Türkiye’nin geçmişine siyasi parti amblem ve seçim afişleri üzerinden hiç bakmış mıydınız? Demokrasi kavramını sembol ve afişlerdeki sloganlar üzerinden hiç analiz etmiş miydiniz? Türkiye’nin demokrasi geçmişi hafızanızda canlanıyor mu? İşte böyle farklı bir bakışı görebilmek ve analiz edebilmek için Depo İstanbul‘da önemli bir sergi açılışı yapıldı. Sanatçı Ali Cabbar tarafından hazırlanan bu ilginç, bir o kadar da anlamlı olan “Tipsiz, Ugly” isimli sergide Türk demokrasisine hınzır bir bakış temelinde yaklaşılmış.
Sergiye girince üstünüze üstünüze gelen bir görsel kalabalıkla karşılaşmıyorsunuz. Çok sade ve düşündürücü. Merdivenleri çıktığınızda sizi neon ışıklı Horoz amblemi karşılıyor. Yani Turgut Sunalp’in liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin amblemi. Bu logonun iki yanında da, Türkiye’ye devamlı ‘demokrasi’ vaat eden sağ partilerin koç ve at amblemlerini görebiliyorsunuz neon ışıkları eşliğinde. Ardından partilerin seçim afişleri ve aksi istikamette bulunan parti amblemleri veya günümüzdeki kullanımıyla logoları. Aslında partiler enkazı da denebilir. Hızla değişen Türk demokrasisi!? Birçok partinin amblemlerinin kırmızı ağırlıklı olduğunu da göze çarpan bir özellik olarak eklemeliyiz. Kan, bayrak ve kırmızının insan psikolojisindeki yerinden dolayı seçilmişler muhtemelen. Fakat Kürtlerin kurduğu partilerin amblemlerine gelince göze çarpan iki renk var: yeşil ve sarı. Bu derin ana renk farklılığı aslında Türkiye demokrasisinin nasıl bir noktada durduğunu da gösteriyor. Bunların yanında, tüm siyasi parti amblemlerinin estetik ve duygudan yoksun olduğunu da görüyoruz. Açık ve net haliyle “Tipsiz!” Çok sert bir şekilde duygunun ve çeşitliliğin olmadığı kaba çalışmalar. Seçim afişlerine gelirsek, sanatçı 1950’lerden bu yana demokrasi, iş aş, işçi, toprak ve solu ezmek gibi ana meseleler üzerinden çalışmasını düzenlemiş, Türkiye’nin ekonomik yolculuğunun demokrasi içindeki başlangıcını anlatmak istemiş.
Birkaç seçim afişini inceleyince çok çarpıcı tespitler yapabiliyor ve hafızanızı zorlayarak geçmişe dönebiliyorsunuz. Mesela güncel örneklerden birisi de, bugünkü iktidar partisinin yakın geçmişte hazırladığı seçim afişleri: “OHAL Kalktı. Baskılar Bitti. Köyümde Özgürce Yaşıyorum. ONLAR KONUŞUR AK PARTİ YAPAR” ya da bir diğeri: “Çözüm Süreci Başladı. Anaların Gözyaşı Dindi. ONLAR KONUŞUR AK PARTİ YAPAR”. İşte bu örneklere bakınca sloganların Türkiye demokrasisinde ne kadar anlam ifade ettiğini anlayabiliyorsunuz. Verilen sözlerin birkaç sene içinde uçup gittiğini görebiliyor, gerçek manada bir demokrasinin oturmadığını pek ala idrak edebiliyorsunuz. Sergilenen afişler demokrasiye vurgu yapmasına rağmen, günümüzden partilerin geçmişine bakınca, vaat edilen demokrasinin aslında bir illüzyon olduğunu gözlemleyebiliyorsunuz. Serginin bende yarattığı etki de bu duygu hali galiba. Daha birçok örnek afiş olmasına rağmen hepsini anlatmak yerine gidip görmenizi ve Türk demokrasisinin nereden nereye geldiğini amblem ve afişlerden üzerinden incelemenizi öneririm.
70 yılın özeti
Sanatçı Ali Cabbar Türkiye demokrasinin aksayan yönlerini ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmeleri esprili bir dille aktarmaya çalışmış. Sanatçı, siyasi parti amblem ve seçim afişlerini yaklaşık 70 yıl üzerinden bizlere sunuyor. İşte o günden bu yana devam eden “demokrasi” arayışının koptuğu noktaları ve gerçekleşmeyen o anlayışı farklı şekillerde ifade ediyor. “Tipsiz” derken de, bu siyasi parti amblemlerinin nasıl baştan savma yapıldığına da gösteriyor. Cabbar bu çalışmalarını tuval üzerine akrilik olarak çalışarak, 50 siyasi parti logosu ve kağıt üzerine pastelle seçim afişlerinin yer aldığı yerleştirmeden yapıyor. Sergi, bunca yıldır devam eden bir demokrasi mücadelesi içinde toplumsal hafızanın zayıflığını da ortaya koyuyor.
Tipsiz‘i 27 Kasım 2016 tarihine kadar Depo İstanbul’da ziyaret edebilirsiniz.