A password will be e-mailed to you.

Erkan Oğur ile Derya Türkan, Serbülent Sertoğlu ile birlikte yeni bir prodüksiyon şirketi kurdular. Adı, MM&T (Mikro Makro Tonal Müzik). Amaçları ise; “dinleyiciye satan bir şeyi vermektense, bilinmeyen bir güzeli ulaştırmak.” Geçen eylül ayında kurulan şirketin ilk albümü ‘Dokunmak’ı Derya Türkan’ın İstanbul Kemençesi albümü takip edecek.

 

 

 

 Erkan Oğur, Derya Türkan ve İlkin Deniz besteledi, çaldı, derledi, topladı, kaydetti, yayınladı. Dokunmak, Erkan Oğur ve Derya Türkan’ın da ortağı olduğu M&MT Records’tan çıktı. Üçlü uzun süredir flörtleşiyor, konserlerde boy gösteriyordu. Nihayet iş resmiyete döküldü. Üç elden çıkan altı yeni mahsul var. Renkleri öyle iç içe geçmiş, öyle uyumlular ki kim neyin pınarı ayırt etmek zor. Albümün tınısı ve havası Gasparyan’lı Fuad albümüne yakın fakat hicaz (garip ayağı)’dan kurtulunmuş, başka başka kapılar çalınmış. Sürükleyenin Derya Türkan olduğu belli. Klasik kemençenin sesine vurgun olan çok kişi vardır fakat Derya Türkan fazladan bir şey katıyor. Japonların erhu’su gibi dolu dolu tınlıyor, hatta çağlıyor. Hep demişimdir; üslûb-i beyân aynıyla insan, işte Derya Türkan. Bir diğer tavır sahibi müzisyen ise kontrbası çalan İlkin Deniz. Yine beyefendiliğinden ödün vermeden çalmış. İddiasız, gösterişsiz ve mütevazi. Tuşesi bile kalender. Gelelim esas adama; Erkan Oğur. Bu albümde en iyi bildiği işi yapmış ve kendini evinde hissettiği otantik sazlarla çalmış. Telvin beni hayalkırıklığına uğratmıştı. Konserde kalması gereken, iki zümre arası konuşmanın ifşası gibi buldum. İçime işlemedi. Dokunmak ise hakikaten dokunaklı. ‘Yeni’yi arayanlar için söyleyelim, ‘yeni’ değil ancak ‘eski’yi muhafaza ediyor. Özellikle Erkan Oğur ve Derya Türkan bunu bir görev addediyorlar kendilerine sanki. Sebebi de malum, Ceren Ana’nın Eşkiya’ya verdiği yanıtı hatırlayalım: “Ben buranın delisiyim, bir yere gidemem.”

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 19:36:05