” dedi.

“Bak” dedim, “Sait, biliyorsun ki ben röportaj yaparım.”

“Sonra?” dedi.

“Söyle” dedim.

Ben sual sormadan o başladı:

“Bana Mark Twain cemiyeti fahri üyeliği verildi, dünya edebiyatına ettiğim hizmetten ötürü. Birçokları gibi ben de şaşırdım. Dünya edebiyatına hizmet filan etmediğimi söylemeye ne hacet. Bu üyelik verilebilmesi için uydurulmuş nazik bir sebeptir sanırım.”

Ben aldım, dedim ki:

“Senden önce bu cemiyetin ilk üyesi Atatürk’müş…”

“Biliyorum. Beni sevindiren de işte bu. Atatürk’ten sonra benim üye olmam, benim için ne büyük şereftir. Bir milletin yetiştirdiği en büyük çocuğu ile o milletin kendi halinde bir küçük hikayecisinin Amerika’da bir cemiyette buluşmaları küçük hikayeci için bulunmaz şerefli bir fırsattır. Demokrasi de zaten böyle olur. Eğer bu üyelikten memnunsam, bu yüzdendir.”

“Politika…” dedim.

Sözümü ağzımda kodu:

“Karışmam.”

“Peki seni bu cemiyete ne sebepten, hangi eserin için seçtiler?”

“En büyük devlet adamlarının, başkanların ve başbakanların fahri veya asli üye oldukları bir cemiyete beni de seçmenin aslı nedir diye düşündüm, şunu buldum: Demek ki şimdiden sonra dünya çapında bir hikayeciyi anmak için kurulmuş bir cemiyete dünyanın dört bucağından kendi halinde hikayeciler seçilecek.

Türk hikayecilerini temsil ettiğim anlamına alınmasın sakın. Her hikaye yazan ve yayan Türk hikayecisi kendi şahsında bir dilin hikayeciliğini yaptığına göre, şahsıma Mark Twain cemiyetinin gösterdiği ilgi ve sevgi daha çok Türk hikayeciliğinedir gibi geliyor bana.  Ben de bu ilgi ve sevgiyi bütün değerli hikayeci arkadaşlarımla paylaşırım. Kabul ederlerse.

Kendini bütün dünyaya tanıtmış, sevdirmiş, bir halk çocuğu olan hikayeci Mark Twain’i ananların içine Türk dilinin bir hikaye yazarını almayı düşünenlere de teşekkür ederim.”

“Mark Twain için ne dersin?”

“Sen de amma sual sorarsın ha. Ne derim: Mark Twain alay edermiş, güldürürmüş, kepaze edermiş, cemiyetteki sahte vakarları, petrol kırallarını, pamuk prenseslerini, demir beylerini, çelik efendilerini sağlığında. Ölümünden sonra bir Türk hikayecisi ile şakalaşmasın mı?

Eyvallah Mark Twain.”

 

Daha fazla yazı yok
2024-03-29 14:18:40