İlham aldığımız ve merakla takip ettiğimiz sanatçılara ‘zoom’ların sıradaki konuğu, performanslarıyla çağdaş sanata punk bir estetik katan VALIE EXPORT…
Avusturyalı sanatçı VALIE EXPORT, avangard sanat yolculuğuna ailesi tarafından kendisine verilen ismi reddederek başlar. Reddettiği sadece isimler değil, patriyarkal bağların tümüdür. ‘Export’ ismini tercih etmesinden de anlaşılacağı üzere ters yüz etmeyi ve ezber bozmayı çok sever. Normlardan kurtulmayı sembolize eden bu isim, ‘Smart Export’ isimli bir sigara markasından gelir. 1970’te aynı markanın paketine yaptığı bir müdahale ile otoportresini de yaratır. İlk çalışmalarından bu yana odağında hep bedenler vardır. Çalışmalarıyla görsel kültürün içerisindeki cinsel politikaları okunaklı kılar ve kendi deyimiyle inançlara ve kurumlara karşı isyanını dile getirir.
Tekil Bir Temsilinin İmkansızlığı
Videoart işlerinden biri olan ve Avusturya televizyonlarında yayınlanan 1971 tarihli ‘Facing a Family’ ile seyir ilişkilerini tartışmaya açar. Gündelik hayatı yeniden üreten televizyonların bize dayattığı hakikate itiraz eder. Bütün bu gösterimin kurmacadan ibaret olduğunu yüzümüze vuran deneysel bir çalışma ortaya koyar. Videoda görülen aile, onlara ekrandan bakan izleyicileri ‘izleyerek’ bir yansıma yaratır. “Gerçekte hangi taraf izlenmektedir?” sorusunu sorar.
EXPORT, Identitätstransfer (1968) ile kadın imgesinin çok biçimliliğine ve geçişkenliğine vurgu yapar. Kadınlık deneyimine ait çeşitli görünümlerin içerisinden konuşur. Bunu bazen kılık değiştirerek, bazense kolaj teknikleriyle ve farklı planlardaki çekimlerle yapar. Syntagma (1983) isimli çalışmasında üst üste binen sekanslarla tasarladığı da kafa karıştırıcı bir bakma-seyretme planıdır. Soru basit: Tekil bir temsilden söz edebilir miyiz? Sanatçı bu soruya bedenin parçalarıyla ve ritimleriyle yanıt verir. Devin Fore ile yaptığı röportajda kadın bedeninin tastamam bir inşa olduğundan, hatta 1970’lerin feminist sanatının bile belli bir bedenselliği ürettiğinden söz edecektir.
Röntgenci Bakışa Karşı ‘Expanded Cinema’
VALIE EXPORT; Viyana sokaklarında performanslar düzenler, kent estetiği ve mimarisiyle kurduğu ilişkiyi sanatıyla mekânsallaştırır. 1968’de küratör Peter Weibel’i tasmalı olarak doggy pozisyonda sokaklarda yürütür. 1972-1976 seneleri arasında ‘Body Configurations’ serisinde yapılandırdığı ‘beden’ yine sokaklardadır. Çeşitli geometrik formlara dönüşen bedenlerle bir gramer oluşturur. Sadece taşla, mermerle, betonla fotografik etkiler doğuran ilişkiler kurmaz. 1968’de Tapp und Tastkino’da rastlanması zor ve oldukça cesur bir ‘feminist aksiyon’ tasarlar. Seyir ilişkisine sızan röntgenci bakışı expanded cinema-genişletilmiş sinema türünün erken bir örneği ile izleyicilere deneyimletir ve onları kendi bedeniyle etkileşime davet eder. Bu aynı zamanda dikizleyici bakışın ifşasıdır.
Provokatif Müdahaleler, Aykırı Performanslar
Benzer yöntemle gerçekleştirdiği bir diğer işi ise ‘Genital Panic’ ismiyle biliniyor. Münih’te izleyicilerle buluşan sanatçının performansı, duruşu, bakışı, elindeki makineli tüfeği tutuşu, yırtık pantolonundan kasıklarının meydan okuyuşu şu soruyu doğuruyor: Hangisi gerçek? Ekranlar mı, imajlar mı, kelimeler mi, izleyiciyle göz hizasındaki bedenler mi? Charles LaBelle için bu iş; Fluxus, sitüasyonist yıkım, Viyana aksiyonizmi, medya eleştirisi, cinsel politika ve anarko-terörizmin bir karışımı. Tipik bir ‘punk’ aslında… Sanatçının body-art’a olan ilgisi hiç azalmasa da zamanla işlerinde bu punk etkinin seyreldiğini söylemek herhalde haksız olmaz.
Alkışın Değil, Agresif Sanatın İzinde
Özetle, EXPORT; provokatif müdahaleler, aykırı ve sarsıcı performanslarla ismini zihinlere kazıdı. Alkış beklemedi, aksine agresif bir sanatın izinden yürüdü. Kışkırttı, çünkü izleyicilerle hiçbir zaman aynı noktada buluşmayı hedeflemedi. İzleyicinin tepkisini görmek istedi, bunun için kışkırtılmaları gerektiğini düşünüyordu. İşleriyle documenta ve Venedik Bienali’ne de katılmış olan sanatçı, bugün MoMA’dan Tate Modern’e pek çok kurumun koleksiyonunda yer almaya devam ediyor. Avusturya’yı temsil ettiği 39. Venedik Bienali’ndeki enstalasyon, 39 yıl sonra Londra’daki Galerie Thaddaeus Ropac’ta yeniden sergilendi ve büyük ilgi gördü. VALIE EXPORT, onlarca kişisel sergi ve grup sergisiyle izleyicilerle buluştu, buluşmaya devam ediyor. 2024 yılında şimdiden belli olan iki sergisi var. İlki 27 Ocak-22 Mayıs tarihleri arasında C/O Berlin’de kapılarını açacak. İkincisi ise Hollywood’daki The MAK Center isimli sanat ve mimarlık merkezinde 28 Şubat’ta başlayıp 7 Nisan’a dek sürecek.