Videoist, Başak Kaptan’ın “Mükemmel Mutsuzluk“ başlıklı kişisel sergisini, 1-26 Mart 2014 tarihleri arasında Mardin’de izleyicilerle buluşturuyor.
2003 yılında Hülya Özdemir ve Ferhat Kamil Satıcı’nın oluşturduğu, İstanbul merkezli bir sanat kolektifi olan Videoist, kurulduğu tarihten itibaren yurtiçi ve yurtdışından çeşitli sanatçıların katılımıyla farklı mekânlarda etkinlikler gerçekleştirdi.
1 Mart 2014’ten itibaren mobil bir sanat projesi olma niteliği taşıyacak olan Videoist, mutlak çekim merkezi olan modern metropolden hareket ederek, çağdaş sanatın taşınabilir sınırlarını araştırıyor.
Videoist, Anadolu’nun Ortadoğu’ya bakan balkonu konumundaki Mardin’de, çağdaş sanatın mahdumlarına bir buluşma, sergileme, sunum, gösterim, konuşma ve tartışma alanı yaratmayı amaçlıyor.Bu alanın bir hafıza ve hatırlama mekanizmasını açığa çıkaracak nitelikte projelere ve sergilere ev sahipliği yapması planlanıyor. Aynı zamanda video sanatı arşivini de içerecek mekân, araştırmacıların, küratörlerin, sanatçıların ve koleksiyonerlerin ziyaretine de açık olacak.
Videoist, yeni mekanında konuk edeceği Başak Kaptan’ın “Mükemmel Mutsuzluk“ başlıklı kişisel sergisini, 1-26 Mart 2014 tarihleri arasında Mardin’de izleyicilerle buluşturuyor.
Mükemmel Mutsuzluk
Polonya’da, Poznan yakınlarındaki bir ormanda çektiği 8mm filmini doğa ve ortam sesleriyle buluşturduğu bu çalışmasında Başak Kaptan, çocukluğunda bir kır gezisinde başlayan ve imgeleminde devam eden çevre ve kendilik ilişkisine melankolik bir armağan sunma çabasındadır. Filme eşlik eden, bulunmuş ve aynı ağaçlık alanda çekilmişe benzer iki fotoğrafın izinden giden sanatçı, dallar arası boşlukları saplantılı bir inatla kâğıttan çıkartmaya çalıştığı bir desenle ağaç imgesini göstermeye çalışmaktadır.
Disiplinler arası bir yaklaşımla çeşitli malzemelerle çalışırken, son zamanlarda video ve film imgesinin mekânsallığını ele alan Başak Kaptan, sadece video ya da film aracılığıyla yaratılan mekânı değil, bellek izlerinin oluşturduğu mekânı da açığa çıkarmaktadır. Sanatçı, kollektif ve öznel belleğin kamusal ve özel alanla olan ilişkisi üzerine yapılan güncel tartışmalara referansla, geçmiş deneyimlerin ses ve görüntü olarak biriken hatıratını yeniden üretmenin olanaklarını araştırır.