A password will be e-mailed to you.

Sanatçı Yusuf Taktak sanatatak.com için Salt’ın Sabiha Bozcalı sergisine dair izlenimlerini yazdı.

 

Belgesel sergileri severim ayrıca sürprizli, çarpıcı  sergileme farklılıklarından dolayı SALT sergilerini merakla bekler oldum. İşte, Sabiha Bozcalı sergisi de onlardan biri. Üstelik ailesinin, sanatçı arşivini kuruma bağışladığını duyunca, sevincim katlandı…

Bozcalı’nın 1904-1998 arasında, Osmanlı’nın son döneminden, genç Türkiye Cumhuriyeti’ne dek uzun bir sanat yaşamı var. Soylu bir aile yapısı içinde (Dahiliye Nazırı Memduh Paşa’nın sanatçı kızı Handan Hanım ile Bahriye Nazırı Hasan Paşa’nın oğlu Amiral Rüştü Paşa’nın ikinci çocuğu; Sabiha Rüştü) Ona, daha 5 yaşındayken dönemin tanınmış ressamlarından Ali Sami Boyar, resim dersleri veriyor. 15 yaşından itibaren farklı dönemlerde Münih, Berlin, Paris ve Roma’da; aralarında dünya sanat tarihi içinde yer alan Lovis Corinth, Paul Signac, Giorgio de Chirico gibi tanınmış sanatçıların atölyelerinde çalışmış ve son olarak İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Namık İsmail Atölyesine (1928-29) devam etmiş.

Yukarda isimlerini verdiğim sanatçılardan çok yakın ilgi gördüğünü aralarındaki yazışmalardan anlıyoruz ki Bozcalı, genç yaşlarında yeteneğiyle çok dikkat çeken biri. Örneğin Signac; “yetenekli ve resim sanatının gerektirdiği hassasiyete sahip” diyerek, umut beslediğini belirtiyor.

Sergide;  portrelerinin resimsel değerleri çok iyi. Ancak, elbette peyzaj ve natürmortları da başarılı. Buradan yola çıkarak yani plastik değerleri yerli yerinde kullanan ressam olarak yaptığı illüstrasyonlar da çok cazibeli ama daha önemlisi tarihsel belge olarak büyük değere sahipler.

Yurt Gezileri 1938-1943 de CHP ve Halkevleri tarafından düzenlenen bir etkinlikti. Temel amacı: sanatçılarımızın kendi topraklarını, kültürel varlıklarını resmederek halka, sanatı sevdirmekti. Dolayısıyla, her yıl belirli sayıda ressam seçilerek bir kente gönderiliyordu. O dönemdeki söylemlerden biri; ulusal kaynaklardan yola çıkarak, ancak uluslararası olunabilirdi…. Biraz sanatsal heyecan, biraz halk-sanat ilişkisi ve tabii ki sonunda ortaya çıkan yapıtları devlete satabilmekti. Bozcalı, bu program çerçevesinde 1939’da Zonguldak’a gönderildi.

Sergi duyurularında; önce “Türkiye’nin ilk kadın ressamı…?” diyerek haber salındı, tabii ki tutmadı. Ardından “İlk illüstratörlerinden..” başlıkları atıldı, sanat çevreleri bu tanıma ikna olmuşlar ki, ses çıkmadı. Gerçekten de sergiyi gezerken, yaptığı çizimlerle reklam ve yayıncılık alanında, görsel anlatım açılımı banka ve kurumların tanıtımı açısından oldukça başarılıydılar. Yanı sıra; basında ve yayımda tanınmış kişi ve kurumlarla çalışmış olduğunu görüyoruz.  Örneğin; 1953 den itibaren Milliyet, Yeni Sabah, Cumhuriyet, Tercüman, Havadis gibi gazetelerde ressam olarak çalıştı. Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi ressamlığı yanı sıra Nezihe Araz, Cahit Uçuk ve Refii Cevad Ulunay gibi yazarların eserleri için illüstrasyonlar yaptı.

Sergi; fotoğraflar, çizimler ve belgeler bölümü SALT Araştırma Arşivi’nden sağlanmış. Ayrıca İŞÜ Taha Toros Arşivi Sabiha Bozcalı bölümü belgeleri de katkıda bulunmuş. Suluboya ve yağlıboya eserler ise aile koleksiyonundan bir araya getirilmişler.

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 18:26:30